| 4N1K | Yaprak&Barış

Bölüm 16

"Yalnız topa vuracakken kızın üstüne nasıl düştün lan Sinan?"

Gökhan,başkalarıyla yaptığımız voleybol maçından bahsediyordu.Sinan,karşı takımda kız çok olduğundan o takıma girmişti.Topa marşeti Oğuz vurmuş,Gökhan parmak pasıyla bana vermiş bense olan gücümle topa servisi çakmıştım.Sinan ise bu arada topa vurmak için ileri atılıp kızın üstüne düşmüştü.

Ve evet,Oğuz'la Gökhan olay ne kadar bir gün önce yaşansada ne zaman akıllarına gelse sanki az önce yaşanmış gibi anıra anıra gülüyorlardı.Sinan da bu durumdan şikayetçi sayılmazdı.O da gülüyordu çünkü.

Ben Barış'ın koluna girmiş 'daha fazla ne kadar saçmalayabilirler' diye düşünüyordum."Yaprak baksana!"Oğuz'un eliyle gösterdiği yere baktım.Bir pizzacı..."Oğuz?"dedim bıkkınca."Tatile geleli beri yediğimiz pizza sayısı,hepimizin yaşları toplamını geçti.Neremize sokacaz o pizzayı?"

"Vallahi sizi bilemem.Ben o harika yere girip,göbeğim çatlayana kadar pizza yemeğe gidiyorum."deyip bizi geride bırakıp dükkana daldı.Barış'ın da isteğiyle arkasından girdik.Girdik ve gördük ki,Oğuz çoktan çıkarabileceği en büyük sorunu çıkarmıştı.Şefin yanına geçmiş,resmen kendi pizzasını kendi yapıyordu.Etrafındakileri de taktığı yoktu."Ulan!Oğuz!Lan beyninde bok bulduğum uzaylı!"

"Oğuz!Olum napıyosun?!Millet bize bakıyor gel şuraya!"

"Oğuz umarım beynindeki nöron sayısı,yaşının 1/4 kadar vardır."

"Oğuz bir gün yediğin o pizzaları tek tek sıçarsın inşallah!"

Bizi de taktığı yoktu.Barış hepimize bekleyin deyip,şefe bir şeyler fısıldadı.İki dakika sonra yanımıza gelirken yanında Oğuz'un olduğunu fark ettik."Aaa Oğuz?Ya sen insan sözü dinler miydin?"dedim.

"Sus kız sen.Kate Upton'ı kullandılar.Yoksa gelmezdim."

******
"Aklıma ne geldi lan!PUBG,FIFA,PES falan mı oynasak?"

Sinan PUBG derken,ben FIFA veya PES dedim.Gökhan PUBG,Oğuz PES dedi.Barış PES.

Böylelikle PES oynamak için bir internet kafeye gittik.Barış ve Sinan bir takım,biz bir takımdık.Tabii maç sonucu 4-0 mağlubiyet...

Kafeden çıkarken Gökhan bana çemkiriyordu."Sana frikiği bana ver dedim.Çalıma gitme dedim.Pas ver dedim.Kaleye dönme dedim.Çizgide pas verme dedim.Ofsayta geçme dedim.Faul yapma dedim.Niye dinlemiyorsun?"

Sonra Oğuz'a döndü."%35 pas yüzdemiz var,onunda hepsi karşı takıma galiba.Sen verdin ya pasları bilirsin."

Oğuz tabikisi hazır cevapdı."En azından kendi kaleme gol atmadım."

Bu sözün üzerine kıkırdadım."Haklı mı haklı."

"Bi'gidin ya!Sokaktan dede çevirsek sizden iyi oynar."

"Tabii canım en azından kendi kalesine atmaz."

"Oğuz!!!"dedim u'yu uzatarak onu uyarmak mânâsıyla.

Oğuz,bir sevgili edasıyla Gökhan'ın elini tutarak "Aaa!Aşkitoşkom bana kızmış mı?"dedi.

"Aşkitoşko mu?Duymadım sayıyorum."

"Yeter be tamam."dedi Barış."Amma uzattınız,bir dahakinde avans veririz."

Oğuz ve ben ona aynı anda dil çıkarırken Gökhan ofladı."Keşke tatile gelirken bavula Merve'yi sokup gelseydim."

"Merve mi?Gene noldu Gökkuşum?"

