Ayrılık

93 9 0
                                    

Akşam ayazı yüzünü yalarken babasının arabasına doğru yürüdü ve şoförün onun için tuttuğu kapıdan geçerek babasının yanındaki yerini aldı. Arkasından hafif sert bir şekilde kapanan kapının ardından bir kaç saniye sonra araba nazik bir titremeyle hareket etti. Michel daha fazla konuşma olmamasını dileyerek gözlerini camdan dışarıya dikti. Hava kararmıştı ve insanlar ince kabanlarına ya da birbirlerine sarılarak yolda ilerliyorlardı. Bir daha ne zaman döneceğini bilmediği sokaklara bakarken Michel, hayatında artık tıpkı şuan bu arabada olduğu konumda olduğunu fark etti. Hayatı bir arabaydı ve o arabayı babası kullanıyordu. İçindeki Michel bu benzetmedeki babasına güldü. O Robert Moreo'du. O araba kullanmaz, onun için kullanacak adam tutardı ama hayalinde oradaydı ve onun hayat arabasını kullanıyordu. Kendi de seyirci gibi orada oturmuş izliyordu.

"Bu senin için en iyisi, Michel." Dediğin babası, İçindeki Michel ona güldü ama dışı tamamıyla soğuk bir ifadeyle babasına döndü;

"Doğru benim için neyin iyi olduğunu hep sen bilirsin." Dedi, sesindeki alay havada asılı kalırken başını tekrardan cama çevirdi.

"Mich, sen-"

"Bana bir daha asla Mich deme! Bana sadece annem Mich derdi." Diye çıkışırken içinden birde Caleb diye ekledi.

Robert yüzünü buruşturdu ve kızın yüzüne baktı. Ona bakmıyordu. Annesinin yokluğu Michel'e hiç iyi gelmemişti ya da belki de iyi gelmeyen başlı başına kendiydi ama bunu kabul etmek istemiyordu.

Yol boyunca ikisi de bir daha konuşmazken Caleb başındaki memura ifadesini veriyordu ama odanın kapısının açılmasıyla sözü yarım kaldı ve gözlerini kapıdan içeri giren avukat olduğu son derece belli olan adam dikti. Onu tanımıştı, Michel onu çok güzel tasvir etmişti; açık bir alın, kırmızı yanaklar ve kel kafasına nazaran pala bir bıyık. Caleb içindeki gülme isteğini bastırarak adama baktı. Adam ağır adımlarla masaya gelerek tam karşısına otururken, memurlar odadan çıktı. Caleb ne olduğunu anlamamıştı, dikkatle adamı izliyordu.

"Bay Hawkin değil mi?" diye sordu adam Caleb kafasını olumlu anlamda salladı.

"Bay Hawkin, ifadenizi geri alacaksınız ve biz düzenleyeceğiz." Derken Caleb'in kaşları yuları kalktı.

"Anlamadım. Neden yapıyormuşum bunu?" diye çıkıştı ama sesi ne yükseldi ne de sertleşti ama söyleyiş şekli yeterince tepkisini belli eden cinstendi. Michel'in babasının yardımını istemiyordu.

"Bayan Moreo, sizin kurtulmanız konusunda çok kesin konuştu." Dedi, avukat. Oysaki sadece Bay Moreo ile görüşmüştü ama Caleb'in Robert'ın yardımını kabul etmeyeceğini tepkisinden anlamıştı.

"Michel mi istedi bunu? O nasıl?" diye sorarken Michel'den başka bir şey düşünemiyordu. Odaya sokulmadan önce gözlerindeki korku ve endişeyi görmüştü.

"O şuan emin ellerde ve sağlıklı. Evine gidiyor." Dediğinde avukat, Caleb emin ellerde olmasını düşündü ve ister istemez küstah bir gülücük dudaklarına yerleşti. Michel sadece onun yanındayken emin ellerdeydi. Robert'ın evi asla Michel için emin eller sayılmazdı.

"İfadenizi geri alırsanız, yakın zamanda sizde evinize gidebileceksiniz." Avukata baktı, çok ciddi görünüyordu. Bunu Michel ayarlamıştı, o yüzde isteksiz olsa da hayatının Michel'den uzakta bir hapishane geçirmek istemiyordu. Annesi bunu duyduğunda kıyametler kopacaktı.

"Tamam, geri alacağım ama Michel için." Dedi ve gözlerini masanın üzerindeki dosyaya dikti.

Sabah olduğunda Mich neredeyse hiç uyumamış, yarı kapalı gözlerle camdan dışarıyı izlemişti. Belki onuncu defa kaçmaya heveslenip Caleb konusunda sıkışınca vazgeçmişti. Bir insanın özgürlüğünün başka bir insanın yapacaklarına bağlı olması çok zordu. Mich'in hiç derdi yokmuş gibi içindeki ufak pacmanlere yenileri ekleniyor, onu kemiriyorlardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 19, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

CalebHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin