3. Bölüm: Korku!

19 2 1
                                    

3. Bölüm: Korku!
*Korkularımla savaşmayı bırakmıştım, evet, sıra düşmanımla savaşmaya gelmişti.*

İyi okumalar papatyalarım.🌼

Kin...

Benim kimim büyüktü evet. Bunu her fırsatta dile getiriyordum. Kinli bir insandım en başımdan. Yıllarca onu görmüş, birşey yapmadan beklemiş ve zamanımı kollamıştım.

Yakındı... Alacaktım ondan çocukluğumu. Nefesini çalacaktım, o şerefsizin!

Herşeyin bir karşılığı olurdu. O yaptığının karşılığını misliyle ödeyecekti! Geberecekti en sonunda. Belki hayatı boyunca bir iyilik yapacaktı, hayatından vazgeçerek.

🌙

"Jenner?"

"Efendim yavrucuğum?" Jennr' ı çok seviyordum. O bana annelik etmişti. Hiç çocuğu olmamıştı. Benimde bir annem yoktu ya, onun gibi.

"Jenner, Williham amcamlar gelecekmiş?"

"Evet Betty' im."

"Peki ben ne yapacağım?" Önünde ki çorbaya düşünür gözlerle bakıp;

"Imm, yemek masasına örtülmesi gereken örtüleri, peçetelikleri ayarlayabilirsin?"

"Peki." Deyip yanağından öptüm.

Mutfaktan salona geçerken Leo' yu gördüğümde;

"Nereye gidiyorsun?" Diye sordum.

"Amcamları almaya gideceğim. Jenner öyle buyurdu." Dedi tebessüm etti.

"Peki, git" dedim ve merdivene yönelttim adımlarımı.

Koridorun en sonunda yorgan, örtü vs. koyduğumuz odaya gidip içinden beyaz kenarlarının dantelli olan masa örtüsünü ona uyumlu olması için beyaz incili peçete takımını çıkarttım ve aşağıya indim.

Yemek masasının üstündeki papatya vazosunu kaldırdım ve altında ki sıradan masa örtüsünü kaldırıp seçtiklerimi yerleştirdim, papatyaları yerine koyduktan sonra masa hazırdı. Hizmetlilerde beyaz çiçek desenleri olan tabak setini yerleştirdiler. Çatal kaşıklarlada masa mükemmel görünüyordu.

Yukarı üzerimi değiştirmek için çıktım.

Odaya girip giyeceğim boyfrend kenarlarında gri şeritleri olan siyah pantolonumu, ve siyah 'v' yaka kazağımı aldım giyecekken aniden gelen kararla siyah dantelli iç çamaşırlarımı aldım ve kendimi banyoya attım.

...

Suyun altından çıktıktan sonra vucudumu kurulayıp iç çamaşırlarımı giydim ve bornozuma sarıldım. Banyodan çıktım.

Üzerimi giyinip saçımı kuruttum ve taradım Omuzlarımda olan saçlarımı dalgalandırıp salık bıraktım. Dudaklarıma kahve tonunda belli olmayan rujumu sürdüm ve kirpiklerime rimel sürünce hazırdı makyajım. Makyaj yapmayı sevmiyordum. Fakat bu aralar yapıyordum. Kimilerine göre yaptıklarım makyaj olarak sayılmıyordu ama gereksiz şeyleri sürmek yersizdi zannımca.

Aynanın karşında biraz daha durdum kalkacaktım ki Leo' nun geçen sene yılbaşında  hediye ettiği siyah inciyi alıp taktım. Çok hoştu küçük ve zarif görünüyordu. Bu inciye ne kadar yatırdı hiç bilmiyorum ama her şeyin siyahı nasıl zor bulunuyorsa siyah incide pek bulunmuyordu ki, inci de zaten kolay bulunmuyordu.

🌙

Jenner' ın yanında mutfak masasında otururken zil çaldı. Jenner ile kalkıp oraya doğru gittiğimizde kapıyı açtım ve karşımda amcamı gördüm. Amcam yüzünden hiç silmediği  gülümsemesi ile bekliyordu. Kapıyı sonuna kadar açıp girmeleri için bekledim hava soğuktu içerde görüşürdük.

İçeri girdiklerinde salona yöneldiler. Görüşüp koltuklara oturmuştuk.

...

Her zaman olduğu gibi yine düşünce çukurumun içine girmiştim. Orası benim evimdi. Benimsemiştim, evet. Küçükken yaşadığım şeyle hiçbir zaman tam manasıyla mutlu olamıyordum. Bir burukluk, bir acı, ciğerlerimden tenime işleniyordu. Yüksek acı oranla mutluluğumu boğuyor. O küçük çocuğun elinden şekerini alıyordu sanki! Ben Korkularımla savaşmayı bırakmıştım artık, evet, sıra düşmanımla savaşmaya gelmişti. Alacaktım ondan intikamımı.

