Chapter 28: Guilt

5.9K 269 8
                                    

Telefonumun sesiyle uyandım.Doğruldum ve örtüyü üzerimden çektim telefon hala ısrarla çalıyordu.Başım ise dünkü hafif sarhoşluğum üzerine ağrıyordu.Gözlerimi ovuşturarak esnedim.Güneş ince beyaz perdelerimden içeri giriyordu.Muhtemelen öğlendi.

Dün gece yaşanılanlar zihnime dolarken telefonu açtım.Elimi saçlarımın içinden geçirdim.Tamara arıyordu.

"Zoe dün gece ne oldu? Nerdesin" sesi çok yüksekti ve hızlı konuşuyordu.Ki hala uykulu olmamda onu anlamamı zorlaştırıyordu.

Harry'nin dün beni eve getirdiğini hatırladım.Birşeyler olduğunu anlamış olmalıydı ama sormamıştı.Ki bunun için ona minnettardım.Belki de dün olanları görmüştü? , umarım görmemiştir.

"Harry dün beni eve bıraktı..." gözümü ovuşturup, esnedim.

"Ah, tamam, ama dün Niall Liam'ın Zayn'i eve götürdüğünü- ya da taşıdığını- söyledi.Onu bulduğunda dışardayım ve çok kötüymüş hatta çimlere kusmuş....Ne oldu?"İç çektim.Bunu şu an konuşacak enerjim yoktu açıkcası.

"Sonra buluşup bunu konuşabilir miyiz Tam? henüz yeni uyandım."

Telefonu kapattığımda saatin iki olduğunu gördüm ve 7 cevapsız çağrım vardı.Ki dördü Zayn'di.Ve 10 dakika önce bir sesli mesaj atmıştı.Partiden çıktıktan sonra telefonuma bakmamıştım.

"Hey, ımm...- sesi uykudan yeni  uyandığını belli eder biçimde,boğuktu."Ben gerçekten üzgünüm..Dün bir pislik gibi davrandım.Aslında,.. tam olarak ne yaptığımı hatırlamıyorum...Umm beni sonra ara.Seni görmeye ihtiyacım var" Uykulu sesinin aksanını daha belirginleştirdiğini fark edince bundan etkilenmekten kendimi alıkoyamamıştım.

Onu arama iç güdüme karşı koydum.Ve aşağıya inip kahvaltı yapmaya karar verdim.

Zayn

Geceden kalmak* berbat bir şeydi.Başımın ağrısı beni öldürüyordu.Ve kaslarımın bile ağrıdığını hissediyordum.Yatağımda düz bir şekilde uzanıp tavanla bakışıyordum.İçimden hiçbirşey yapmak gelmiyordu.Dün gece eve nasıl geldiğimi hatırlamaya çalıştım, ama herşey bulanıktı.

Acı ve yorgunluk en kötü şey değildi.Zoe'nin telefonundan Harry'nin gönderdiği bir mesaj almıştım.- benim yanımda, güvende - diyordu.

Paketten bir sigara alıp çıkardım ve dudaklarıma koyup yaktım.Yavaşça dumanı dışarı üfledim.Sonra dumanın yukarı çıkıp kayboluşunu izledim.Bir tane daha çekip,aynısını yaptım.

Dün gece arkadaşlarımla konuşuyordum, gülüyorduk ama daha fazlasını hatırlamıyordum.Bir de şu küçük pembe haplar vardı.Belli belirsiz de Zoe ile yakınlaştığımız zamanları hatırladım.Ama hala beni durduran şeyin ne olduğunu bulamamıştım.Nedense garip birşeyler hissediyordum.

Kafam geçen gün Zoe ile odamda yaşadıklarımıza gitti.

Sigaramdan büyük bir nefes çektim.Ellerimi yatağımın kumaşında gezdirirken, aklıma o gün boynunu emerken küçük iç çekmeleri geldi.Yastığımı çektim.Ve pantolonumun şişmesine neden olacak hayallere kendimi kaptırdım.

Yataktan kalktım ve dumanın dışarı çıkmasını sağlamak için camı açtım.Bütün paketi bitirmiştim.Paketi camdan aşağıya atıp yeniden kendimi yatağa attım.Şimdiden dışarıda bir yığın sigara izmariti olmuştu.

