#2 - SÜT

27 1 0
                                    

"Bir şeyler ters gittiği zaman içini dökebileceğin biri yoksa hiçsin, yoksun, sıfırsın!"
E tabi böyle olduğu zaman birilerine ihtiyaç duyarsın, bir arkadaş veya bir dost olabilir.
Ancak yanlış kişiyi seçtiğin zaman, ortaya daha kötü bir "sen" çıkar.

Dost bulacağım derken herkese yüz verirsin, yüz verdikçe kendilerini patron zannederler ve altta kalmaya başlarsın. Bir başkasıyla dost olmak istersin ama bu sefer o da aynısını yapar diye korkarsın.

Sonuçta;
"Bir şeyi istemekle gelen korku, onu kaybetme korkusudur. İşte bu seni zayıflatır!"

Max Payne'in bu sözünü daha iyi anlarsın...

14 yaşıma kadar kendi içimde hep aynı işkenceyi gördüm, hep mutsuzdum. Karar vermek, düşünüp danışmak elimde değildi. Çünkü henüz 12 yaşımda annem ve babam ayrılmışlardı. Bu benim için pek bir şey değiştirmedi çünkü danışabileceğim bir babam zaten olmadı. Biliyorum şu anda içinizden "annene danışabilirdin" diyorsunuz. Bunu yapabilirdim evet ama küçüklüğümde babama çok bağlanmıştım, onu çok seviyordum. Bu nedenle, "babam varken neden anneme danışayım" düşüncesi buna izin vermiyordu.

Lise 1, yani dokuzuncu sınıfta görmediğim şeyleri görmeye başladım. Evet küçükken agresiftim ancak kavga edebilecek bir kapasiteye sahip değildim.

Dolayısıyla kavga etmeyen bir Kayra vardı ve Kayra değil, "süt"tü. Evet, kavga etmediğim için bana "süt" diyorlardı. Bunun anlamını sonradan öğrendiğimde kendime yakıştıramayacağım şeyler yapmaya başladım.

İnsanları lafları beni gerdiği için, bana "süt" dedikleri için sert bir çocuk olmak istiyordum.
Evet sert!

Sizce bunun üzerine ne yapmış olabilirdim?

Sigaraya başladım...
Sert bir çocuk olmak için sigaraya başlamıştım. İnsanlar bana daha fazla "süt" muamelesi yapmasınlar diye kötü bir alışkanlığa maruz bırakılmıştım.

*Devam edecek!*

Sessizliğin İzleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin