•2•

852 42 14
                                    

Kısa bir süre Kai bana bakmıştı.

"Bu adamı nasıl alabildin?"

Alaycı bir şekilde devam ettim.

"Ben yaparım kai, biliyorsun."

Kai gözlerini ovalamış ve konuşmuştu.

"Şu adamı lütfen gözümün önünden kaldır!" diye çıkıştığında kasların çatılmıştı. Tae'ye baktığımda ise yandan gülüp duruyordu, sonunda dayanamamıştım.

"Neye gülüyorsun?"

Tae' nin surat ifadesi inmiş ve yüzüme boş boş bakmıştı.

"İgrenç yaratık dedin de, komik geldi."
Yanağımın iç tarafında dilimi gezdirip onu kollarından çekiştirip dışarı çıkardım.

"Hapishaneye gittiğinde böylede gülebilecek misin bilmiyorum." dedim alaycı bir sesle.

"Ah, tabi neden olmasın?"

Bu çocuk tam bir psikopattı.

"Hadi yürü! Nezarete."

Cevap vermeyip koluma girdi ve yürümeye başladı. Bir şey diyememiştim.

Nezarete geldiğimizde onun kelepçesini çıkartıp içeri soktum, bileklerini ovalayıp duruyordu acaba çok mu sıkıştırdı bileğini bu kelepçe? Her neyse bunları düşünmeyi bırakıp yukarı çıkmıştım ki birden ses geldi.

"Bugün nöbetçisin jungkook."

Aşağıya geri indiğimde ise nöbetçi karşımda duruyordu.

"Bugün burada nöbetçisiniz Bay Jeon Jungkook."

Kafamı olumlu şekilde salladım ardından önümden geçip çekip gitmişti.

"Ee, bu akşam ne yapıyoruz?"

Bu çocukla artık baş edemeyecektim.

"Kapa çeneni artık!" bağırdığımda sesim bütün odayı doldurmuştu.

"Sen bir seri katil ve manyağın tekisin!"

Taehyung gülerek karşılık vermişti.

"Öyleyim, nolmuş?"

Ona tısladım.

"Şu lanet çeneni kapatacak mısın yoksa ben yardımcı olayım mı?"

Taehyung hafiften inleyerek cevap verdi.

"Yardımcı ol bana jungkook."

Hemen masanın üstündeki anahtarı alıp anahtar deliğine soktum.

"Sana susmayı öğreticem tae."

Taehyung hafiften sırıttı.

"Bekliyorum."

Kapıyı açıp geri kapattım, kapattığım anda yakasına yapışıp gözlerine bakmıştım, o gözler çok güzeldi yüzü de öyle..
Bana aşık gibi bakıyordu, sanki onu uyuşturmuşum gibi baygın bakıyordu bana, kıyamadım ve yakasındaki ellerimi çektim ve üstümü düzelttim.

"Boşversene, değmez." dedim yüzüne tükürürcesine ve anahtarı alıp çıktım.

Sandalyeye oturup kollarımı göğsümde kenetledim

"Küçük bir çocuğa benziyorsun jungkook."

Kızgın kızgın ona bakıyordum, ama bana o farklı bakıyordu sanki 'ben masumum' dermişcesine.

-3 saat sonra-

Taehyung demirin üzerinde uyuyakalmıştı, tabi bende nöbetçi olduğum için ona bakıyordum, birden ses duyulmaya başladı.

"Ihmm jungkook ahh"

Sesi duyunca birden olduğum yerde düzleştim benim adımı mı söylemişti o?

"Hmm ahh~ çok iyisin devam e-et jungkook."

Evet, benim adımı sayıklıyordu, anahtarı alıp hemen kapıyı açtım, Taehyung'u uyandırmak zorundaydım çünkü yanlış anlaşılabilirdi.

Onu kolundan tutup sarstım.

"Tae, uyan!"

Tae irkilmeyle uyanmıştı.

"Ne, ne oluyor burda?"

oturumuna geldiğinde yanına oturmuştum.

"Rüyandayken beni sayıklıyordun."

Tae çok utanmış bir şekilde bana baktı.

"Sanırım ıslak rüya görmüşüm."

Hapishane // TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin