Multimedia Meyra Akça ve Pars Çelen..
İyi Okumalar🐼
Karşımda canlı kanlı babam duruyordu. Ona da elimi uzattım. Ayağa kalkıp elimi sıkarak
"Bende Salih Akça" yalandan tebessüm ederek
"Merhaba bende Meyra Akça. Acaba bir akrabalık olabilir mi ki soyisimlerimiz aynı nede olsa?"Diye konuştum.
"Bilmem" diyince Pars beyin yanına oturdum. Sunum konusu açılınca ayağa kalkıp prodüksiyonu ayarladım ve elime çubuğu aldım.
"Biliyoruz ki bu son dönemlerde hep siteler yapılıyor. Bizde düşündük ki ......... boş arsayı biliyorsunuz. Orası hem çiçeklerle dolu hemde ağaçlar ile. Oraya eğer büyük bir çiftlik yapabiliriz. Mesela bir tarafı çiftlikken diğer tarafı pansiyon ve çocuklar için hem kapalı hemde açık oyun havuzu yaparsak hem aileler sıkılmaz hemde çocuklar" Bozkır bey ayağa kalkarak alkışladı ve
"Bence mükemmel bir düşünüm" gülümseyerek Pars beye baktım. Elini çenesinin altına koymuş beni süzüyordu. Gözlerimiz buluşunca kendine gelip dikleşti ve
"Eğer herkes beğendiyse bunu günlük hayata uygulayalım" kekelemeden anlatmış ve güzel bulunmuştu sunumum.
"Hemen o zaman başlayalım" diyen Salih beye baktım. Yüzümde ki gerçek gülümseme yerine sahte, yapmacık gülüş aldı ve
"Bencede" diyip yerime ilerledim. Tabletimi ve dosyaları koluma alıp ayaklanan herkesle el sıkıştım. Biri hariç. Pars beye dönünce çatık kaşlarla bana bakıyordu.
"Pars bey işim bitti çıkabilir miyim?" Kafasını onay verir gibi salladı ve
"Yarın mesaidesin ama unutma!" Sesi o kadar sert çıkmıştı ki sinirlenmiştim elimde olmadan. Gözlerimi yumup yumruğumu sıkarak alaylı bir şekilde
"Haberim var efendim" diyerek sunum odasından çıktım. Odama gelince tableti ve telefonu çantaya attım ve dosyaları özel kasaya koyup perdeleri örtüp uzun şifremi girdim.
Ceketimi giyip sırtıma çantamı taktım. Normal kişisel telefonumu da alıp asansöre ilerledim. Zemin kata geldiğimi belirten ses ile asansörün kapıları açılır açılmaz kendimi motorumun yanına attım. Nedense kaskımı takmak gelmiyor içimden. Saçımda ki tokayı bileğime taktım ve anahtarı kontağa taktım. Sağa döndürerek çalıştırdım.
Şirkete bakınca camdan beni izleyen Pars beyi gördüm. Önüme dönüp gaza yüklendim. Kısa bir süre içinde eve gelince odama gittim. Duş aldığım için hemen üstüme strambez siyah südyenimi siyah alt iç çamaşırımı giydim. Dolaptan siyah kısa kollu, düşük omuz, bluz giydim. Altıma siyah, mini, deri etek giydim. Ayağıma siyah, ince topuklu yarım bot giydim.
Makyaj masasına oturup saçlarımı düzleştirdim. Fondöten sürme gerek duymadan direk siyah göz farı, eyeliner, rimel, allık, aydınlatıcı ve siyah mat ruj. Tamamdım. Saçlarımı elimle düzeltip siyah zincirli kol çantamı aldım. İçine rujumu ve cüzdanımı attım. Siyah deri ceketimi alıp aşağı indim. Vestiyerden evin anahtarını alıp çantama attım. Telefonumun bilindik melodisi kulağıma dolunca elime aldım.
Yedek Beynim Arıyor..
Hemen telefonun yeşil butonunu sağa kaydırıp kulağıma dayadım.
"Efendim kanka?"
"Neden mesaj atmadın gerizekalı?!" Çemkirmesiyle telefonu kulağımdan çektim.
"Hazırlandım öyle mesaj atayım dedim mal!" Ofladığını duydum.
"Tamam hazır mısın bari?" O görmesede kafamı onaylar biçimde salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patronum Bir Mafya (Çelen Serisi -1)
Novela JuvenilMeyra Akça, güzel kızdı ve o kızıl afet'ti. Kızıl saçları, mavi cam gibi parlak gözleri, fit vücudu ile seksi ve güzeldi. 25 yaşındaydı. Aşk diye bir kavram hayatında olmaz, asla sokmazdı hayatına. Aşk'a küsmüş bir kızdı o. Bütün erkeklerin hayaller...