" BITTI "

42 3 103
                                    

Belki çok uzaklardasın
Belki bi' o kadar da
Yakınlardasın yüreğimdesin derindesin yani
Güz vakti çiçeğe durmaya endişeli
İnce bir gül dalısın en derinde
Penceremde ki vapurun yazması kara
Senin hasretinse içimde ömürlük yara
Benim canım, ciğer, m
İki gözümün çiçeği
Nasıl diyeyim sana
Bi' o kadar;
o kadar işte
O kadar...

#

##

Duyduğum şey sinirimi yeterince bozmuştu. Onlar istemiyorsa ben niye isteyecektim ki? Bana sormamışlar sadece haber vermişlerdi. Tamam birbirlerine karşı bir şey hissetmiyor olabilirlerdi ama bana bunu anladıkları an söylemeleri gerekirdi. Kararlaştırıp önüme sunamazlardı.

"Zaten olamamışız ki! Baksanıza siz ikiniz karar verip bana geliyorsunuz. Ne sanıyorsunuz ? Ikinizden de ayrılamayacağımı falan mı? Kaç yaşındayım ben 15 mi ? " kendi söylediğime gülüp devam ettim. "Bence birbirinize bir şey hissetmeseniz de gayet iyi bir ilişkiniz var. Baksanıza kendi aranızda halledebiliyorsunuz! " sinirlerim bozulmuştu. Seda elimi tutmak için yeltendiğinde elini ittim.

Ulaş'ın arabasına yürüyüp arka koltukta olan çantadan telefonumu alıp Akay'ı aradım. Bana dikkatle bakıp ne yaptığımı anlamaya çalışıyorlardı. Gerizekalılar! Evet sevdiğim iki insana da ciddi bir şekilde hakaret ediyordum. Herkesin beni avutmaya çalışması sinirimi bozuyordu.

Akay'ın sesini duyduğumda beni almaya gelmesini söyleyip telefonu kapattım. Kibarlık yapacak durumda değilim. Ben kibar biride değildim. Kimseye kolay kolay seni seviyorum diyen biri de olmadım. Sevgi söylenecek bir şey değildi zira. Ben sevdiklerime sarılmak yerine vurmayı güzel sözler söylemek yerine hakaret etmeyi seven biriydim. Anlayan anlardı. Zaten gözlerimin içine bakan biri anlamazsa aptaldı. Onlar da aptaldı.

Sakinleşmemi bekledikleri için banktan kalkmıyorlardı. Akay'ı aradığımı düşünmemişlerdi. Umursamadım. Onlar kendi kafalarında umursuyorlardı. Bana en son söyleyerek. Ne kadar düşünceliler ama!

Sinirden elim ayağım titriyordu. Herkes aynı şeyi yapıyordu. Sevmediğim şeyleri yapmaları onlar için önem teşkil etmiyordu. Onlardan tarafa bakmıyor Akay'ı bekliyordum.

On dakika sonra önümde Akay'ın kiraladığı araba durdu. Ulaş'ın bu tarafa doğru geldiğini farkettiğimde arabasından çantayı alıp Akay'ın arabasına doğru yürüdüm. Akay arabadan inecekken kapıyı açıp "Çalıştır arabayı. " dedim. Arabaya binecekken Ulaş "Hayır çalıştırma. " dedi. Dibimde bitmiş ikiliye baktım. Şu an ikisini de boğazlayasım vardı.  Arabay bineceğim sırada Ulaş kolumdan tutup kendine doğru çekti.

Akay'a dönüp "Ulan yavşak! Niye bize aradığını haber vermiyorsun ? " dediğinde Akay'a baktım. Akay bana 'ben masumum ' bakışları atıyordu. Ulaş'ın elini kolumdan itip arabaya bindim ve kapıyı kilitledim. Akay'a "Arabayı sür yoksa gebertirim. " dedim. Bana inanamazca bakıp arabayı çalıştırdı. Araba çalışmadan önce Ulaş kapıyı açmaya çalıştı ama o arka kapıyı açmaya yeltenemeden Akay arabayı çalıştırmıştı.

Uykum falan yoktu. Akay arabayı eve doğru sürüyordu. "Eve değil. Çivra'ya sür. " dedim. Benden tarafa baktı ama kafamı çevirip ona bakmadım. Hayatımda ilk değildi bu anım. Birçok kez s*klenmediğim olmuştu. Sinirden gülmeye başladığımda Akay korkmuş gibi arabayı durdurup elimi tuttu. Elini ittim. Şu an kim gelse yok sayardım. Silip atacaktım. Yeminle bir gün herkesi silecektim. O zaman anlayacaklardı bu duygunun ne olduğunu.

Akay tekrar elime uzandığında kapının kilidini açıp dışarı çıktım. Evet herkesten uzaklaşmaya çalışıyordum. Başarıyordum da. Ilk defa! Sonunda soğuyordum. Isteyerek hem de.

💜SED💙UL❤EM😍 (TAMAMLANDI.) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin