4. Bölüm

45 3 0
                                    

        Salı akşamlarından hep nefret etmişimdir. Özellikle de Floyd'un bana kavga etmeyi öğrettiği sıralar. Tek söylediği şey aynanın karşısında gardımı alıp, karşımda biri varmış gibi yumruk atmamdı. Bunu ilk zamanlar mantıksız bulurdum. Ta ki faydasını görene kadar.

           Frank'in kavga etme stili belliydi, ellerini kirletmeyi sevmezdi. Sürekli fötr şapka takıp, takım elbise ile dolaşırdı. Kıyafetlerinde bir tane bile kırışıklık yoktu. Floyd'da tam tersi idi. Belki kıyafet bakımından aynı olabilir, ama kavga ederken hep ellerini kullanırdı. Muşta, sopa ve benzeri oyuncakları kullanmazdı. Yumruklarına aşıktı adeta. Ağzında hep puroyla dolaşırdı. Yakışırdı da. Kavga konusunda her zaman idolümdü o. Bir elini ileride tutar, diğer eli ile de cenesini korurdu. Boks ustasıydı. Yakın dövüş konusunda New York'ta Floyd gibisi bulunmazdı. Bunu Manhattan'da her dükkan bildiği için Floyd gelince direk kirasını uzatırdı. İşinde ciddiydi. Sam gibi gevşek, Frank gibi samimi değildi. Onu üçümüzde bir abi gibi kabullenmiştik.

         Patron, "Kıçınızı kaldırında kira toplamaya gidin. Üst sokaktaki İrlandalı fırıncı iki gündür kirasını geciktiriyor." demişti.  Floyd ise,  "Frank, Henry'e oyuncak verme. Geliştiğini görmek istiyorum." dedi ve güldü.

          Bar'dan çıktık ve yola koyulduk. Fötr şapka takıyordum, ağzımda sigara vardı. Siyah takımım bedenime uygun dikilmişti. Hepsini Floyd ayarladı. Sanırım ailenin kıyafette ciddi olma gibi bi özelliği vardı. Floyd, fırına girer girmez adamı boğazından yakalayıp kirayı istememi, aksi taktirde kendisinin fırında kül olacağını söylememi tembihledi. Fırının kapısına gelmiştik. Sert bir şekilde içeri girdim. Fırıncı tezgahın arkasındaydı. Yakasından tutup, kendime çektim, yere attım. Sinirli bi ses tonu ile, "Seni orospu çocuğu ! Para nerede !" diye bağırdım ve orta sertlikte bir yumruk attım. "Kendi fırınında kül olmak istemiyorsan çabuk Don Salvatore'nin parasını öde" dedim. Adam korkmuyordu. İçeri kapıdan biri çıktı, üzerime doğru geliyordu. Yumruk atmak için elini kaldırdı ama Floyd ile bunu çok çalışmıştım. Tam yumruk suratıma gelecek iken eğildim, sağdan doğruldum ve tüm gücümle çenesine yumruk attım. Sert çocuk bayılmıştı. Floyd pislikçe gülüyordu. Bu onun hoşuna gittiği kadar, benimde hoşuma gitmişti. Fırıncı adam çaresizlikle kasadan parayı uzattı. Yüzüme bakamıyordu. Gangster gülümsemesini yaptım, ağzıma bir sigara koydum ve kapıdan çıktım. Sam ve Frank sırıtıp duruyordu. Gangster olduğumu sonunda farketmiştim...

       Bar'a döner dönmez Danny'den bir kadeh viski istedim. Bana, "Henry, içmeden önce Sally'i bırakırmısın akşam olmadan evde olmasını istiyorum." dedi. Benimde başka çarem olmadığı için kabul ettim. Bir puro alıp arka kapıdan cıktım, Ford'uma bindim. Torpidoya puroyu koydum. Çalıştırdım ve garajdan çıkardım. Arka kapıdan Sally çıktı. Kapıyı açtı, oturdu. Nasılsın deyip beni geçen gün olduğu gibi öptü. 

        Evine vardığımızda, Sally,"Henry, viskiye ne dersin?" diye sordu. Kararsızdım, ama kırmak da istemiyordum. Çaresizce kabul ettim. Arabamı park edip, Sally ile yukarı çıktım. Koluma girmişti. Eve girdik ve gördüğüm ilk koltuğa oturdum. Küçük bir evdi. Danny her gün gelmezdi, bu yüzden ev çok düzenli değildi. Gariptir, ama eve atılmış gibi hissediyordum. Anna'dan sonra ilişki yaşamamıştım. Sally güzel bir kızdı ve az da olsa hoşlanıyordum. Bana kendi Camel sigarasından uzattı, almadım. Kendi sigaramdan alıp, onun sigarasınıda benim sigaramıda yaktım. Gerçi ozamanlar Birleşmiş Milletler'de Lucky Strike ve Camel popülerdi. Sally viski kadehlerine koydu ve içmeye başladık. Yanyana oturuyorduk, Sally masaya ayaklarını uzatmıştı. "Henry." demesiyle öpmesi bir oldu. Beni kendi odasına kadar götürdü. Anna'dan sonra ilişki yaşamadığım için gariptim. Hala garip hissediyordum, etmeye devam ediceğimi düşünürdüm. Hiçbirşey düşündüğüm gibi olmadı. Sally'den hoşlanıyordum. Oda benden...

          Gece, gök gürültüsünün sesi ile uyandım. Uykum kaçmıştı, saat 4'e geliyordu. Sally'i uyandırarak gideceğimi söyledim. Öptü ve ardından giyindim. Viski şişesini aldım, tuvalete gittim. Aynaya baktığımda saçım bozulmuştu. Taradım ve Danny'nin jölesini saçıma sürdüm. Fötr şapkamı taktım, evden çıktım ve arabama atladım. Dışarısı çok güzel görünüyordu. Bu anın tadını çıkarmak için Brooklyn Köprüsü manzaralı bir yere gittim. Puromu yakıp viskimi içmeye başladım. Düşünüyordum, hayatımın güzelleşeceğini hissediyordum. Mafya işi geleceğim için sıkıntılıydı. Eğer Sally ile evlenirsem Aileme zarar gelebilirdi. Çocuklarım beni insan öldüren biri olarak bilebilirdi. Bu doğru değildi. İşimi seviyordum. En azından işler kötüye gidene kadar bunu bırakmıyıcaktım. Sonra bir yuva kurabilirdim. Güneş doğmak üzereydi. Yapıcak bir şey yoktu. Ford'uma atlayıp sürebildiğim kadar hızlı sürdüm. Canım sıkılmıştı. Arabam New York'un yarış araçları dışında en hızlısıydı. Eve geldim, herzaman olduğu gibi olanları düşünerek uyudum...

      

        

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 06, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Salvatore AilesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin