Benimle Oyun Oynar Mısın? JaeYong

~4~

Neden Jaemin ile yattığım sorusuna cevap veremediğim için bu gece odamda kalacaktım. Hızla odama çıkıp Youngho'yu aradım.

"Naber kardeşim?"

"İyi desek yeridir, sen nasılsın?"

"Sen gidince Mark'a kaldık ne yapalım. Ne kadar iyi olabilirsek."

"Ya benim bir sorunum var, aslında bu yüzden aradım seni!"

Olayı Youngho'ya anlattığımda ilk inanmadı. Ama evime getirtip saç telini gösterince inandı.

"Yüzünü gördün mü?"

"Suratına bakmadım ki!"

"Şey yapalım, yine gelirse diye sen telefonundan ses kaydını aç gece yatarken. Tekrar gelirse yüzüne bak. Ne bileyim sorular falan sor. Olmazsa medyum falan çağırırız!"

Akşama kadar Youngho ile oyalanıp, odama geçmiştim. Youngho'nun dediği gibi telefonumdan sea kaydını açıp telefonuma takmış  ve telefonu da şarja takmıştım. Yatağıma yattığımda gözlerimi kapattım, bu sefer ona bakacaktım.

____________________________________

"Benimle oyun oynar mısın?"

Yumuşak sesi tekrar duyduğumda uykundan korkuyla uyandım ve hızla o tarafa döndüm. Gördüğüm karşısında ağzım açık kalırken, telefonuma baktım. Ses kaydı devam ediyordu. Tekrar önüme döndüğümde onu incelemeye başladım. Normal insanlar gibi duruyordu, bembeyaz saçları vardı ve yüzü çok bebeksi duruyordu.

"Oyun oynayalım mı?"

Korkmamam için Youngho yan odamda yatmıştı, bağırdığım an hemen yanıma gelecekti. Bu beni biraz olsun rahatlatırken Youngho'nun verdiği tavsiyelerle konuşmaya başladım.

"Eğer benimle konuşursan seninle oyun oynayacağım!"

Korkudan sesim titrerken karşımdakinin gözleri parlamıştı.

"Sabaha kadar mı?"

Başımı sallarken konuştum.

"Sabaha kadar."

Karşımdaki kişi benim oturduğum yatağa, ayak kısmıma oturup bana bakmaya başladı.

"Adın ne?"

"Lee Taeyong!"

"Neden benim odamdasın Taeyong?"

Bana çocuksu bir sesle gülüp, alaycı bir şekilde konuştu.

"Burası benim odam."

Ağzım açık kalırken kendimi konuşmaya zorladım.

"Ama burada ben yaşıyorum!"

"Bizim odamız olsun o zaman!"

Bizim odamız?

"Ama başka kimsenin olmasın! Sadece sen ve benim olsun!"

" Sen  nesin?"

Ve verdiği cevap nefes almamı  durdurmaya yetmişti.

" Ben senim."