Eski günlüğümün kapağını kapatıp istemsizce yüzüme yayılmış gülümsemenin aptallığını farkedince gülümsemeyi sildim. "Ne yaşamışım ben bunları yazarken ya? Neyse kimse görmese iyi" Elimde olan şimdiki tarzımın tam zıttı mavili pembeli günlüğü elbise dolabıma sıkıştırdım. Hala minik ellerimle yazdığım yazılar beynimi kurcalıyordu. "Off neyse Emre kendine gel. Şu saçmalıkların sırası değil." Odadan çıkıp gece atıştırmalıklarını almak için kendimi dışarı attım. Bugün evde yalnız takıldığım nadir günlerden biriydi. Genelde annem ya da minik Mina evde olurdu. Bu sefer ikisi de 1 haftalığına teyzemi görmek için İzmire gitmişlerdi. İlk defa evde uzun süre yalnız kalacaktım. 17 yaşındayım ve evde pek yalnız kalmam. Babam iş için Azerbaycana gittiğinden beri evde üçümüz kalıyoruz. İki cadıyla kalmak çok hoşuma gidiyor. Eğlencemi anne arıdan aldığım için haftada 2 kez 3lü partilemece oluyor. Minik Minaysa 4 yaşında meraklı bir prenses. Bazen makyaj günleri oluyor ve beni model olarak seçiyor minik cadı. Hayatımı 2 kadına adadığım için arkadaşım yoktu. En son arkadaşım ilk okulda vardı. Ortaokula geçinceyse okuldan çıktığı için bir daha görüşemedik. Şöyle denirse hayatından memnun bir liseliyim.
"Alo, efendim annem? Vardınız mı? Çok iyi. Hayır anne daha 1 gün bile olmadı. Zulaladığın yemekler duruyor. Pekala annem. Minik Minayı öp." Mağazadan eve dönerken saat 10.30 olmuştu bile. Mağaza dolaşmayı, ürünleri incelemeyi sevdiğimden zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Az bir şey alıcam deyip elimdeki poşetlerle eve girmeye çalışıyordum. Sonunda başarmıştım. Şimdiyse mükemmel bir dram filmi açıp şu cipsleri bir an önce gömmeliydim. Filme karar veremeyince tekrar bilmem kaçıncı kez "Babam ve oğlum"u izleyerek ağlamaya koyulmuştum. Ağlayarak cips yemek ayrı zormuş bunu bi kez daha anladım.
Film bitti ben de bittim. Ellerimi yıkamak için banyoya gittim ve gözüm aynadaki kendime odaklandığında korktum lan. Harbi korktum. Saç baş dağınık, gözler balon gibi şişmiş. Oha amk harbi tipsizim ya. Neyse elimi yüzümü yıkayıp salonu toplamaya gittim. Bi başak burcu değiliz ama biz de titiziz esasında. Ortalığı toplayıp saati kontrol ettim. Erken ya da geç uyuyan birisi değilim. Kafama ne zaman eserse o zaman uyurum. Bu yüzden nedensizce kanepenin altında sakladığımız fotoğraf albümlerini çıkardım. Arkadaşım olmamasına rağmen sosyal medyada pek tanınıyordum. Bu yüzden bir kaç küçüklük fotomu çekip instagrama koymayı düşündüm.
"Küçüklüğümden beri mağazaları ve uyumayı seviyorum.."