💜SED💙UL❤EM😍 (TAMAMLANDI.)

"Gidiyoruz!"

#Reynmen = #Derdim #Olsun
Iyi okumalar SEDULEMIST'lerim❤
                               ***

Şu an sinirden ağlayabilirdim. Bu adama daha ne kadar rezil olabilirim diye düşünmeme gerek dahi yoktu. Her saniye bir rezillik yaşıyordum.

"Güzelim bu turşudan sen yemiyordun değil mi?"

"Yok ya ! Akay ye dedi ama hayır dedim. Üstüme doğru getirince de döktüm. Ah Akay ! Ben sana yemicem demedim mi?" deyip kaş göz yaptım. Ama Akay'dı bu durur mu? Asla.

"Yoo neredeyse ağlayacaktın. Kıyamadım bende getirdim."

Ulaş araya girip "Biz sanki kıydığımız  için vermiyoruz. Lafa bak!" dedi.

Ben gülerken Seda yanıma gelip turşuları götürmeye başladı. Yavru kedi gibi bakmam umarım işe yarardı. Bir tanesini bana uzattı. Tam alacakken kendi ağzına götürdü. Şerefsiz!

"Hadi hadi! Sen sadece bana kıyamıyorsun biliyorum. Ama ben sana karşı boşum bunu kabul et ve peşimi bırak." Akay olumsuzca kafasını sallayıp yerine geçti. Ulaş tövbe çekiyordu. Buna gülesim gelse de ona surat asmalıydım. Astım da!

Ulaş yarın uçakla çekime gidecekti. Erkan çekimleri bahane edip Sude olmadığı zamanlarda uğrayıp gidiyordu. Tolga ve Burak birkaç defa gelmişler sonra benimle vedalaşıp evden ayrılmışlardı. Geldiklerinde bazen Melike ve Dilara olsada onlarla konuşmayıp ben, Seda ve Ulaş'la muhabbet etmişlerdi. Galiba kavgalıydılar ve erkekler haklıydı. Tabi bunu sormadan bilemezdim ama kimsenin ilişkisine karışmayı düşünmüyordum.

Hayatımız bir şekilde düzene girmişti. Ailem veda edip gittiğinde beni Ulaş ve kızlara emanet etmişlerdi. Bu güzel bir şeydi ama Ulaş'ı istesemde affedemezdim. Ortada bir önemsememe olayı vardı. Ikimizide silen kendisi iken şimdi yine sanki her şey normalmiş gibi devam eden oydu...

*** 3 Ay Sonra ***

Kızlarla parkta sek sek oynuyorduk. Evet bunu isteyen bendim ama onlarda ilk dalga geçseler de şimdi benden daha fazla oyuna dalmışlardı. Onlara bakarken bir banka oturdum. Yorulmuştum.

Sude nefes nefese yanıma oturduğunda birbirimize bakıp gülümsedik.

"Ayağın acımıyor dimi?" diye sordu. Gülerek kafamı olumsuzca salladım. Alçılar dün alınmıştı ve ben bugün parkta sek sek oynamıştım. Akay gülerek bizden tarafa gelirken yanımıza hülyalı bakarak yanımıza oturdu. Biraz normal bir oturma olmadığı için "Oha! " diye bağırmıştım. Bana sanki 'sen harikasın Akay. ' ya da 'seni seviyorum. ' demişim gibi bakıyordu.

Sude'yi dürterek  "Hayırdır hülyalı hülyalı bakıyorsun? Aşık mı oldun?" dedim. "Oha! Adının Hülya olduğunu nereden biliyorsun?" diye bir soru yöneldiğinde Sude ile birbirimize sinsice bakıp kızlara döndük. Ben daha yüksek sesle bağırırken Sude zarifliğini koruyup sadece duyabilecekleri şekilde konuştu.

"Akay Hülya diye kızın birine aşık olmuş!" dedik. Tabi ben hayvan gibi bağırdığımiçin bütün park bize dönmüştü. Kızlar koşarak yanımıza gelip bizi yere ittirip Akay'ın etrafını sardılar.

Sude yerden kalkıp elini uzattığında elini tutup bende kalktım. Kıçım acıdı zalımın kızları! Akay ayağa kalkmaya çalıştı ama buna bizim kızlar izin vermedi.

"Siz nerde çalışıyorsunuz ya? Bu eller niye kürek gibi anasını satayım!" diye isyanlara girdi bizim deli oğlan. Seda ağzının üstüne vururken Dilara koluna vurdu. Melike yetişemediği için karnına dirseğini geçirdi. Tamam bizim kızlara saldıracak insana acımalıydık. Birbirimize böyle davranıyorduk. Akay'a böyle davranmaları onu da çok sevdiklerini gösteriyordu. Buna sevindim. Belki Akay'ı Seda sayesinde tanımasaydım yine de severdim. Sevilmeyecek gibi biri de değildi zaten. Kalbi güzeldi ve bu bizim için yeterliydi.