ismi cin aşkı derin bölüm 2

130 8 7
                                    

hoca karşıma geçmelerini söyle dedi bende söyledim karşımıza geçin diye seslendim direk konuşmuyordu onlarla benim aracılığım ile iletişime geçiyordu anlam vermemiştim aslında kendi de görüyor ama neden konuşmuyor diye düşünmeye başlamıştım ve hoca öncelikle kibar bir dil ile hoş geldiniz dedi benim gözüm hala onlarda idi cevap gecikmedi simsiyah gözlerini kocaman açarak hiç hoş bulmadık diye yanıt verdi bende hocaya ilettim ve hoca yine naif bir ses tonuyla sor bakalım neden buradalar soruyu yönelttim çünkü kralımız gönderdi ve sen boşuna çabalıyorsun bu kapı öyle bir kapı ki asla terk etmeyeceğiz  sorunun cevabını tam alamamıştı hoca kral neden gönderdi sizi çünkü bu diyerek beni gösteriyor ve abisi zamanında bir cin daveti yapıyorlar ve bu cin davetine kralımızı çağırma teşebbüsünde bulunuyorlar ve buna çok kızan kralımız beni buna ve abisine musallat ol diye görevlendiriyor ve inanılmaz bir kapı açtılar biz bu kapıyı ıyi ki bulmuşuz bu kapıdan bütün krallık geçiş yapabilir ve söylediğim gibi sen bu kapıyı asla kapatamazsın sen öyle san diye cevapladı konuşmalarını hoca ve yine bir soru daha peki ya bu çocuklar kim iki si yani ellerinden tuttukları cinden olan çocuklarım ya diğeri diye bir soru daha oda bunun çocuğu şaşırmıştım bak kocan da varmış cin olan neden bundan da çocuk yaptın ben bu görev verildiğinde kocamı terk ettim ve bununla aile oldum hocalar bakim yapmasın işlem uygulayamasın diye ve sende uygulayamazsın çünkü artık bir aileyiz ve özele girer artık hiç bişey yapamazsın hocam neler söylüyor bu korkmaya başladım gerçekten bir şey yapamaz mısın hafif gülümseyerek yaparım merak etme dedi rahatladım biraz seviyor musun bu çocuğu dedi beni aradan çıkarmıştı ever hem de çok diye bir cevap aldı hoca ve hoca hafiften sinirlenmeye başladı yalan söylüyorsun seven sevdiğine zarar vermez sen bu çocuğa zarar veriyor saldırıyorsun korkutuyorsun şimdi buradan güzellikle gitmeni istiyorum anlaşalım seninle terk et bu haneye bu bedeni rahatsız etmeyi bırak bende seni öldürmeyim ben bu bedeni bu haneyi ve açılmış bu kapıyı terk edersem kralım beni zaten yaşatmaz öleceksek bile aşık olduğum bu bedenin yanında ölmeyi tercih ederim hem bizi öldürsen bile bu kapıdan daha fazla gelecekler o zaman nasıl kurtaracaksın bunu diyerek beni gösterdi ve hoca bağırmaya başladı ben sizi öldürdükten sonra geleceksiniz hem de daha fazla öylemi gelin istediğiniz kadar gelin bende bu çocuğa kılıç veririm geleni keser hoşuma gitmişti bu fikir aslında ama nasıl olacaktı hiç bir fikrim yoktu tabi cin aşırı kararlı idi hoca çareler arıyordu öldürmemek için uğraşıyordu ve bir teklif de bulundu peki ben sizin ölmenizi istemiyorum nasıl olur bu iş kralla görüşsek sizin dinler mi bizi senide benide dinlemez asla ikna olmaz peki ya ikna edebilecek birisi var mı onu evet var küçük oğlu ancak onun sözünü onun isteklerini yapar ve benim aram da onunla iyidir hoca kralın oğlunu da davet etmesini istedi görüşelim belki güzel bir yol buluruz ne dersin o da tamam dedi gözüm hep benden olan çocuğa takılıyordu uzun uzun süzüp sonra imkansız olduğunu düşünüyordum oda bana el sallıyor gülücükler saçıyordu ve gidip çağırmak için müsade istedi hoca benim çocuğumun kalması şartı ile izin verdi ve gönderdi bana da peşlerinden gitmemi söyledi nasıl olacak hocam dedim  gözünü kapat dedi ve alnıma baş parmağı ile bastırdı  şimdi edebilirsin dedi salonun kapısından çıktılar ve ara koridorda ki aynadan geçiş sağladılar bende onlar gibi hareket ediyordum sanki böyle astral seyahat gibi peşlerinden devam ettim kocaman iki tane kale vardı