Not: Hepinize merhaba arkadaşlar! Diğer bölümlere yazdığınız yorumların hepsini okudum. Çoğu şikayetleriniz hikayenin çok kısa olması ya da yeni bölümün geç gelmesiyle ilgili. Artık hikayeleri minimum bu uzunlukta yazacağım ve her pazartesi yb yayınlayacağım. Bu bölümü umarım beğenirsiniz!
Spoiler: Stelena hayranları için pek mükemmel bir bölüm olacak *-*
Elena düşünnce, gerçekten de Damon'ı özlemişti. Ama Stefan'a da sanki aşıktı. Kafası yerlebir olmuştu. Bu konuyu konuşabilecek bir arkadaşı da yoktu. Bonnie desek bu aralar kafayı yemek üzere. Caroline ise Miss Mystic Falls için hazırlıkları yapıyordu. Elena yalnızdı. En iyisi bu konuyu teyzesi Jenna ile konuşmaktı. Jenna'ya gerçekten güveniyordu. Jenna Elena'nın sanki teyzesi değilde arkadaşıymış gibiydi.
Elena o kadar dalmıştı ki şu an da Jenna ile masada yemek yediğini tamamen unutmuştu.
"Elena hayatım, yemeğine dokunmadın bile. Sen iyi misin?"
Elena, olanları anlatmak için mükemmel bir an diye düşündü.
"Şey Jenna, biraz konuşabilir miyiz?"
Elena cümleyi söyler söylemez kardeşi Jeremy Gilbert merdivenlerden aşşağı müzik dinleyerek indi. Elena ve Jenna ona bakıyordu ama Jeremy'nin umru bile değildi. Jeremy, dolaptan bir sandviç alarak odasına geri çıktı. Jeremy çok içine kapanık bir çocuktu. Aslında hep böyle değildi, böyle olmasının sebebi bir kaç ay önce ailesini trafik kazasında kaybetmesiydi. O gün bu gündür, Elena Jeremy ile adam gibi konuşamıyor.
Jenna derin bir nefes aldı.
"Jeremy hakkında kesinlikle bir şeyler yapmalıyız. Okula doğru dürüst gitmiyor. Her zaman odasında."
Elena onaylarcasına kafsını salladı. Jenna tekradan derin bir nefes aldı.
"Ee hayatım, sen bana ne söylüyordun?"
Elena birisinin dinlemediğinden emin olmak için önce sağına sonra soluna baktı.
"Jenna, benim gerçekten çok büyük bir problemim var."
"Neden hayatım ne oldu? Yoksa Damon'la kavga mı ettiniz?"
"Ya tam olara-"
Elena cümlesini tamamlayamadan kapı çaldı. Bu saatte kim gelmiş olabilirdi ki?
Jenna kapıya doğru şaşkın bakışlarla yürüdü. Kapıyı nazikçe açtı. Kar yağıyordu. Hafif bir rüzgar Jenna'nın saçlarını savurdu.
"Merhaba bayan Gilbert. İçeri girebilir miyim?"
Elena bu sesi tanıyordu. Bir saniye... Gelen yoksa Damon mıydı?
"Evet, elbette gelebilirsin Damon."
Damon elinde bir pizzayla içeri girdi. Kardan olsa gerek, gözleri her zamanki mavisinden daha maviydi.
Elena hemen ayağa kalktı. Şaşkın bakışlarla Damon'a baktı. Ne yapacağını bilemiyordu. Ona Stefan'la onun arasında kaldığını mı söylemeliydi? Yoksa koşarak dudaklarına yapışamlı mıydı? Elena bu ikisinin de kötü bir fikir olarak şaşkınlıkla bakmaya devam etti.
Jenna çok bilmiş bir gülümseme attı.
"Ben sizi yalnız bırakayım o zaman."
Damon gözlerini kısarak Jenna'ya gülümsedi.
"Damon?.."
Damon yamuk bir gülümsemeyle Elena'ya doğru yürüdü, daha sonra kollarını açarak "Sarıl bana" görüntüsünü verdi.
"Ta kendisi..."
Elena koşarak Damon'a sarıldı. Buna gerçekten ihtiyacı vardı.
***
Damon Salvatore, masada oturmuş Elena'ya bakıyordu. Elena artık bundan sıkılıp merak ettiklerini sormaya başlsdı.
"Ee Damon, seni buralara getiren şey nedir?"
Damon suratıyla şebek bir ifade yaparak baş parmağıyla camı işaret etti.
"Arabayla geldim."
Elena hafiften güldü. Gerçekten çok tatlıydı ve her seferinde Elena, Damon'a biraz daha aşık oluyordu.
"Damon, senin Denver'da olman gerekmiyor muydu?"
Damon arkasına yaslanarak gerindi. Ve tekrar doğruldu.
"Geri döndüm bebeğim. Seni çok özlemiştim."
Elena kocaman sırıttı, elini Damon'a doğru uzattı, Damon'da mesajı alarak elini sımsıkı tuttu.
"Ee, sen ben yokken ne yaptın?"
Elena duraksadı. Suratındaki gülümseme anında silindi. Stefan'a olan hislerini söylemelimiydi? Hayır hayır. Bu gerçekten çok kırıcı olurdu. Elena tekrar gülümseyerek lafı çevirdi.
"Seni düşündüm."
Damon'da ona gülümsedikten sonra Elena'yı kendine doğru çekti ve gözlerine baktı. Artık gülümsemiyordu.
"Bana doğruyu söyle Gilbert, ben yokken bir şey oldu mu?"
Elena etki altındaydı. Şu anı bir daha asla hatırlayamayacaktı. Ama Damon, bunu sonsuz kadar hatırlayacaktı.
"Sana hiç bir şey olmadı dedim!"
Damon Elena'nın elini bıraktı ve tekrar Elena'ya baktı.
"Az önce olanlarım hepsini unut. Az önce hiç bir şey olmadı."
Elena kafasıyla onayladı ve Damon birden gözden kayboldu. Elena... O ise ağlıyordu.
***
Elena tüm gün boyunca yataktaydı. Korkuyordu ve üzgündü. Ama daha çok korkuyordu. Diğer yandan da Stefan'ın ona taktığı kolyeyi inceliyordu. Bu kolyede ne vardı böyle?
"Elena? Tatlım sen iyi misin?"
Elena Jenna'yı sevmese onu buradan hemen kovabilirdi ama onu hem seviyordu hem de saygı duyuyordu.
Elena burnunu çekti.
"Jenna, lütfen beni sadece bugünlük burada bırakır mısın?"
Jenna, Elena için endişeleniyordu. Elena'nın da Jeremy gibi olmasını istemezdi. Ama sadece bu seferlik, Elena'yı rahat bıraktı.
"Eğer bir şeye ihtiyacın olursa, beni çağır. Ben buradayım."
Elena tekrar burnunu çekerek kafasını salladı. Ve yastığı alıp kafasına kapattı.
Elena bir süre daha kolyesini inceledikten sonra ayağa kalktı ve aynanın karşısına geçti.
"Erkeğin teki için dünyanı başına yıkmayacaksın, Elena."
Elena parmağını aynaya doğru yöneltti.
"İyi olacaksın..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Günlükleri - Aşk, Tutku, Kan
VampireVampir Günlüklerinin kendi kafamdan uydurduğum versiyonudur.