II/on dördüncü gün; meyus

1K 134 322
                                    

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

"canım acıyınca,
ellerim titreyince,
en çok gök gürleyince,
yağmur yağınca,
ve her gün doğumunda,
düşünce bir bebek rahme,
bir kuş uçunca,
denizler dalganınca,
en çok yıldızların altında,
bu cehennemin dört bir yanında,
nefes aldıkça...
bana sarıl."

*

michl - die trying

lewis capaldi - bruises

*

Hayatınıza yeni birisini aldığınızda durup şöyle bir düşünürsün; kim bu? Gerçekten onu hayatıma almaya değer mi? Canımı yaktığında ona katlanmaya, beni yüzüstü bıraktığında yeniden onu sevebilmeye, kızdığında ya da bağırdığında onu alttan almaya değer mi? Nasıl biri? Kalbini yerinden oynatırcasına etkiliyor mu seni? Dünyanın en güzel çehresi olmasa da onda, deli gibi öpmek istiyor musun her bir yerini? Çatık kaşlarının ortasını, parlak alnını, kavisli burnunu, sıcak yanaklarını, kuru dudaklarını... İnce tenli boynunu, keskin çene hattını, derin köprücüklerini, senin için hızla atan kalbini... Ruhunu? Sana adamak için yemin ettiği, sendeki ederi on dört günlük olan ruhunu peki? Seni bırakıp gideceğini bile bile sever misin? Canını acıtması bile yokluğuna tercihin midir yani?

Aşık mısın yoksa, demezler mi adama? On dört günlük bir sarhoşluğa, aşık mı oldun? Gözleri, bakışları bile seni kendinden geçiren adamın iki kara dünyasına mı aşıksın yani? Sıradan elmacık kemiklerine, ince dudaklarına, iri burnuna, geniş alnına ve erkeksi kaşlarına? Hadi canım, sen bu ince tenli sıcacık çocuğa aşık mısın cidden? Ayık olup olmadığından bile emin değilken?

Seni severken sarhoş olup olmadığını bilebilir misin, diye sormazlar mı? Ne halt yemeye girdi hayatına, sen çok mu mükemmeldin, demezler mi? Omuzlarından tutup da seni, kafanın içindeki hücreler bile ağrıyana kadar silkseler de aklın başına gelmez mi?

Gelmez belki de.

Senin adın Park Jimin'se ve aşık olduysan eğer bu şarap rengi saçlı çocuğa, ölsen dahi aklın başına gelmez.

Üzerimden kalkıp yatağın yan kısmına devrilmeden önce yavaşça içimden çıktı ve terli saçlarını ıslak alnıma sürttü. 

"Tanrım," Diye inildedi beyaz çarşafların arasında kendisi bir tanrıya benzediğini bilmeden. Nefeslerimi düzenlemek için çabaladığım sırada gözlerini tavana dikti ve geniş göğsünü biraz daha fazla nefes için hızla indirip kaldırmaya başladı.

icarus ¦ jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin