MULTİMEDİA'DA DENİZ VAR.
BÖLÜM ŞARKISI : CEM ÖZKAN - ACABA (multimediada var)
DORUK .. : Ege bana o soruyu sorduğunda ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Sanki beynim durmuştu . Neden böyle hissediyorum bilmiyorum. Ama bu soruyu kendime geçen günde sormuştum . Ege ''DORUK'' diye selenince daldığımı farkettim . Ege'ye bir cevap vermek zorundayım. ''Ne alakası var.Önemli falan değil'' diye kestirip attım. Ama kendimede bir cevap vermek zorundaydım .
Öykü'nün gülüşü kusursuzdu . Balık görse unutmazdı. Gözlerinin kahverengi çok başkaydı. Gözleri , gülüşü , kendisi ve fiziği tek anlamda kusursuzdu . Sadece fazla inatçıydı o kadar ..
DENİZ .. : Öyküler yatmıştı. Ama ben hala uyuyamadım . Camın önüne geçmiş Ege'yi bekliyordum. Saat 3 olmuştu. Ama hala gelmemişti . Gözüm Egelerin evinin önünde ki salıncağa takıldı. Beril ve Kerem uyuya kalmışlardı. Çok tatlı görünüyorlardı . =)
Arkamdan bir ses duydum . Arkama baktığımda Öykü yavaş yavaş bana doğru geliyordu. ''Bir problem mi var'' diye sordu. Sesi buruk, yorgun ve halsiz çıkıyordu. Hava almak için kapının önündeki sepet sandalyelere oturduk. Bugün Ege ve Doruk'un tavırlarından konuştuk .
Bir araba sesi geldi ve yan evin kapısı açıldı gelen Ege ve Doruktu. Bize doğru baktılar. Yanımıza gelecekleri sırada ''Hadi Öykü! Daha fazla geç olmadan yatalım'' dedim. Ege'ye baktığımda gözlerinde ki pişmanlık duygusunu seziyordum. Evet belki yanlış bir cümle kurmuş olabilirim ona göre ama onun arasında ki sorun beni ilgilendirmezdi.
Tam kapıdan içeri girecekken kulmda bir ağırlık hissettim . Ege bana yalvarır gibi ''biraz konuşalım mı ? '' dedi . Kabul ettim ve Öykü'ye her şeyin yolunda olduğunu açıkladım. Kapının önüde ki merdivenlere oturduk . 2-3 dakika sonra sessizliği bozan ben oldum . ''Böyle susacaksan yatmaya gidiyorum, uykum var.'' dedim . Ege ''Ben konuşucam ve sözümü kesme lütfen'' dedi . Kafamı onaylarcasına salladım.
Ege sözlerine devam etti . ''Biliyorum. Bu kadar sinirlenmem gerekirdi . Ama Ama ona sinirli olduğumu bildiğin halde Öykü'ye övmen çok saçmaydı'' dedi . Kendimi tutamadım ve ''Senin sorunundan banane Ege banane ? !! '' diye çıkıştım. Ege ellerini yumruk yaparak ''Sana lafımı kesme demiştim'' diyerek bağırdıktan sonra ona dönerek ''Seninle konuşmak aptallıktı'' diyerek olduğum yerden hızlıca kalkıp eve girdim.
BERİL .. : Gözlerimi açtığımda Kerem'in göğüsünde uyuduğumu farkettim. Kerem kıpırdamadan dolayı uyanmıştı. ''Günaydın'' dedi tatlı bir sırıtışla .Bende ona ''Günaydın'' dedim uykulu bir sesle . Öksürü sesini duyduğumda bize sırıtan suratları gördüm . (şeytan diyo al küreği vur ağızlarına) iç sesimi sustururken Öykü elindeki fotoğraf makinasıyla sırıtıyordu. Arkadan Sevim teyze ''Hadi kahvaltıyaaa'' diye bağırdı .
Harun amca elinde gazeteyle sofranın başındaydı . Herkes kahvaltıya oturmuştu. Ben çayları koyarken Deniz Öykü'ye ''Dün gece rahat uyuyabildin mi ? '' diye sordu . Öykü'de ''Kerem ve Beril kadar rahat olmamıştır ama uyudum'' dedi gülerek . Herkes bize bakarak gülüşüyordu. Yerin dibine girmiştim ki sağolsun Sevim teyze beni kurtardı . Deniz ve Öykü'yü yerin dibine soktu . ''Beril'le dalga geçiyosunuz kızlar ama dün gece sizide uyku tutmadı birini mi bekliyordunuz?'' diye sorunca ben ve Kerem büyük bir kahkaha attık. Doruk ve Ege dudklarını bastırarak gülmemeye çalılıyordu. Ama Doruk dayanamadı . Öyküde sofradaki buz gibi suyu alıp Doruk'un kafasından aşağı döktü . Bu kahvaltı masası çok eğlenceli olmaya başlamıştı . Doruk masadan kalktı ve geri dönerken elinde bir sürahi buzlu su vardı . Öykü'nün kafasından aşağı boşalttı. Öykü titrek bir sesle ''Aaah başım'' dedi ve gözleri kapandı. Doruk'un korkulu gözleri Öykü'nün üzerinde geziyordu. Öykü'yü sarsarak ''Öykü iyi misin ? Çok özür dilerim . Öyküüüü'' diye bağırırken Sevim teyzeler hepimiz Öykü'nün başında toplandık . Öykü gözünü açıp dil çıkararak '' ŞAKA YAPTIIIIĞĞM '' diye bağırınca Doruk Öykü'yü kovalamaya başladı. Sevim teyze ve Harun amca gülerek içeri gittiler . Öykü Doruk'a çelme taktı. Doruk havuza düşecekken Öykü'nün kolundan tuttu ve beraber denize düştüler. Kerem de gelip benim kolumdan tuttu ve bizde havuza atladık . .
