Tamam uzun bir ara oldu özür dilerim ama çok yoğunum gerçekten.Genellikle buraya yazacak birşey bulamıyorum o yüzden sanırım favori karakterinizin kim olduğunu sormak iyi olur.Yani favori karakteriniz kim?
Doğumgünümden 1 hafta geçti ve Ölüm Yadigarları kolyesini takmadığım 1 gün bile yok.Kesinlikle favorim.Temmuzun son haftası ve bunun tek anlamı var:birkaç gün içinde Jo ve Harry’nin doğumgünü var.O gün kesinlikle Gryffindor tshirtu giyip,Ölüm yadigarları kolyesini takıp ve Ceren’in verdiği Harry Potter yazan çantamı alıp bir tren istasyonu bulacağım ve her yıl 1 eylülde yaptığım gibi Dobby’nin duvarı kilitlemesine söyleneceğim.Kesinlikle harika olacak.Yatağımda hiçbirşey yapmayarak otururken Ceren mesaj attı.
O: Oraya geliyorum.
Ben:Tamam ayrıca 1 hafta önce konuşmadığımız ve artık konuşamız gereken konular var.
O:Tamam
Telefonu yatağın üstüne bıraktım ve dolabımı açınca ilk bulduğum kıyafetleri giydim.Kapı çaldı ve koşarak aşağıya indim.Kapıya açmamla Ceren üstüme atladı. “Seni çok özledim.” “Bende seni özledim ama bunu daha normal şekilde söylemenin yolları var.” Dedim. İçeriye daldı ve “Konuşmamız gereken konu neydi?” diye sordu. “Aras ve Bora.” “Wow yavaş ol.” Dedi sırıtarak. “Ceren saçma fikirlerinden çık ve beni dinle.Onlara birşey oldu” dedim ve 1 saat boyunca o günü anlattım.Tepkisini beklerken dondurmayı Açlık Oyunları’nda yemek bulmuş gibi yavaşca yedim. “2 olasılık var biri sen öyle gördüğünü sandın,defalarca ve diğeri ortada büyük işler var ve ikincisi daha büyük bir ihtimal.” “Evet çünkü doğru gördüğüme eminim.Sence neler oluyor?” “Hiçbir fikrim yok.” Dedi. “Benimde. Bu arada geleceğimi belirledim Really Don’t Care dinlerken Lovegood dansı yapan biriyle evlenmeyi planladım.” “İyi şanslar.” Dedi ciddiyetle. “Teşek-“ telefonuma mesaj gelmesiyle cümlem bölündü.Telefonu aldım ve mesaja baktım.Bora göndermiş.
O:Konuşmalıyız.
Ben:Tamam.
O:Oraya geliyorum.
Ben:Ne zaman?
O:10 dakika sonra?
Ben:Tamam.
Ceren yanımda mesajları okudu ve “ Kesinlikle önemli birşey” dedi. “O kadar da önemli olmayabilir.” “O kadar önemli olmasa 10 dakika sonra gelmek yerine beklerdi.” “Haklı olbilirsin” dedim. Bora’nın gelmesini beklediğimiz 10 dakikanın sonunda kapının sesini duyunca koltuktan hızla kalktım ve Bora’yı içeriye aldım.Salona geçti ve Ceren’i görünce bir an duraksadı. “Selam” dedi Ceren samimiyetle. Bora hızlıca “Selam” dedi ve bana döndü. “Ne hakkında konuşmalıyız?” “Yalnız konuşmalıyız” dedi Ceren’e bakarak. “Oh,evet.Sizi yalnız bırakayım.” Dedi ve gitmeden önce bana “İyi şanslar” diye fısıldadı.Bora koltuğa oturmamı işaret etti ve hiçbirşey söylemeden oturdum. “Benim hoşlandığım biri var.” Dedi ciddiyetle. “Öyle mi?Bu harika,peki kim?” bunu gerçekten merakla sormuştum.Aslında bir anda böyle bir şey söylemesini beklemediğim için biraz şok moduna girmiştim ama bundan kurtuldum. Gözlerini benden kaçırarak “Sen” dedi. Kendime engel olamadan ağzım yere kadar açıldı.Hiçbirşey söylemediğim birkaç saniyenin sonunda ağzımı kapatmanın daha nazik olacağını düşündüm ve kapattım.Kesinlikle bunu beklemiyordum.Tamamıyla şok olmuştum. Birşeyler söylemem gerektiğini fark ettim ve kekeleyerek “Ö-Öyle mi?” dedim. “Söylemeye çalıştığım şey,sende istersen çıkabiliriz?” dedi.Bu sefer gözlerime bakıyordu ve ondaki ciddiyeti görebiliyordum.Bu bana çok ağır gelmişti.Onu kardeşim gibi görüyordum.Birkaç dakika bana cevap bekleyerek baktıktan sonra ona döndüm ve cevabımın ne olacağına karar vermeye çalıştım.Bu çok zordu çünkü onu kardeş olarak görüyordum ve bu onu reddeceğim anlamına geliyordu ama onu kırmamalıydım ve arkadaşlığımızı tehlikeye atmamalıydım. “Sen harika birisin Bora ve eminim birçok kız seninle çıkmak istiyordur ama ben seni o gözle görmüyorum.Üzgünüm,sen benim için bir kardeş gibisin.” Dedim ve umutla ona baktım. “Evet,ben üzgünüm.” Sesinde belirgin bir üzüntü vardı ama ayrıca onun için endişelenmemem gerektiğini hissettiren bir şey vardı. “Gitmeliyim” dedi ve kapıya yöneldi. Anlayışla başımı salladım ve kapıyı arkasından kapattım.Ceren koşarak yanıma geldi “Ne söyledi?” dedi. Detayları isteyeceğini bildiğim için bütün detaylarıyla konuşmaları anlattım. “Tamam bunu beklemiyordum.Ama bence en doğru cevabı vermişsin.Onu gördüğünde ne yapmayı düşünüyorsun?” “Bilmiyorum,sanırım normal davranacağım” dürüstçe cevapladım.