Salonun duvarında bir tablo asılıydı.
Birinde ayışığında balkonda bir kız ve atı üstünde onunla konuşan delikanlı.
O kız kadar güzel olmak isterdim hatta o kız olmak .
Bir de duvar halısı:Bir çoban göl kenarında sürüsünü yaymış elinde kavalı.Bembeyaz iki kuzu eğilmiş su içiyor ve suda yansımaları. Annemin
çok sevdiğini bilirdim bazen bizimle resim yapardı en sık bu resmi taklit ederdi.Ben de çok taklidini yaptım ancak çoban koyun olmazdı benimkinde onları çizmek zordu.Ben sadelikten hoşlanırdım demek isterim ya işin aslı yetenek fukarasıydım .
İki odası ve biraz daha büyükçe bir salonu olan bu evi hayat kullanışlı kılardı. Yazın hayatta yaşardık adeta.Bir de ıvır zıvır kulubesi.Bizim çatı katımız gibiydi ,üstelik çatısız düz betondu . Annem etrafına büyük yağ tenekeleri dizmiş korkuluk niyetine. İçlerinde nane gül aklınıza ne gelirse dikmişti Yaz akşamları oraya çıkardık komşu kızı Fatma da gelirdi ;karpuz yer ,çiğdem çitlerdik. Ben hanıme- linin balını severdim küçük o...punun çiçeklerini yerdik Aslanağzlarıyla oynar, yaseminlerle ,güllerle evi süslerdik.
Günlük eşyalarımız yaşları birbirine yakın biz dört çocuğun yaramazlıkları ya da dağınıklığıyla kirlenir ,örtüler dağıllırdı.
Özel zamanları ve bayramları çok severdim .Günlük haliyle gördüğümüz salon- kendi odamızda uyuduktan sonra -sabah güzelleşmiş olurdu.Bayramlık giysilerini sadece biz giymezdik sanki.
Annem halıları örtüleri değiştirmiş nakışlı olanları yaymış olurdu. Hepsini kum rengi ketene makinede kendi işlemişti .Marifetlidir zaten. Bize de güzel giysiler dikerdi ama ben en çok kendi diktiği gelinliğini ve nişanlılığını beğenirdim .
Ayrıca çatı katı niyetine kullanılan yere - eski olduğu için değil sanırım eskimesin diye -koyduğu iki tekli koltuk ve orta sephayı çıkarırdı.Eşyaların büfeyle uyumu tamamlanırdı.
Maddi değil ama manevi çok önemsediğimiz dayımın Almanya'dan getirdiği küçük biblolar konurdu.Bir ev vardı iki kapı nişi ,ortada derece. Hava durumuna göre ya şemsiyeli bir çift çıkardı kapıdan ya da yazlık giysili bir çift .
Düşünüyorum da çok zarifti o dönem eşyaları ama biz ev taşırken modaya uygun o zaman sevdiğimiz şimdi çok hantal bulduğum yeni eşyalar aldık.Şimdi onlar da değişti ya.
İlginç geçen gün annem o halıdaki çobanı çizmiş Sanırım ya çocuk- luğundaki köyünü özledi ya da daha genç ve babamla olduğu günleri...