 Bir anda dün olanlarda olan Zoe'nin surat ifadesi gözümün önüne geldi.Güzel kahverengi gözleri panik ve endişe ile dolmuştu.Normalde hiç bir kız için bu derece suçlu hissetmezdim.Ama Zoe farklıydı.Ne kadar kötü olabileceğini merak ediyordum.

O kadar içmediğimi hatırlıyordum.Ama çocuklara sunduğum haplardan bende almıştım.

Şimdiye kadar uyanmış olmalıydı.Telefonumu beşinci kez kontrol ettim.Onu 4 kez aramıştım,ve en son beni aramasını söyleyen bir mesajda bırakmıştım.Gerçi o hala aramamıştı.

Aşağıya inip bir red bull ve aspirin içmeye karar verdim.Aynanın önünden geçerken solgun görüntüme kaşlarımı çattım.Yüzümden yorgunluk akıyordu.

Aramıza birşeyler yeni başlamıştı.Onunla tanıştığımdan beri neredeyse kızlarla bile konuşmuyordum -ki biriyle yatmayı söylemiyorum bile .Herşeyi batırmış gibi hissetmekten kendimi alamıyordum.Ne yapmıştım ?

Ve bunu bilememek beni rahatsız ediyordu.

Zoe

"Ha..Ne ve sende hayır dedin?" benim konuşmamı beklemeden cümlemi tamamladı."Biliyor musun? İsveçte bir kız hayır diyorsa ve karşıdaki ona dokunmayı sürdürüyorsa bu tecavüz sayılır... yani gerçeketen tecavüz etmese bile...bu bir yasa"Çok hızlı konuşuyordu ve sesi tiz çıkıyordu.

Kazağımın kollarını bileğimde bulunan ve  dün gece  Zayn tarafından bıırakılan izleri kapatmak için aşağıya çektim.Tamara'yı sakinleştirirken gözlerimi devirdim.Çok abartıp delirmiş gibi davranıyordu.Ona hiç söylememliydim aslında.Gerçi beni bu kadar önemsediği için ona yine de minnettardım.

"İsveç'te değiliz Tam.Yani bunun pek yararı yok" tam olarak hatırlıyamıyordum bile."Ayrıca sadece içkiden dolayı böyle olduğunu düşünmüyorum o ve arkadaşları daha güçlü bir şey almış olmalılar"

Pek şaşırmamışcasına başını salladı.

"Diğerlerine söylemessin değil mi?" tekrar kafasını salladı.Onun biraz dedikoducu olduğunu biliyordum ama bu konuda da  ona güveniyordum.

Kahvelerimizi bitirirken sessizleştik.Neyse ki kafein baş ağrımı uzaklaştırıyordu ve biraz daha ayılmamı sağlıyordu.

Geçen gün geldiğimiz kafenin aynısındaydık.Hatta aynı yerde oturuyorduk.Bugün hava diğer günlere göre daha güneşliydi.

"Zou... belkide onu unutmalısın yani?" Tamara sessizliği bozdu ve konuştu.Sesi uysal bir tondaydı.Ama bunu yapamayacağımı biliyordum bu yüzden hiçbirşey söylemedim.

"En azından adamakıllı bir özür borçlu ..tamam mı?" kafamı sallayıp konuyu Zayn ve benden uzaklaştırdım.

"Çocuklardan konuşalım.Sen ve Niall?" sandalyeme yaslanırken ona sırıtıyordum.O ikisi gece boyunca beraberlerdi ve sürekli gülüşüp duruyorlardı.

Tamara sözlerime kızarıp ellerine bakarak gülümsemeye başladı.

Hey merhaba yeni bir bölüm bu seferde kısa diyeceğinizi biliyorum ama pek bişey yapamıyorum :)Altta açıkladığım bir kelime vardı onu yazıyorum.Bu arada hikayenin 100k olmasına acayip sevindim teşekkürler herkese okuyanlar, oy atanlar en önemlisi yorum yapanlar:)100k anısına çok tatlı bir zayn gifi:)Medyadaki şarkıda favorim

*Geceden kalma: Hangover, başka şekilde çevirisi yok aslında hangover'ında yok ama öyle çevirmeye çalıştım gece sarhoş olmuş manasında olabilir.

He's No Good (Çeviri) Zayn MalikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin