1.Bölüm (Cool Değil)

241 31 53
                                    

SOUL

"Sana kitaplarını satmazsan odanda oturacak yer bile bulamayacağını söylemiştim, öyle değil mi?"

Beni görmezden gelmeye çalışarak kollarını göğsünde birleştirip yukarıya bakmaya başlamıştı. "Gerçeklerden kaçabileceğini sanıyorsan, yanılıyorsun." Dedim artık yatağın üstüne taşan kitapları toplarken.

"Soul!" Tek parmağımı ona doğrultup "Hayır." dedim. "Geçen sefer ki garaj satışında benim eşyalarımı sanki birer çöpmüş gibi satarken sıra kitaplarına geldiğinde insanlara öldürücü bakışlar yollayıp işi sabote ettin!"

Yanaklarını şişirmişti sevimli bir şekilde. "Ama onlardan vazgeçmek istemiyorum..."

"O zaman kanepede yatmaya başlarsın!"

"Tamam, yatarım!"

Cidden inatçlığından hiçbir şey kaybetmiyordu bu kız ama ne fark ederdi ki, sonuçta benim sevdiğim de onun bu halleri değil miydi?

Ne kadar olmuştu hislerimi fark edeli? Bir yıl mı? Belki daha fazla... Onun için göğsüme bir yara aldığım zamandan beriydi belki de... O zaman teknisyenimin ölmesinden daha farklı bir korkuydu hissettiğim.

Derin bir nefes aldım sakinleşmek için, ne olursa olsun aramızdaki ilişkiyi berbat eden kişi ben olmamalıydım çünkü. Onun bu inatçı haline bakıp sadece pes etmekten başka bir şey gelmezdi elimden.

"Geç kalıyoruz." Dedim en sonunda soğuk bir sesle. Eşyalarına karışmamı kastederek "Bu senin hatan!" dediğindeyse onu duymuyormuş gibi yapıp içeri geçerken söylenmiştim bir de üstüne. "Bir susmadın gitti."

Okula geldiğimizde küçük kavgamızı çoktan unutmuştuk her zaman olduğu gibi. Gün içinde ettiğimiz her kavgaya takılacak olsaydık asla birbirimizin yüzüme bakamazdık heralde.

"Makaaaa!" Suratını ekşiterek bana baktıktan sonra kolumu tutup "Hemen yön değiştirelim." demişti Maka. "Görmemiş ve duymamış gibi yap."

Peşimizden geldiğini görünce arkamızı işaret ettim. "Aptal baban vazgeçecek gibi durmuyor ama." Gözlerini devirip "Babam falan değil o benim." demişti yine inkar ederek.

"Maaakaaa! Beni görmezden gelmiyorsun, öyle değil mi? Biricik kızımın beni görmezden gelmesine imkan yok değil mi?"

Kafasını yan tarafa çevirip "Hangi baba?" diye sormuştu ilgisizce. Gülerek "Onu duydun, yaşlı sapık." dedikten sonra ellerimi onu kovar gibi salladım. "Hadi! Kış kış."

"Sen kendi işine bak ahtapot kafalı, kızıma elini sürersen seni öldürürüm." Göz devirerek "Hiç cool değil." dedikten sonra Maka'nın göğsünü işaret edip "Zaten el sürülecek pek bir şey de yok." dedim onunla eğlenmek için.

Beklediğim bir şey olan "Maka chop!"un gelmesi uzun sürmeyince "O kitaplar okumak için var, şiddet için değil!" dedim kafamı ovuştururken.

"Hıh."lamıştı bana. "Bana hıhlama." dedim üste çıkmaya çalışarak.

Diğer yandan Spirit hala "Maka." diye sızlanıp duruyordu ki onun bu ağlak haline bakıp "Ne yapıyorsun, Senpai?" diye sormuştu Stein her zaman ki gibi ürkütücü bir sesle.

"Kızımla..." Soruyu soran kişiyi fark edince ona dönüp "O manyak bakışlarını benden çek manyak herif, üzerimde deney yapmana izin vermiyorum!" diyerek kaçmaya yeltenmişti.

"Sonra görüşürüz Maka!"

"Ne aptal ama." Dedim paytak paytak koşusunu işaret ederek. Maka sadece omuz silkmekle yetinmişti.

Sınıfa girdiğimizde "Soul!" diye bağıran Black Star'a baktım gülerek. "Yine enerjin üstünde bakıyorum." Parmağıyla kendini işaret edip "Bendeniz her zaman enerjiğimdir!" demişti. "Tanrı'yı bile geçecek olan adamın yorgun olduğunu göremezsin!"

Tsubaki gülmeye çalışarak Maka'nın yanına gittiğinde "Sana acıyorum." demişti Maka Black Star'ı işaret edip. Gülümsedim, her şey her zaman olduğu gibi normaldi.

Patty ve Liz'in sesini duyunca kafamı çevirip gelenin Kid olduğundan emin oldum, suratında rahatlamış bir ifade vardı.

"Tablomun yerini kontrol ettiğim için çok memnunum, yoksa bütün günüm kötü geçerdi."

Kid'in neden geç kaldığını açıklamaya yetiyordu bu cümle, yine simetri hastalığının kurbanı olmuştu büyük ihtimalle.

Gözlerini birden Maka'ya dikmişti bir anda. "Bir şeyler yanlış." Tek kaşımı kaldırıp "Neden bahsediyorsun sen?" diye sormamla onun Maka'nın yanında elinde mezurayla bitmesi bir olmuştu.

İki yandan kuyruk yaptığı saçlarının arasındaki mesafeyi ölçüyordu manyak. "Kuyruğun biri fazla aşağıda olmuş." Demişti söylenip düzeltmeye çalışırken.

Maka'nın saçlarına dokunan ellerini tutup çekmek istemiştim ama bu hiç cool olmazdı. O yüzden iç çekip "Ne fark eder?" diye sormakla yetinmiştim.

Liz "Evet çoğu şey için bende bunu sorup duruyorum ama hala bir cevap alamadım." demişti bıkkınlıkla.

Saçını düzeltme işi sonunda bitmişti. "İşte şimdi oldu." Ellerini beline koyup "Cidden Maka, senden bunu beklemezdim." demişti Kid. "Oysaki izlemesi keyifli olan tam istediğim gibi mükemmel bir simetriye sahiptin sen."

Kid'in mükemmel simetri anlayışı onun gözlerini Maka üzerinde gezdirmesine neden olacaksa belki de o saç modeline bir son vermesini sağlamalıydım Maka'nın.

Zaten açıkta kalan boynu bende sürekli onu öpme isteği uyandırıyordu. Kafamı iki yana salladım, o senin teknisyenin, kendine gel Soul. Bu hiç ama hiç cool değil!

YN

Bu sefer Soul Eater'dan yazmak istedim, çok içimde kalırdı yoksa. : ))

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 28, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ruhumun MelodisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin