Multimedia Meyra Akça.
İyi Okumalar🐼
●●●
Sabah hızlıca kalktım. Geç kalacaktım. Hemen saçlarımı kurutup dalgalı haline bıraktım. Ve dişlerimi fırçaladım ardından üstüme gri, ince ip askılı bustiyer, altıma siyah, dar yüksek bel kot pantolon, ayağıma da koyu gri renginde yarım ipli botlarımı giydim. Belime de buz mavisi renginde gömlek bağlayıp siyah sırt çantamı aldım.İçine her zaman ki önemli dosyaları, cüzdanımı, iş için tabletimi ve telefonumu da koydum. Etrafa bakıp göz gezdirdim birşey unuttum mu diye. Sonra aklıma yedek toka gelince iki tane alıp koydum. Herşeyim tam olunca makyaj aynanın önüne geçtim.
Rimel, eyeliner ve bordo mat ruj üçlüsünü sürüp çantanın küçük gözüne koydum. Her zaman ki üç Hilal kolyemi taktım birde M. Kemal Atatürk'ün imzası olan kolyemi. Herşeyim tamam olunca çantamı sırtıma takıp aşağı indim. Dadım mutfak kapısına gelince yanağını öpüp
"Dadı geç kalıyorum artık yarın yaparım kahvaltı olur mu?" Dadım bu halime gülümseyip çantama elinde ki saklama kabını koydu ve saçımı okşayarak
"Kızıl'ım, zaten anladım geç kalacağını bende sana yaptığım tost'u saklama kabına koydum. Orda yersin" sarılıp teşekkür ettim.
Elime tutuşturduğu paraya bakarken gözlerini kaçırdı. Anladım ki yine biyolojik annem gil bırakmıştı. Başımla onaylayıp sadece 100 lirasını alıp geri bıraktım. Ve evden çıkıp motora atladım. Kontağa anahtarı takıp çalıştırdım. Ve şirkete sürmeye başladım.
Şirkete gelince her zaman ki yerime park edip indim. Kaskı kolumun altına alıp ilerlemeye başladım. Kapıda duran Salim ve Selim amca'ya selam verip asansöre ilerledim. Tam kapı kapanacakken bir el iki kapınının arasına gelince hemen kapıları açma tuşuna bastım. Bizim asansör pek görmezdi bu yüzden de kapatırdı kapılarını hemen.
İçeri kirli sakallı, kahverengi gözlü, kahverengi saçlı bir adam geldi. Kenarda durunca istemeden de olsa süzmeye başladım. Siyah ayakkabı, beyaz üstüne yapışmış ve bütün kaslarını belli eden gömlek, ve lacivert takım giymişti. Gözlerimiz buluşunca anladım ki oda beni süzmüştü. Önüme döndüm.
Kendimden bahsedeyim biraz, ismim Meyra Akça. Doğumum iyiydi Taki babamın erkek çocuk sevdasına kadar. Babam her zaman oğlu olsun istemiş. Birde babamın ailesi Mardin'li olunca.. Annem bir İspanyol. Ve tahini Mardin'e çıkınca babamla tanışıyorlar ve aşk denilen şeye tutuluyorlar.
Annem ben 1 yaşında iken dadım Tansel teyzeye veriyor. Ve başka ev tutuyor. Bende tabi 24 yıl boyunca bu evde büyüyorum dadım Tansel ve kocası Harun amca ile. Harun amca'yı çok severdim taki 2 yıl önce ölene kadar. 2 yıl önce ölmüştü ve Tansel teyze biraz zor toparlamıştı. Cuma günleri ben izin alırdım işten ve mezarına ziyarete giderdik.
Saçım siyahtı, ardından lise 1'e geçince kızıla boyatmıştım. 1 tane sevgilim olmuştu onunda ihanetinden sonra erkekleri oyuncak gibi kullanmıştım. 1-2 gün çıkıp kendime aşık ediyor ardından da canlarını yaka yaka ayrılıyordum. Ve bu durumdan asla şikayetçi değildim. Olmazdım da.
Her neyse konuya dönelim. Kızıl saçlı, mavi gözlüydüm. 8. Sınıftan beri yüzüme çok iyi bakardım bu yüzden pürüzsüz bir yüzüm vardı. İlk 10. Sınıfa kadar kilolu olmuştum. Ardından yaz tatilinde bu durumdan sıkılıp zayıflamıştım. Peşimden koşmayan erkekler koşmuştu. Şimdi 55 kiloydum ama 50 kilo olmak için elimden gelen herşeyi yapıyordum. Vücuduma göre büyük göğüslerim ile kalçam vardı. Ve tayt giyerken hep uzun birşey giyerdim. Ama evde giymezdim.
Omuzlarımdan sarsılmam ile bir anda elektrik çarpmış gibi irkildim. Baygınca karşımda beni omuzlarımdan benimle birlikte asansörde olan adam sarsıyordu. Kollarımı ellerinden kurtarıp geriye kaçtım. Şaşkına bana bakarken konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patronum Bir Mafya (Çelen Serisi -1)
Teen FictionMeyra Akça, güzel kızdı ve o kızıl afet'ti. Kızıl saçları, mavi cam gibi parlak gözleri, fit vücudu ile seksi ve güzeldi. 25 yaşındaydı. Aşk diye bir kavram hayatında olmaz, asla sokmazdı hayatına. Aşk'a küsmüş bir kızdı o. Bütün erkeklerin hayaller...