•18.Gün; Bozulamayan bir büyü•

83 10 0
                                    

...

Final


•18.Gün; Bozulamayan bir büyü•

'Kaçmalısın Luna!'

Notu dolabımın üzerinde gördüğümde şaşırdım. Etrafa bakındım, gramofon yoktu! Geri gelmemişti. Peki ya bu not neyin nesiydi? Neyden, neden kaçmam gerekiyor? Ne yanlış yaptım ki? Düşüncelerimle boğuşurken kapı çaldı. 'Dok dok' Gelen kişi zili kullanmamıştı.

O nottan sonra biraz ürkmüştüm. Kapının üzerinde ki çengeli çıkarmadan yavaşça araladım. Daha önce görmediğim uzun boylu, esmer bir adamdı.

"Luna?"

"Evet?.. S-siz kimsini--"

Sözümü tamamlamama izin vermeden sağ eli, boynumu buldu. Paniklemiştim. Parmaklarını yavaş yavaş boynuma bastırıyor aynı zamanda kapıyı tamamen açmaya çalışıyordu. Elinden kurtulmak için kolunu kapının arasına sıkıştırmaya çalışıyordum ama nafileydi.

O, çok güçlüydü ben ise çok zayıftım. Nefes almam zorlaştıkça daha da zayıf düşüyordum. En sonunda boynumu bıraktı ve kolunu geri çekmesiyle kapı kapandı. Yere çöküp, nefes alışımı -zorda olsa- düzene koymaya çalışıyorum.

Benden ne istiyordu, bilmiyordum. Daha doğrusu; onun kim olduğunu ve beni nereden tanıdığını bile bilmiyordum. Mutfaktan cam kırılma sesleri geldi. Gitmemişti! İçeriye girebilmek için mutfak penceresini kullanmıştı.

"Bana ait olanı yok ettin! Bana kalan son hediyeyi yok ettin! Şeytan kadın!"

Plaktan bahsettiğini anlamam uzun sürmemişti. Çünkü başkasına ait yok ettiğim tek şey o şarkıydı. Fakat sahibi oysa o plağın antikacıda ne işi vardı? Şimdi bunu düşünmenin vakti değil Luna! Katilin içeride sana geliyor, toparlan ve kaç! Kapının koluna tutunup, ayağa kalktım.

Ayak seslerini duyuyordum, yanıma geliyordu. Kapıyı açıp, evden koşarak çıktım. Önce neler döndüğünü anlamak için antikacıya tekrar gittim.

...





"Bu şehrin eski bir hikâyesi... Tim, eşi Hyln'i kaybettikten sonra aklı dengesini kaybetmiş ve senin gibi bu gramofonda çalan şarkıya bağlanmış..."

"Benim k-kırdığım plaktaki şarkı mı?"

"Evet! Derniere Danse..

'Son bir kez dans ediyorum, büyük acımdan kurtulmak için.

Kaçmak istiyorum, her şeye rağmen yeniden başlamak istiyorum.

Ah, benim tatlı eziyetim.'

En sonunda içinde ki aleve yenik düşüp, kendi canına kıymış ve bir rivayete göre bu gramofon onun ruhunu kendi içine hapsetmiş. Bu yüzden kapatsak da şarkı yeniden yeniden çalıyor. Elbette bu gerçek olmaya bilir sadece söylenti."

Sadece bir söylenti değildi! Ben onun elinde ki son kalan aşkı yok etmiştim. Gözlerim gramofonda takılı kalmıştı. Gramofonu elime aldım. Yine onun ayak seslerini duyuyordum.

'Son bir kez dans ediyorum, büyük acımdan kurtulmak için..'

Usul usul mırıldanarak yanıma geliyordu. Bu o şarkının sözleriydi.

"Geliyor.."

Dedim usulca. Yaşlı adam bana garipsercesine baktı.

"O.. Tim geliyor.."

Symptoms • Park SunyoungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin