TaeHyung, Jin ve JungKook oturdukları masada sohbet etmekle epey bir meşguldüler. Gerçi JungKook, pek sohbete girmiyordu. Jin bir espri yapıyordu ve TaeHyung kahkaha atıp duruyordu. Bu şekilde işliyordu masadaki döngü.
JungKook parmaklarını kemirerek haşat etmişken, Jin'e doğru eğildi ve kulağına fısıldadı. Jin'in onaylaması üzerine ise masadan kalktı ve koridora çıktı.
JungKook'un ardından bakınan TaeHyung'a Jin, sadece bir yere gideceğini söyledi. TaeHyung sustu. Merak etmesi bir şeyi değiştiremeyecekti. JungKook ile arasındaki demirden duvar, kırılma kırılmıyordu. TaeHyung güçlenene kadar da, bükülmeyecekti.
Jimin'in bahçedeki banklardan birine oturmuş, müzik dinlediğini geçen tenefüsten bilen JungKook; onun yanına doğru adımladı.
Yanına vardığında ise; gözlerini kapatarak müziğe tempo uyduran Jimin'in koluna dokundu. Dürttü onu.
Gözlerini açtığı gibi, bu dünyadaki en hayran olduğu kişinin yüzünü burnunun dibinde görmesiyle, sırtını bankın ahşap kısmı ile sert bir şekilde buluşturdu.
JungKook izin almadan bankın boş kısmına oturduğunda, nefes almayı bile kesti Jimin. Her ne kadar JungKook'un onun duygularını bildiğini bilse dahi, onun sadece yanına oturmasıyla bile bu kadar çok heyecanlandığını öğrenmesini istemiyordu.
"Beni ne kadar seviyorsun?"
JungKook'tan gelen ani soru üzerine, şaşkınca bakınmaya devam etti Jimin. Soruyu duymuştu ama verecek yanıtı var mıydı? Varsa dahi söyleyebilecek kadar cesareti? Peki ya konuşmayı, unutmuş olabilir miydi?
JungKook uzunca bir süre geçmesine rağmen yanıtın gelmediğini farkedince yüzünü Jimin'e doğru döndürdü.
Ve döndürür döndürmez buluştuğu dolgun dudaklarla, gözlerini açabildiği kadar açtı. Jimin neden onu öpmüştü?
Sadece dudakları birbirine değen ikili ayrıldı. İster istemez kızarmıştı ikisinin de yanakları. Jimin başını eğdi ve kalkmaya hazırlandı ama JungKook tarafından tutulmasıyla bunu gerçekleştiremedi.
"Bu yaptığım yanlıştı biliyorum ama bana bir soru sordun ve benim cevabım da bu."
Kolunu kendine çekti ve göz ucuyla bakındı JungKook'a.
"Bu sana olan sevgimin sadece minik bir parçası.."
Fısıldadı sevdiğine doğru. Duymuştu ya da duymamıştı emin değildi ama, bir daha yanına dahi yaklaşamayacağından emindi Jimin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR ♤taejin
Short Story:bugün seni sevmeye başlamamın ve en yakın arkadaşımın ise senden hoşlandığını bana itiraf ettiği o gün.