"Bu kız beni çıldırtıyo cidden!Ya bir insan niye mini etek giyer ki?Hadi giydi diyelim,niye instagtam'a atar ki?Hadi at!Ama öncesinde bana engel at,fotoyu sil kaldır engelimi.Bende kalp krizinden ölmeyeyim!"

Sinan elini omzuma atarken kıkırdadı."Öyle bir şey yapsa daha çok kızarsın Gökhan kabul et."

"Tabikide daha çok kızarım.Saçmalamayın olum,Gökhan Karademir buna izin verir mi?Hayatta vermez."

Gökhan ve Merve...Şu dünyada Oğuz ve Kate'den sonra en tuhaf çift diyebilirim.İkiside deli gibi seviyorlar birbirlerini.Ama Gökhan çok kıskanç.Merve ise baskı sevmez birisi.Uzaktan bakınca güzel,yakından daha kötü.

Ben dalıp giderken Sinan'ın beni çekiştirdiğini hissettim."Başkan gelsene!Otele geçiyoruz."

"Otele geldik mi?Ne ara geldik lan?"

Resepsiyonun önünde durduğumuzda,bugünün tatilin son günü olduğunu anladım."Ama ya..."

Barış işlemleri halledince yanımıza geldi."Yaprak?Bavulları toplamamızı izlemek mi istersin yoksa burda oturmak mı?"

"Oturmak."dedim bıkkınca.

"Peki,bekle bizi burda.Hemen ineriz geri."

Başımla onaylayınca gittiler.Bende sandalyeye oturdum.Parmaklarımla masaya yavaş yavaş vurmaya başladım.Kendi kendime ritim tutturmak üzereydim ki karşı masada,Barış'a çok benzeyen bir oğlan gördüm.Sarışın ve yakışıklı.Boyunun da en az 1.90 olduğu sandalyeye sığmayan bacaklarından belliydi.

Ben onu öylece süzerken bana baktı.Göz kırparak yanıma geldi ve oturdu."Ne o?Beni mi kesiyosun?"

"Ne saçmalıyorsun sen?Neyini kesicem senin?"

"Beni herkes keser de ondan demiştim."

Ofladım."Tırnak olsan dahi kesmem seni."

"Öyle demek.Boşu boşuna bakıyordun yani,laf olsun diye."

"Bana bak,her kimsin bilmiyorum,bilmekte niyetim değil.Bu demek oluyor ki siktir olup gidebilirsin."

"Aaa ağzımızda kirliymiş,ayıp olmuyor mu ama?"deyip kaşını kaldırdı.

"Olmuyor."

"Hadi söyle napıyodun?"

"Of tamam!Erkek arkadaşıma çok benziyosun,ondan bakıyodum."

"Haaa."deyip saçlarını karıştırdı."Ben olmayayım o şanslı kişi?"

"Salak mısın be sen?!Ne diyorsun?"

"Tamam tamam,şakaydı."

"Gülmedim."dedim somurtarak.Somurtma mood:ON

"Her şaka gülünsün diye mi var?"Somurtma mood:OFF
Benden ses çıkmayınca devam etti."Şakalar ders vermek içindir güzel kız.Gülünsün diye yapılan şakaya,şaka değil espri denir."

"Ayyy bilimsel konuşma...Nöronlarım bi'seviyeden sonrasını algılamıyor.Ve de bana güzel kız deme."

"Emir de veriyoruz güzel."

"Lan senin dilini alır gö- Aaaa Barış?Ne ara geldiniz ya?"

Evet evet Barış.Doğru."Yaprak?Kim bu?"

"Dünyadaki sayılması imkansız gerizekalılardan biri."diye yanıtladım onu.Düşen yüzü gülmedi.Elimi tutarak beni arabaya doğru çekti."Kim bu dedim Yaprak?"

"Vallahi bilmiyorum,ona bakıyordum bir anda yanıma geldi.Ve biz sadece boş muhabbetler yapıyorduk."

"Neyse ayrıyeten konuşucaz bunu,şimdi bin."diyerek arabaya bindirdi beni.Hiçbir zaman emniyet kemerini takamayan ben Barış'ın takmasını bekledim.Takmadan bizimkilere seslenince somurttum."Barış?Taksana?"

"Takayım."deyip taktı kemeri.Geri çekilirken yanağımdan öpmeyi de unutmadı.(♥)

Herkes binince yola çıktık.Barış'a benzeyen oğlanın bana el salladığını gördüm.

Yani...O çocuk...Garip.