Her şeyin bir karşılığı olurdu! Onun karşılığı su geçirmez yenilgi olacaktı. Yaptıklarını ödeyecekti ve ben feraha kovuşacaktım.

Tenime işleyen soğukla bankta oturmayı bırakmış cam kapıyı açmıştım. İçeri girdiğimde sıcak havayla tenime işleyen soğuktan bir nebzede olsa arınmıştım.

Saat 01.56 idi. Herkes uyuyordu. Willaham amcamlar geldiğinde biraz sohbet etmiş yemek yenmiştik. Ben yukarı çıkmıştım onlarda kahve eşliğinde sohbete dalmışlardı.

Odama geçip kocaman olan camdan dışarıyı izlemiştim sokak lambasından gelen sarı cılız ışıkla yağan kar ahenk ile dans ediyordu sanki. Uykum gelmiyordu. Sanırım gelmeyecekti de. Fazla uyuyan biri değildim. Dengesiz uykularımla çoğu zaman zorluk çekmişimdir. Ayakta durmaktan ayaklarımda sızı hissettiğimde yatağımın kenarında duran mavi pufu çekip karı izledim bir süre.

Canım çektiği için kendime mutfakta kahve yapmıştım. Biliyordum şimdi uykum gelmeyecekti ama yapacak bir şey yoktu. Canım çekmişti ve yapmıştım. Ötesi yok.

Yukarı çıktığımda tekrar pufa kuruldum. Ve elimdeki kahvemden bir yudum aldım.

🌙

Gün ağardığında parıldayan güneşe rahatsız bir şekilde gözlerimi kısıp elimi yüzüme getirdim. Gece 4 gibi uyumuştum sanırım. Duvardaki mavi saate bakıp saatin 8 olduğunu gördüm. Galiba fark etmeden uyumuştum. Çünkü hala üzerimdekiler vardı.

Banyoya girip duş aldım. Evet bu saatte duş almıştım. Sorunluydum. Normalde diğer insanlar üşenirler ama ben yaşadıklarımdan dolayı bedenimi sürekli kirli hissediyordum ve her fırsatta bedenimi arındırmayı hedefliyordum.

Banyodan çıkıp üzerime mor peluş kazağımı altına ise bileğimden bir karış yukarısında biten bol siyah pantolonumu giydim. Her zamanki gibi bel çantamı atacaktım bugün.

Neden mi çanta taşıyordum? Çünkü; bugün kuzenler birliği yapacaktık her ay yapardık böyle toplanıp eğlenirdik. Kuzenlerim ile aram iyiydi aynı şekilde Leo' nun da. O yüzden arkadaşa gerek duymuyorum. Samimi arkadaşım yoktu. Bence hepsi prim için arkadaşlık yapıyordu. Babam elmas tasarımcısıydı. Bir yakın olduğum kız vardı, o da Wendy diye kızıl saçlı bir kızdı. Tatlı bir kızdı. Birde platoniğim Christian vardı. Yıllardır beni seviyordu. Sırf benim için şehir değiştirmişti 4 yıl önce. Ondan önce 2 sene evvel de seviyordu. Ama ben erkeklerden tiksiniyordum. Onların yanıma gelmesi boğuyordu beni yaşadıklarım kolay değildi. Bunu biliyordum. Sadece akrabalarım benle yakın olabiliyordu. Ötesi yok.

Bel çantasını takmadan kendimi yatağa attım ve odamdaki kitaplıktan bir kitap seçtim.

...

Kendimi kitaptan aldığımda saatin 9 olduğunu gördüm. Sanırım kitap baya iyiydi. Türk uyruklu bir kitaptı ve benim kitaplığımda ne işi olduğunu düşünüyordum. Hangi ara almıştım bunu ben? Adı; 'Ay' ın Kini' idi. Baya okumuştum. Kitabın ne kadarda benim hayatıma benzediğini sorguladım bir süre...

Daha önce hiç böylesine bir hikaye okumamıştım. Evet intikam hikayeleri okumuştum elbette. Ama bu değişikti ki neden bu kadar şaşırmıştım ki aynısını ben yaşıyordum. Bu acıklı hikayeyi her gün solurken şaşırmak abest kaçıyordu.

🌙



Merhaba papatyalarım! 🌼

Bölüm nasıldı? Sonda kitabı yazayım dedim. Aslında normalde öyle yazmayacaktım. Başka bir kitap ismini kullanacaktım ama neden kendi kurgumu yazmayayım dedim. Ve yazdım. Olmuş mu siz karar verin.

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Hadi bakalım yorum yazanların duaları kabul olsun. Bu arada yazarınızı da unutmayın onunda dilekleri var kshdjdj.

En içten dualarım sizinle. Gönlünüzde ne varsa hayırlısıyla olsun inşallah. 🙏

Neyse duygusala bağladım iyice.

Bu yazar seviyor sizi💙💙💙

Ayın Kini... (Düzenlenmeye Alınmıştır.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin