Evet yeni bir başlangıç. Yeni şehir, yeni ev, yeni hayat. Bu yeni başlangıcın benim için ne kadar gerekli olduğunun farkındayım. Bu yüzden yeni yaptığım bu başlangıca kesinlikle pozitif bakıp negatif ilerleyeceğinin de farkındayım. Bavulu taksinin bagajından çıkarırken derin bir nefes alıp İstanbul'un serin ve bir o kadar da nemli havasını içime çektim. Evet bu şehiri seviyordum. Ama bir İzmir değildi. Ve olamazdı. İzmiri ne kadar özleyeceğimi bilsemde bu yeni başlangıca alışmam gerekti. Bavulu sürükleyerek yeni evime baktım. Hoş. Sakin bir mahallenin sakin bir katıydı. Evin dış hatları küçük bir kasabanın şirin bir evini andırsa da bu ev sadece İstanbul'un sıradan evlerindendi. Kapının önüne doğru ilerledikten sonra anahtarımı çantamı biraz karıştırdıktan sonra buldum ve elime alır almaz kapıyı açtım eve girdiğimde bavulu içeri alıp ardından kapıyı kapattım. Evin dışı ne kadar şirinse içi de bir o kadar modern ve istediğim gibi dekor edilmişti. Kapıdan girer girmez salona çıkan yer siyah gri ve beyazdan başka hiç bir şekilde süslenmemişti. Mutfak merdivenin hemen yanındaydı. İlerleyip mutfağa girdiğimde mutfak siyah beyaz ve sarıdan ibaretti. Siyah ve beyazı evin her köşesinde kullanmak istediğime minnettar olmuştum uyum mükemmeldi. Siyah ve beyaz yanına her rengi kendisine yakıştırıyordu. Mutfaktan ilerleyip salona çıktım mutfağın çaprazında olan tuvalete girmeye gerek duymadım. Tuvaletten bir beklentim olmadığı içindi bu. Merdivenleri bavulumu çekiştirerek çıkıp üst tarafta karşıma çıkan ilk odaya ilerledim ve işte odam. Hiç bir şekilde beyazdan başka renk kullanılmayan bu odaya hayran olmuştum; parkeler, dolaplar, duvarlar, yatak, halı ve bunla sıralanan herşey bembeyazdı. Bavulu sakince dolabın önüne çekip yatağa hiç bir şey düşünmeden uzandım. Başlamıştı. Yeni hayatım benim hazır olduğumu sormadan başlamıştı. Bu emrivakiye hazır olduğum kesindi ama ya yeni hayata olan duruşum? Hazır mıydı sizce?
*
Telefonun sesiyle irkildim. Arka cebimden telefonu çıkarmak için yan döndüm ve elime telefonu alıp buğulu gözlerimle ekrana baktım. Arayan Eylül'dü. Bu yeni hayatımda bana eşlik edecek çocukluk arkadaşım.
Nefes alıp telefonu açtım. "Alo?"
"Ah sonunda açabildin Öykü. Cidden bir an bir şey oldu sanacaktım, eve geldin mi?" Kendi kendime gülümseyip "Evet şuan evdeyim. Ayrıca çok yorgunum sanki bir filin altında kalmış gibi hissediyorum." Diyerek göz devirdim. Eylülün güldüğünün farkındaydım. "Tamam o zaman. Ben gelene kadar dinlen. Geldiğimde uzun uzun konuşuruz."
