14 şubat 2019
çarşamba gününü büyük yorgunlukla atlatmıştı jaehyun. her şey üst üste gelmişti, okulda ordan oraya koşturmuştu. çocuklar sürekli yere bir şeyler döküp jaehyun'u çağırıp temizletiyorlardı.
artık yorgunluktan konuşamayacak hale gelmişti. o gün eve nasıl gittiğini bile bilmiyordu. kıyafetleriyle, duş bile almadan yatağına kendini bırakıp yastığına sarılarak uyuyakalmıştı.
sabah alarmla beraber gözlerini açtı. yüzünde yeni uyanmasına rağmen küçük tebessüm vardı, yatağından hızla kalkarak banyoya gidip güzelce duşunu aldı. bugün okulda etkinlik vardı, fazla yorulmayacaktı.
bu ümitle üzerine kırmızı bir hoddie giyinip altına siyah eşofman giydi. evden çıkmadan önce cebine telefonunu koyup saçını son kez aynaya bakıp düzeltmeyi ihmal etmedi.evden çıkıp okula mutlulukla yürüyordu. telefonuna gelen bildirimle telefonunu eline aldı. bankadan gelmişti, borçlarıyla alakalı. jaehyun henüz gençti, annesi ve babasından ayrı yaşamak için farklı eve çıkmıştı. ev masrafları yüzünden borca girmişti. neyse ki işi vardı.
telefonunun ekranını kitleyecekken gözüne çarpan tarih ile ekrana baktı. bugün perşembeydi yani 14 şubattı. bugün sevgililer günüydü.
kendi hayal dünyası o kadar genişti ki, taeyong ile ilgili sürekli bir hayal kuruyordu. bu hayaller o kadar saf ve masumdu ki, jaehyun'un taeyong'a olan sevgisi gibi.
okula vardığında hemen temizlik odasına gidip üstündeki montu kapının arkasına astı. ordaki mavi önlüğü alarak üstüne geçirdi. eline bir sprey ve bez alarak odadan çıktı. müdürün odasına ilerleyerek kapıyı açıp içeri girdi. etrafın tozunu almaya başladıktan beş dakika sonra ayak sesleri ile bakışlarını kapıya çevirdi.
jaehyun içeri giren taeyong ile istemsizce gülümsemiş ardından saygıyla eğilmişti.
taeyong da gülümsemesine karşı gülümsüyordu. oluşan sessizliği bozmak için jaehyun konuşmaya başladı."bu aralar odanıza çok öğrenci girip çıkıyor, olay mı var?" küçük heyecan ile sorduğu soruyla birlikte kafasını kaldırıp taeyong'a baktı. "ah, hayır. sadece sınava kayıt için geliyorlar." kendinden emin bir biçimde konuşan taeyong'un yüz ifadesiyle güldü jaehyun.
"hmm, anladım. kolay gelsin o halde sana. iyi çalışmalar!!" jaehyun, taeyong'un bir şey demesine fırsat vermeden odadan çıkmıştı. her gördüğünde karnında olan kasılmalar, sürekli gülme isteğini bastırarak öğretmenler odasını temizlemeye başladı.
aslında düşününce pek de güzel geliyordu jaehyun'a. jaehyun oldukça güzeldi, en azından annesi böyle derdi. kızları kıskandıracak kadar güzel olduğunu söylerdi jaehyun'a.
taeyong'da öyleydi. güzel ve çekiciydi. herkesin hayran olabileceği kadar güzeldi ve bir çocuk gibi masumdu. ne kadar sinirli ve sert tanınsa da içinde keşfedilmeyi bekleyen bir çocuk vardı. bir şeyleri gizlemek için nefret ediyormuş gibi yapması en büyük hatası olsa da vazgeçemiyordu bu hatasından. başka yolu yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
school, jaeyong
FanfictionTaeyong başarılı bir müdür, Jaehyun ise bir temizlikçiydi. tamamlandı.