"Kızım kalksana ya ne uykucu bir şeysin sen! Saat 12 oldu 12!" Evet bu Eylüldü. Başımda car car ötüp beni uyandırmasa ölür çünkü. "Ya ben yeni yoldan geldim bıraksana beni uyumak istiyorum ben!" Diyerek cırladım. "Ayol tabi ki rahat bırakmam şekerim hahayd." Diye koca karı taklidi yapınca gülmeden edemedim. Yavaşça doğrulup esnedikten sonra yatağa tekrar kendimi attım. Uyumak istiyorum ya ben! Mırıldana mırıldana tekrar uyumaya çalışırken Eylül'ün cırtlak sesi beni affalatmıştı. "Kızım sana diyorum ki alışverişe gidiceğiz akşam parti var sen hala uyuyorsun hadi yeni hayatın için mükemmel bir adım atmaya çalışıyoruz kalksana ya!" Dediğinde kaşlarımı kaldırıp "Bana akşam parti var demedin Eylül! Ben gelmem partiye falan banane ya." Diye mızmızlanırken Eylül sinirden köpürmüştü. "Geliceksin işte çünkü gelmek zorundasın inat değil mi işte ge-li-cek-siiiiiin." Evet kaçış yoktu gidecektim yapacak bişeyim olmadığı için aniden kalktım ve ayaklarıma yere sürte sürte banyoya girdim aynadan kendime baktığımda yorgunluğum gözlerimden anlaşılıyordu. Yüzümü soğuk suyla yıkadıktan sonra banyodan çıktım. Eylül zaten hazırdı. Odaya girip tam kıyafetlerimi bavuldan alacakken bavulun boş olduğunu görünce Eylül'e döndüm. Gülümseyerek "Benim İzmirlim yorgundur şimdi o biraz daha yorulmasın diyerek düzenledim iyi yaptım bence yoksa o kıyafetler hep bavulda kalacaktı ya." Dedi dediklerine kahkahamı basmadan duramadım tam da dediği gibiydi. "Canımsın ya." Diyip kot şortum ve üstüme yapışan göbek üstü beyaz t-shirtü yatağa attım. Eylül'e dönüp "Sen şimdi kahvaltını yapmışsındır." Dedim. Olumsuz anlamda kafasını sallayıp "Hayır beraber yapalım istedim." Dedi. Kafamla onaylayıp çıkması için arkasından ittirdim o da çıkıp aşağı indi. Yataktakileri üstüme geçirdikten sonra saçımı at kuyruğu yaptım bu sıcakta saçlarımı üstüme salamazdım. Yüzüme baktığımda sadece rimel çekmem gerektiğini fark ettim. Ve düşündüğüm gibi yapıp aşağı doğru ilerledim. Merdivenlerdeyken omlet kokusu burnuma dolunca acıktığımı fark ettim. Ve hızla aşağı inip eylülün boynuna kollarımı doladım. "Benim yavrum bana omlette mi yaparmış" dedim. Gülerek "Sen iste dünyayı yakarım" dediğinde bende güldüm. "Yaksana ya." Dediğimde buzdolabının üstünde ki mıknatıslı kağıt ve kalemi alıp kağıda dünya yazdı. Ne yaptığına anlamamış şekilde bakarken "İyi izle." diye sırıttı. Dünya yazdığı kağıdı yırtıp çakmakla yakarken "Dünyayı yakıyoruuum!" Diye bağırdı. "Aaaaağ" diye bağırıp kafamı duvara vururken pis pis kahkaha attığını gördüm. Cidden iğrençti.
*
Kahvaltı bitmişti. Şimdi dışarı çıkma vaktiydi yukarı çıkıp çantamı aldıktan sonra aşağı indim. Eylül kapının orda durmuş telefonuyla oyalanırken ben beyaz converselerimi giydim. Kapının dış tarafına geçip kapıyı kapattıktan sonra kilitledim. Anahtarı çantama atıp yola ilerledikten sonra Eylül'ü süzdüm giydiği toz pembe mini elbisesiyle çok şeker duruyordu. Saçlarını salmıştı ve belli olmayan bir eyeliner çekmişti. Bu kız cidden güzeldi. "Ne o açıkta bir yer mi gördün?" Dediğinde gülmeden edemedim. "Poponu kesiyorum yavrum" dediğimde gülüp "aa" diye ses çıkardı. Taksiyi gördüğümüzde el kaldırıp bizi fark etmesini sağladık ve binip gitmemiz gereken yeri tarif ettik.
*
"Kızım bu çok açık emin misin?!" Diyerek kabinden çıktığımda Eylül gözlerini pörtletmiş beni süzüyordu. Bir dakika bu hiç hoş değil! "Cillop gibi olmuşsun kızım öf be!" Dediğinde elbisenin fileli etek kısmını çekiştiriyordum. Elime ufak bir vurduktan sonra "Kesin bunu alıyoruz itiraz istemem." Diyip beni kabine doğru itekledi. Bu kan kırmızısı elbisenin içinde oldukça seksi hatun gibi göründüğüme emindim. Etek kısmı fileli olan bu elbise kalçamın bir kaç santim altında bitiyordu. Göbek kısımında hafif açık üçgen detayları vardı. Göğüs dekoltesi oldukça az bir şekilde vardı. Ama gözle görünen bir ayrıntıydı. Evet elbise tam vücuduma göreydi. Bütün hatlarını teker teker göz önüne sunmuştu elbiseyi çıkarıp kendi kıyafetlerimi giydiğimde kıyafeti elime alıp kabinden çıktım. Eylül iki üç parça almış kasanın orda beni bekliyordu yanına ilerleyip gülümsediğimde sıraya geçmiştik. Sıra bana geldiğinde hızlıca kredi kartını uzatıp alıp çıkmıştım. Eylül "Gece bomba gibi olcak kızıaaam." Dediğinde göz devirdim. Bu halime gülmüştü. "Bir şeyler yer miyiz?" Diye sorduğumda "ben aç değilim ama waffle canım çekti meyveli waffle yerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutup Yıldızı
Novela JuvenilEski hayatında melek gibi olan bir kız, yeni hayatında nasıl umursamaz ve kötü bir kız olur? Nasıl bir erkeğe acı çektirmek için kendini şekillendirir? Bunu durdurabilecek bir erkek çıkar mı karşısına sizce? Bakalım.