DENİZ ..: Bizimkiler havuza atlamıştı . Ege'yla sofrada baş başa kaldığımız için rahatsız olmuştum . Tam kalkacakken Ege kolumdan çekti . Ona doğru sert sert bakıyordum. Çünkü bu aralar Ege , Ege değil gibiydi . ''Konuşalım mı ? '' diye sorduğunda artık sabrım taşmıştı . ''Neyi konuşucaz ya ? Sen konuşucaksın ben babasından azar yiyen çocuklar gibi seni dinlicem . Ya da konuştuğum da biraz sus diye bağırırıcaksın'' diye atar yaparken bir anda yer çekimi kanununun yok olduğunu hissettim Daha sonra da Ege'nin bu kanunu çiğnediğini farkettim. Ege'nin kucağından bir arabaya bindim. O da bindi ve arabayı kilitledi .
Arbayı durduru ve ''Konuşmak istemiyor musun'' diye sordu. Hayır anlamında kafamı salladım . Daha sonra bir kafenin önünde durdu ve ''1 saat sonra seni alıcam. Sakın bir yere gitme.'' dedi ve arabasına bindi . Bu içtiğim 9. latteydi ki Ege sonunda geldi . Kahve bardaklarına ve bir de bana baktı hortlak görmüş gibi .. Arabaya bindik ve beni arabaya bıraktı. Odamın kapısına geldiğimde bir not vardı . ''Şimdi uyu . 2 saat sonra hazırlanmaya başla .'' diye .. İçeri girdiğimde yatakta paketler ve üzerinde notlar vardı.
Paketleri yere koydum ve saati kurup yattım . Açmamıştım çünkü Uyandıktan sonra aç yazıyordu.
2 SAAT SONRA .. Multimedia'da ki şarkıyı şimdi açabilirsiniz . :)
Paketleri açtım . İçinden beyaz dantelli ve eteğinde 3 kat bulunan bir elbiseydi . Bel kısmında ise siyah bir kurdale vardı. Elibse çok sade ve şıktı . Diğer kututda ise maşa vardı. Saçlarımı yaptım. Ve diğer paketi de açtım. Siyah platformlu topuklu ayakkabı vardı. Arkasında ise sallanan küççük 2 tane zincir vardı. Hafif bir makyaj yaptım. Saat 19:30'a geliyordu.
Odamdan dışarı çıktığımda kapının bir paket vardı içinde de mikrofon . Daha çok meraklanıyordum. Kızlar evde yoktu. Ki bu olaylarla onlarında ilgisi vardı sanırım . Mkirofonu alıp dışarı çıktım . Kapıda bir adam beni bekliyordu. Ve bir süprizden bahsetti. Arabaya bindim . Saat 20:30'u geçiyordu ki geldik. Arabadan indiğimde alkış sesleri yükseliyordu. Biraz ilerlediğimde mumdan oluşturulmuş büyük bir kalbin ortasında Ege'yi gördüm
Ege elinde gitarla bana yaklaştı . Elimde ki mikrofonu gösterek . ''Bana tutar mısın? '' diye sordu. Yanına oturup mikrofonu ona uzattım . Cem Özkan'ın ACABA şarkısını söyledi
''ACABA SENDE BENİ BENİM SENİ DÜŞÜNDÜĞÜM KADAR DÜŞÜNÜYOR MUSUN? ''
''ACABA SENDE BENİ BENİM SENİ ÖZLEDİĞİM KADAR ÖZLÜYOR MUSUN?''
''ACABA SENDE BENİ BENİM SENİ İSTEDİĞİM KADAR İSTİYOR MUSUN?''
''ACABA SENDE BENİ BENİM SENİ SEVDİĞİM KADAR SEVİYOR MUSUN?''
Şarkı bitirdikten sonra gözlerime bakarak ''Özür dilerim . Beni affet . Seni seviyorum.'' dedi . Ve dudaklarımız buluştu . .
THE AND . :) . VOTE , YORUM VE OKUYUCU SAYIMIZ ARTIYOR . HEPİNİZE TEŞEKKÜR EDERİM . <3 :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAN EV :)
Teen FictionTesadüf hiç bir zaman peşlerini bırakmayacak . Mutluluğu kovalarken belalarla savaşıcaklar . Peki bi gün mutluluğu yakalayabilecekler mi ? Peki nerede ? ;) <3