jaehyun'un işleri çoktan bitmişti. mutfaktaki ablaya yardımcı olmak adına çayları müdür yardımcılarının odasına götürdü. ardından eline bir bardak tutuşturan ablaya bir bakış attı.
"taeyong'a götürür müsün?" ablanın sorusuna karşılık kafasını salladı. kahve dolu bardağı taeyong'un odasına götürüp kapıyı çaldı. "gir" sesini duyduğunda kapıyı açıp içeri adımladı. kahveyi masaya bıraktığında taeyong'un yorgun bakışları ile bakışları kesismişti.
aniden hızlanan kalbi ile geriye çekilerek dudaklarını birbirine bastırdı jaehyun. o anı tekrar yaşamak istercesine tanrı'ya dua ediyordu içinden. "çok kötü gözüküyorsunuz bir şeyiniz mi var?" jaehyun meraklı bir biçimde sorusunu yöneltti. kafasını kaldırıp jaehyun'a baktı taeyong. ikisi de birbirine çok güzel bakıyorlardı.
"baş ağrım tuttu sadece. ayrıca baş başayken resmi konuşmana gerek yok jae." hafif tebessüm etti taeyong. jaehyun o sırada cümlede sadece kelimesinden sonraki kelimeler kafasının içinde dönüyordu. deli gibi kahkaha atmamak için kendini tutmaya çalışırken taeyong'un "istersen otur, sohbet edelim." demesiyle sandalyeye oturup gülümsedi.
*******
çıkış zili çalmış öğrenciler çığlık atarak okuldan gidiyorlardı. zamanın nasıl geçtiğini anlamayan jaeyong çifti konuştukları süre zarfı içerisinde birbirlerine uzunca aşk dolu bakmışlardı. jaehyun oturduğu yerden kalkıp vedalaşıp odadan deli gibi sırıtarak çıktı.
ve bir kere daha anladı jaehyun ne kadar çok sevdiğini.
-------
okul yüzünden girip yazamıyorum bile, okumadan atıyorum çirkin olabilir. çok, çok, çok özür dilerim. :((
ŞİMDİ OKUDUĞUN
school, jaeyong
FanfictionTaeyong başarılı bir müdür, Jaehyun ise bir temizlikçiydi. tamamlandı.