V/son: altmış ikinci gün; icarus

1.5K 139 512
                                    

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

"onu, sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
titreme daha fazla kalbim.
bağışla kendini artık onu da,
bırak gitsin.
bırak gitsin.
o senin ezel gününden kaderin,
sen onu nasılsa bin kere daha
seveceksin."

*

far too young to die - panic! at the disco

when the party's over - billie eilish

already gone - sleeping at last

*

Hepimiz yüksekten uçmak isteriz.

Hepimiz bir kuş gibi gökyüzünde süzülmek, yeryüzünü yukarıdan izlemek ve tüm insanlığa hakimmiş gibi özgür hissetmek isteriz. Hepimiz bir çift kanada tav olur, hepimiz uçma duygusunu bir kere olsun tatmak isteriz.

Fakat uçacak olmanın başımıza getireceklerini bilmeyiz.

Kanadımız kırılabilir, dengemizi kaybedebiliriz, kuvvetli bir yağmura yenilebilir, bir karış suda boğulabiliriz, çok yüksekten uçmak isteyip bir karış boşluğa düşebiliriz.

Ölebiliriz.

Özgürlüğün zehirli hislerine yenilip ölebiliriz pekala.

Bizi özgür hissettiren neyse, sonumuzu hazırlayan bir kalemin mürekkebi olabilir. Olamaz mı? Ya da bulutların ardındaki gerçek güneşi görme arzusu, bedenimize yerleşen gereksiz cesaret birikintisi birinin kollarından çıkıp da boşluğa düşmekle sonuçlanamaz mı?

Sırf esaretten kurtulacağım diye, ölmeyi bile bile yaşamaya tercih eder mi insan bir umut içinde yeşerttiği duyguların girdabına kapılarak? Özgürlüğün bize uzanan nasır tutmuş elleri, dipsiz bir sonsuzluk kuyusundan çekip kurtarmaya yetmezse ya bizi? Ya daha fazlasını isteyip, daha azıyla yetinmeyi bilmeyen bu insanoğlu, bir gün kanatlarını kaybedip koca bir hiçlik okyanusuna düşer de gözlerini yumarsa karanlığa?

Kimse bu sonu düşünmez. Daha doğrusu düşünmek istemez.

Çünkü hepimiz bizi öldürenin özgürlük değil, esaret olduğunu düşünürüz.

Çünkü biz, bizi öldürenin sıkı sıkı tutunurken en çok yaşadığımızı hissettiren o nasırlı eller olduğunu bilmeyiz. Çünkü biz; özgürlüğü hep güzel tanıdık.

Çünkü biz; esareti özgürlükten sonra hiç tatmadık ve asıl karanlığın, özgürlüğü seyrederken bir ufkun kenarında, açan güneşin rengi olduğunu hiç anlamadık.

icarus ¦ jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin