Nabeeer. Yeni bölüm geldi. Çünkü arkadaşım bana baskı uyguladı. Yaz yaz diye. Aslında dövücekti. Bende tamam yazcam dedim. Ve yazıyorum iyi okumalar.
1 Ay Sonra
Aradan 1 Ay geçmişti ve Tesli artık tam donanımlı bir koşucu olmuştu. Bugün yeni bir kız gelicekti. Yani annesinin ona rüyasında o iyi bir kız dediği kişi. Acaba tanıyormuydu ki? Nasıl biriydi? Neyse. Zaten gelince görücekti...
Marie...
Karanlıkta sallana sallana yukarıya çıkarken haraket ettikçe midesi bulanıyor, yanmış yağ kokusuna benzer bir koku tüm duygularını ele geçiriyor ve daha kötü hissetmesine neden oluyordu. Kim olduğunu bilmiyordu?
Nerden geldiğini? Annesini, babasını, ailesini? Belki de annesi, babası yani ailesi yoktu. Ayağa kalkarken bir sarsılma ile yere düştü. O sırada eli bir şeye çarptı. Bu uzun ve kalın bir kaleme benziyordu.
Üzerinde ki kağıtta bozuk bir yazıyla 'Bunu kendine enjekte et!!!' Yazıyordu. 'Bu da ne?' Diye düşündü kız. İçinden bir ses 'bunu yap' dedi.Adını bilmediği şeyi koluna enjekte etti. Sonra anılar bir bir gözünün önüne geldi.
Geçmiş...
Gözlerini açtığında karşısında nam-ı diyer o*rospu Jackson'u gördü. Adam her zaman ki şere*siz gülüşü ile genç kıza bakıyordu. Kız da buna karşın kaşlarını çatıp konuşmaya başladı.
"L*n götv*ren!" Marie oturduğu yerden ayağa kalktı ve oro*pu Jackson'un üzerine doğru yürümeye başladı.
"Kayrandakileri serbest bırakıcaksın yav*ak. Onlara daha fazla zarar vermenize göz yumamam. Yoksa s*kerim hepinizin belasını."
"Bu dediğinin hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini ikimizde biliyoruz. Boşuna zorlama. Ayrıca bir derdin varsa da gidip bunu Eva ile konuş."
Esas gerçeğin yüzüne vurması ile kızın bedeni titremeye gözleri ise kararmaya başladı. En son hatırladığı şey Jackson'a sağlam bir kafa atmasıydı.
Şimdi...
Tüm olanları düşündüğünde aklını kaçıracak gibi oluyordu. Amacı yalnızca Kayrandakileri kurtarmaktı. Pişman değildi oradakileri tanıyordu. Hepsi özünde çok iyi çocuklardı. Gally ve Teresa hariç. Bunu herkes bilirdi.
Onlar kötülüğün vücut bulmuş halleriydi.
İnsanları kendi çıkarları için kullanıyorlardı. Bu çok itici bir durumdu.Ama o ikisi dışında hepsi bir zamanlar kızın çok yakın arkadaşlarıydı. Newt, Winston, Zart, Chuck ve diğerleri. Bir anda aklına Thomas geldi. Düşündü kahverengi saçlı çocuğu.
Thomas; o çok iyi biriydi. Herkese karşı kibar davranır ve en sert kişilerin bile kalbini yumuşatmayı başarırdı. Aralarında çok etkili olaylar geçmişti. Ama kız onu ne çok seviyordu, ne de nefret ediyordu. Bu şeyin adını koyamıyordu.
Garip bir etkileşimdi aralarında ki.Bir sarsılma ile düşüncelerinden ayrıldı. Bekledi sadece bekledi herhangi bir olay olmasını bekledi. Birşey olmadı. Aradan uzun bir zaman bir zaman geçti. Kız hala bekliyordu.
UMUTSUZLUK genç kızın tüm bedenini kocaman bir örtü gibi sarıyordu. Kız her an kendini kaybedecek gibi oluyordu. Ortamda ki hava giderek azalırken gözleri kızdan habersiz kapanmaya başlamıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Maze Runner
FanfictionYa Labirent' de olan herşey değişseydi. Ya Labirent' e sıra ile kızlar gelseydi. O korkutucu labirent' den Herkes kurtulsaydı. Sizce güzel olmaz mıydı? Hafif bir kıskançlık. Sinir ve ya bir çıldırma. Teresa'yı sevenler gelmesin.