Aradan 2 yıl geçmişti ve ben artık burdan bir kaçma yolu bulmalıydım, düşündüm ve düşündüm.. Ah, evet! Felix.
Felix'i herhangi bir telefondan arayıp ona yapacaklarımızı anlattım ve o da kabul etti.
2 hafta sonra karakolda büyük bir çatışma çıkarmıştık ve Felix'e Jungkook'u asla vurmamasını söyledim.
Tam tersine bizimle gelmesini isterdim ki elini kolunu bağlayıp öyle almaya karar verdik..
Onu en güzel ve nahoş bir yere götürdüm.
"beğendin mi Jungkookie~"
"Çokor bono bordon!"
"Ah, çıkaracağım."
"Ama benim her şeyim olursan.. "
Ağlamaya başlamıştı. Ona kıyamayıp ağzındaki bantı çıkardım. Hemen bağırıp çığırmaya başladı.
"Yardım edin! Kimse yok mu?"
"Hayır kimse yok jungkook, burada kimse seni duyamaz ya da yardımına gelemez ayrıca üstündeki bütün silahtır, telefondur odur budur hepsini yaktık çöpe attık."
Ona yaklaştım ve çenesini okşadım.
"Yani kaçış yolun yok bebeğim."
Çay yapraklarım, Bu bölümden sonra bütün bölümler uzun olacaktır bilginize ❤