"Peki." Diyip telefonu kapattım. Zaten yeni uyanmıştım bir daha uyuyabileceğimi sanmıyorum. Yataktan kalkıp banyoya ilerledim suyu ayarladıktan sonra üzerimdekilerden kurtuldum. Duşa girip soğuk suyun vücudumun her bir noktasında dolaşıp kaslarımı gevşetmesine izin verdim. Suda biraz durduktan sonra çıktım. Odaya ilerleyip bavulu açtım üzerime pijamalarımı geçirdim. Aşağı inip birşeyler atıştıracaktım. Tabi dolap doluysa, umarım annem dolabı doldurmayı unutmamıştır diye içimden geçirdikten sonra mutfağa geldim. Kapıyı açıp buzdolabına yöneldim, gözlerimi sıkıca kapatıp dolabı açtığımda doluydu. Ah sanırım şanslı olduğum nadir konulardan. Bir kaç malzeme alıp kendime ufak bir sandviç hazırladım. Meyve suyunu da bardağa doldurduktan sonra salona ilerledim. Tam koltuğa oturup sandviçimi mideye indirecekken kapı ziliyle irkildim. Elimdekileri sehpaya koyduktan sonra kapıya yöneldim ve açtım. Eylül birden boynuma sarılınca ellerimi beline doladım ve kokusunu olabildiğince içine çektim. Geri çekildiğinde ikimizde aynı aynda "Çok özledim." Dedik ve güldük. Eylül kapıyı kapatıp içeri girdiğinde evi inceledi ve dönüp "Evini de kendin gibi karamsar yapmana hiç şaşırmadım ama cidden hoş olmuş." Dedi. Gülümseyip koltuğa ilerledim. Sandviçi gösterip "Sen gelmeden bir kaç dakika önce hazırlamıştım istersen hazırlayalım" dedim. Kafasını olumsuz anlamda salladı. Hemen sonra "Ee anlat bakalım hangi kuvvet seni İzmir'den ayırıp İstanbul'a çekti?" Kafamı yere eğdim ilk başta anlatsam mı anlatmasam mı diye tereddüt ettim ama Eylül benim yeni hayatımın ilk arkadaşıydı anlatacaktım. "Klasik depresyon mevzuları." Dedim iç çekip, "Mert diye bir çocuk. Sevmiştim, 5 ay olmuştu. Herşey çok güzel gidiyordu. Ben hayatımın aşkını bulduğumu bile düşünmüştüm. Bu çocuk benim geleceğim demiştim. Cidden çok sevmiştim. Her şeyimi ona göre şekillendiriyordum hatta ama..." Dedim tekrar nefes alıp "Beni sevmediğini sadece kafa dağıtmalık biri olduğumu söyledi. Duru diye bir kızı unutmak için benimle eğlendiğini ve ona iyi geldiğim için bu saatte kadar yanımda durduğunu söyledi. Aslında var ya bunlar hiç birine alınmamıştım. Ama ayrılırken söylediği cümle çok koymuştu. Sırf onun için bırak şehirden ayrılmayı dünyadan gezegenden ayrılmak istedim ben." Dedim ve gözümden akan damlaları elimin tersiyle sildim. Eylül'ün üzüldüğünü bakışlarından anlıyordum. Ellerim ellerinin arasına geçirip "Ayrılırken ne dedi?" Dedi. Artık hıçkırıkla ağlamaya başlarken durdum yukarı bakarak "Şey... 'Basit bir kızdın. Cidden seni sevebileceğimi mi düşündün? Ah hadi ama belki olurdu ama elletmiyordun bile güzelim Duru varken sen bez bebek bile değildin neyse buraya kadar oyaladığın için eyvallah.' Dedi. Bence ölmeliyim dimi? Kendimi uçurumdan aşağı atmalıyım ne dersin?" Dedim hıçkırıklarımın arasından çıkan bir gülümsemeyle. Eylül'ün gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Evet Eylül böyle birisiydi. Karşısında ağlayan birini görünce kendini tutamaz o da ağlardı. Bu çocukluktan beri böyleydi. Ellerimi biraz daha da ellerine kenetleyip "O adi bir şerefsizin teki Öykü. Onun için ağlayamazsın bir kere tamam mı? Görmüyor musun?! O tam bir piç kurusu!" Birden sarıldığında hiç bir şey yapmadan sarılışını hissettim. Geri çekildiğinde gözlerini gözlerime sabitleyip "Şimdi kendini toparlıyorsun. Yarından sonra evde bir kere bile durmuyoruz tamam mı? Kafanı dağıtacaksın umursamaz olacaksın. Kötü kız edası anlaşıldı mı?" Dedi keskin bir sesle. Göz yaşlarını baş parmağımla sildikten sonra kendi göz yaşlarımı da elimin tersiyle ittim. "Anlaşıldı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutup Yıldızı
Teen FictionEski hayatında melek gibi olan bir kız, yeni hayatında nasıl umursamaz ve kötü bir kız olur? Nasıl bir erkeğe acı çektirmek için kendini şekillendirir? Bunu durdurabilecek bir erkek çıkar mı karşısına sizce? Bakalım.