karşılıklı onlar kapıdan girdiler ben üstten bakıyordum kaleye ve ömrümde o kadar kalabalık bir yer görmedim hepsi muhafız şeklinde giyinmiş zırhlı kılıçlı idi ve tam ortalarında bir taht üstünde yine zırhlı tacı başında yaşlı beyaz sakallı bir adam kral ve herkes onun etrafında gözüm benim musallatım olan kadına takıldı yine iki çocukla kralın yanından geçti ve arkasında duran biri ile görüştü sonra kalenin dışına doğru gitmeye başladılar ve yanına ikide muhafız aldı ve o esnada hoca alnıma tekrar bastırdı ve gözümü açtım gördüklerimi anlattım ve daha da korkmaya başladım hocam çok kalabalıklar ne yapalım nasıl kurtaracaksın beni sakın ol dedi gelsinler bir bakalım o esnada benden olan çocuk kadının ismini söylüyor bende hocaya söylüyorum hoca inanma bunlar hep yalan söylerler isimden yakarak diye başkasının ismini veriyor falan dedi o sırada geldiler kralın oğlu ve iki koruması kadın ve iki çocuk ev iyice kalabalık olmaya ve bende korkmaya başladım hoca çok sakindi hoş geldiniz dedi yine ne istiyorsun bizden dedi prens babanı ikna edelim bu musallat bitsin sen ikna edebilirsin onu dedi prens ten asla babama bunun için teklifte  bulunmam dedi o zaman bunlar ölsün mü dedi hoca prens gülerek sen mi öldüreceksin dedi ve uzaklaştı diğerleri bekliyordu iki korumasını alıp çıktı gitti salonumdan muhtemelen kaleye gitti muazzam bir yapı idi hoca iyice sinirlendi kapıya doğru baktı ve Tuğba gelir misin dedi kapıdan sekiz dokuz yaşlarında bir kız çocuğu girdi allah allah neler oluyor evde hiç görmediğim kadar insan aman yada ne biliyim cin görüyordum kafam karma karışıktı Tuğba yı tarif et dedi başı örtülü beyaz gömlekli ve uzun yeşil bir eteği var dedim tamam dedi Tuğba arkadaşın burnundan gir dedi ve bak bakalım içinde gizli saklanan cin varmı dedi Tuğba bir anda gölge gibi oldu burnuma yaklaştı o gölge ve vücudumda gezmeye başladı üç yada dört dakika sonra çıktı ve eski halini aldı temiz dedi hocaya teşekkür ederim dedi ve Zeynep hocam gelebilirsin dedi inanın çok merak ediyordum bu işin sonu ne olacak daha kaç kişi evime gelecek olumlu sonuç çıkacak mı kafayı yemek üzereyken Zeynep hoca girdi salona siyah uzun bit elbise oda baş örtülü ben beyaz bir yüzü var hoş geldiniz Zeynep hocam dedi hos bulduk falan hocam Tuğba kim Zeynep hoca kim Tuğba benim kızım Zeynep hocada eşim ve kendisi teykel padişahının kızıdır peki diyebildim memnun olduğumu ve beni kurtarmasını söyledim oda kafa salladı tamam der gibi ne yapacağız hocam dedi oda mahkeme kurulsun dedi altı ecnebi iki müslüman cinlerden oluşan ekip çağırdılar ve evimin salonuna mahkeme kuruldu ama biz göremiyoruz Zeynep hoca perde gibi bir şey çekiyor ve arkasında karar alınıyor Zeynep hoca çıktı kararı söyledi asın bunları dedi ama bana musallat olan kadın gülüyordu anlamıyorum ölüme giden neden güler diye düşünüyorum bu sefer Zeynep hocanın taifesi geldi yani teykelin muhafızları salona dört tane çarmıh getirdiler onca insan onca malzeme nerden geliyor anlamıyorum her şey anlık oluşuyor yarabbi beni kurtar diye yalvarıyorum muhafızlar eşliğinde iplere yanaştılar ve hocanın asın talimatı ile astılar hepsinin ipte nasıl öldüğünü gördüm ve sonra herkes dağıldı ölüleri de götürdüler her şey bitmişti artık kendi fıtratıma kavuşacak korkmayacak geceleri terlemeyecektim hocaya bol bol teşekkür ve dua ettim ve çıkarken bana dedi ki eğer gelecek olurlarsa bana haber ver sana kılıç vereceğim geleni kesersin eyvallah hocam dedim ve uğurladım

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 05, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İsmi Cin Aşkı Derin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin