Kendine atıştırmalık bir şeyler almak üzere kantine giden arkadaşını, yılın bu zamanı çiçeklerle donanan okulun bahçesinde bekleme kararına vardı TaeHyung. Elinde şu aralar kendisinde bir takıntıya sebep vermiş bir yazarın kitabı, burnunun üzerinde dinlendirici gözlüğü, üzerinde ise ne olur ne olmaz üşütmemek için giydiği siyah renkteki hırkası vardı.
Kahverengi ahşap banklardan birine oturduğunda, kitabını kaldığı yerden itibaren açtı ve dizlerinin üzerine koyarak okumaya başladı. Kitabı okumak, o güzel kelimeleri beyninin içerisinde dönüp duruyorken hissetmek; yaşadığı her şeyi bir an için unutmasına neden oluyordu. O yüzden okurken çok mutlu oluyordu.
Fakat mutluluğu sadece beş dakika sürdü ya da sürmedi. Oturduğu ahşap banka, bir beden daha oturmuştu.
Kitabını kapadı ve başını soluna döndürdü. Açıkçası Jimin'in geldiğini düşünüyordu. Jin'in değil.
Jin'in yüzünü yakından görmesi üzerine havaya fırlayacaktı neredeyse. Elini kalbinin üzerine koydu ve derin derin nefesler aldı.
"Sanırım korkuttum."
TaeHyung'un tepkisinden yola çıkarak sordu Jin bu soruyu. TaeHyung cevap vermedi, mimiklerini bile oynatmadı. Şuan da bedeni delicesine kavruluyordu. Yanındaki bedene sıkıca sarılmak istiyordu. Ama yapmadı. Yapamadı.
"Geçen gün olanlar hakkında çok üzgünüm."
Endişeli bir şekilde parmakları ile oynamaya başladı Jin. TaeHyung'un yüzüne bakamıyordu. TaeHyung'da ona. Farklı bir görüntüydü. Konuşan sadece Jin'di.
"Sen kendini yere atıp özür dilediğinde, şok olmuş vaziyetteydim. Neden özür diliyordun, anlamadım. Her insanın iyi hissetmediği günler olurdu, bize sert davrandığında asla senden nefret etmedim. Aslında özür dilemesi gereken bizdik. Sen ağladığında sana sarılmadık, bir şey demedik."
Titreyen ellerini ceplerine sokma kararı aldı Jin. TaeHyung ise konuşma yetisini kaybetmiş gibiydi. Yanında otıran beden bir meleğe mi aitti? Bir insan nasıl bu kadar iyi kalpli olabilirdi?
"Özür dilerim TaeHyung. JungKook adına da, özür dilerim."
Jin sonunda TaeHyung'un yüzüne baktı ve eğdi başını. Şuanda kulaklarına varasıncaya dek ağzı, gülmek, karşısındaki bedenle itirazı olmasa dans etmek istiyordu TaeHyung. Ama yine yapmadı. Konuşamadı da.
Sadece ayağa kalktı ve Jin'i boynu bükük bir şekilde, o kahverengi ahşap bankta bıraktı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR ♤taejin
Short Story:bugün seni sevmeye başlamamın ve en yakın arkadaşımın ise senden hoşlandığını bana itiraf ettiği o gün.