Yazardan:
Meriç izmir'de ki gözlem odasındaydı. Teknisyenler toplanmıştı, ortam gergindi. Kimse işlerin ters gitmesini istemiyordu. antrano'nun yeni patronu Meriç'in zor memnun edilmesiyle ilgili bir ünü vardı. Işi berbat eden her kim olursa olsun acımasızdı. Herkesin işi tehlikedeydi.Saat gece on biri gösteriyordu. Ön geri sayım coktan başlamıstı. Bu meriç'in ışınlanma deneyi olacaktı ve gizliden gizliye heyecanlıydı. Milyar dolarları işte tam da buraya gidiyordu. Her şey sadece birkaç nanosaniyelik yoğun bir güçten ibaretti.
Denek, tire'de bulunmuş ve Meriç'in kendisi tarafından getirilmiş bir otostopçuydu. Çocuğun başına geleceklere dair hiçbir fikri yoktur. Tek bildiği bu sıcak ve parlak ışıkların altında hiç kıpırdamadan dikildiği taktirde nakit iki bin dolar alacağımı. Saçlarını kazımışlar, ona giymesi icin dar beyaz bir tişört ve şort vermişlerdi. Görüldüğü kadarıyla beş parası yoktu, söz konusu miktar bugüne kadar kazandığı en kolay paraydı.
Uzay giysileri içindeki teknisyenler bâkir ortam yaratmaya çalışıyorlardı. Işınlanma odasında sadece otostopçunun DNA'sı olmalıydı. Meriç olanı biteni biteni izlerken herhangi bir kestirme yol deneme şansları yoktu.
Bir kac saat önce:
Meriç uçak pistine dönerken onu da yanına almıştı. Cocuk zaten yanında bir Aston Martin- Virage Volante. Yavaşlayarak yanında durduğunda anlamıştı şanslı gününde olduğunu. Saatlerdir bir araba geçmesini bekliyordu ve pes etmek üzereydi. Hep bir Aston'a binmek istemişti. Bu adamın onu arabasına alması başına gelen en harika olaydı.
Çantasını arabanın küçük bagajına koyarken, "havalı araba," dedi.Meriç arabayı sürerken," parasızmı kaldın? Paraya mı ihtiyacın var ? Diye sordu." Senin gibi genç denekler arıyoruz "
"Denek mi?"
"Araştırma deneyleri,atomla ilgili bir iyileştirme süreci. Hep kurtulmayı istediğin bir şeyler var mı? Örneğin şu boynundaki doğum lekesi gibi. Onu silip sana harika bir boyun verebiliriz."
Çocuk içgüdüsel olarak yakasını yukarı çekmişti. Hayatı boyunca bir çok mücadelenin sebebi bu lekeydi. Uzun yıllar o leke yüzünden başı derde gimis ve alay konusu olmuştu.
Meriç sıradan bir şey soylercesine "Onu senin için para almadan yok edebiliriz"
Cocuk ilgilenmiş gibi görünmek istemese" yani bu estetik ameliyatı gibi birşeymi?"
"Evet, ama daha hızlı ve zarar vermeden. Acısız olmasının yani sıra geride tamamen iyileşmiş, lekesiz bir cilt bırakıyor. O lekeyi sildirmek sana 20 bin dolara mal olabilir, belkide daha fazla."
"Gercektenmi bu kulağa gerçek olamayacak kadar mükemmel geliyordu.
"Kesinlikle vücudunun tam bir DNA haritasını çıkarıyoruz. Tam bir harita demek istiyorum. Ve atom altı parçacıklarının patlamasından hemen sonra mükemmel görünebilirsin."
"Hemen mi?"
"Lekeleri halledebiliriz ama psikolojik sorunlar icin bir şey yapamayız. Uzun zamandır mi yoldasın? Ailen senden en son ne zaman haber aldı?"
"En son istanbulda ayrıldığından beri iletişim kurmadım. Bilirsin,düşünmek icin biraz zamana ihtiyacım vardı. Bazı deneyimleri...düşünmek istedim..."
Meriç gülümsedi. Mükemmel. Tam bir kimsesiz. Soru soracak kimse yok. Arabayı onları labaratuvara götürecek olan helikopterin olduğu piste sürdü.
Alanı geçip onları beklemekte olan Sikorsky S-92 helikopterin yanına geldiler. Çocuk etkilenmişti. Bu büyük bir helikopterdi, yan tarafındaki fortransco logosu ona paranın üstüne yatmayacaklari konusunda güven vermişti. Yollarda yaşamak ona kime güvenebileceği konusunda tecrübe edinmesini saglamisti. Onları bekliyen ekip kapıları açtı,hepsi gülümsüyordu.
Meriç ekibine, " Mert yeni gönüllümüz. Rahat etmesini sağlayın." Dedi. " İzmir'de hava durumu nasıl?"
Pilot "Yağmurlu ve rüzgarlı. Pek ideal değil." Diye karşılık verdi
Meriç omuz silkti "yinede gitmek zorundayız,beni bekliyorlar." Çocuğa döndü "geliyor musun?"
Çocuk etkilenmişe benziyordu. Aynı günde hem aston martin'e hemde helikoptere binecekti. Bir an tereddüt edince meriç gülümsedi ve ona güven vermek istercesine kolunu omzuna attı.
"Bence bu aleti seveceksin." dedi " yakın zamanlarda büyük bir atılım yaptılar. Bende oraya bağzı üşenmeseler yapmak icin gidiyorum."Çocuk " karşılığını nakit alabilirmiyim?" Diye sordu bu kez.
Meriç çocuğu hafifçe kendine çekti." Kesinlikle! Korkarım sonrasında bir süre yemek yiyemeyeceksin. Ama senin mutlu bir şekilde ayrılmanı sağmayacağız. Buna emin olabilirsin." Meriç çocuğa soyle bir baktı bunu yapacağını biliyordu. Helikoptere binmek istiyordu. O iki bin doları umutsuzca istiyordu."Bu arada benim adım meriç . Çok yakında dünyanın en büyük yeniden yapılandırma şirketi olacağız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Kötü
ChickLitHep özgür olmayı yeğlerdim, şimdiyse dünyanın en özgür insanı gibi hissediyorum ama o hep bi adım daha yakın sanki nefesini ensemde hissediyorum dönüp baktığımdaysa ondan geriye bir avuç toz kaldığını gördüm. Bu bir hayal miydi? Yoksa bir kabus mu?