Bölüm2 -Amy-

846 42 5
                                    

Sabah esneyerek uyandım. Önce yatakta kollarımı açıp kendimi esnettim ve sonra mesaj gelmiş mi diye bakmak için telefonumu elime aldığımda saati gördüm. Yine okula yine geç kalmıştım. Bir hışımla yattığım yerden hızlıca kalkıp üzerimi giyindim. Giyinirken çok ses çıkarmş olacağım ki annem beni duymuştu ve aşağı kattan annemin klasik 'okula yine geç kaldın' bağırışlarını duydum. Hızlıca tuvalete gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra çantamıda alıp aynı hızla aşağı indim. Annem kahvaltı ediyordu. Annemide öptükten sonra evden çıktım. Arabamın anahtarlarını çıkartıp kilidini açtım. Güneş gözlüklerimide havalı bir şekilde taktıktan sonra arabama bindim. Arabamın radyosundan son ses Madison Beer - Unbreakable açtım ve şarkıya eşlik etmeye başladım. Tam hız sınırını aşacakken en yakın arkadaşım Angela'yı gördüm. Ani bir frenle tam önünde durup gözlüğümü kenarından tutup çekerek çıkarttım ve otuz iki diş sırıttım, ''Hey bebeğim, okula geç kaldıysan bırakabilirim.''  Gözlerini devirdi ve "Çok iyi olur," diyerek arabaya bindi. 

''Walt'la dün neler yaptınız?'' diye sırıtarak imalı bir şekilde sordu. 

''Fotosenaaa cafede biraz takıldıktan sonra onlara gittik ve bilirsin işte,'' deyip göz kırptım.

''Buna bir son vermezsen cehenneme gideceksin, Amy.''

''Sen karışma, Angela. Sen sanki hiç yapmıyorsun.''

Onun bir şey demesine izin vermeden daha çok hızlanmaya başladım. Hızlı gitmeyi seviyordum. İnsanı daha özgür kılıyordu bence. Angela her zaman benim hızlı kullanmamdan şikayet ederdi ve benimle arabaya binmezdi. Beni azarlamaya başlayacağını hissettiğimde hızlı kullanmam sayesinde çoktan okula gelmiştik bile. Okula geldiğimiz için bir şey diyemeden arabadan inmek zorunda kaldı. Onun ardından bende inip arabayı kilitledim. İkimiz hızlı adımlarla dersimizin olduğu sınıfa doğru gittik ve kapıyı tıklatıp içeri girdik. Bayan Lender bize uzaylı görmüş gibi baktıktan sonra ''Hiç gelmeseydiniz bayanlar.'' dedi ve oturmamız için sıraları işaret etti. Angela özür diledi ama ben bir şey demeden yerime oturdum. Biz  yerimize geçince Bayan Lender sıkıcı dersini anlatmaya devam etti. Dersi dinlememek için etrafa bakınırken bir çocuğun bana bakması dikkatimi çekti. Çocuk sarı saçlarıyla ve mavi gözleriyle kız gibiydi ama yakışıklılığı ve tatlılığı  onu kurtarıyordu. Dersin sonuna kadar bakıştık ve zil çalınca bana göz kırpıp arkadaşlarıyla beraber sınıftan çıktı. 

Bir iki ders böyle geçtikten sonra öğlen yemeği için arkadaşlarımla beraber yemekhaneye indik. Yemeklerimizi almak için sıraya girdik. Uzun bir kuyruk vardı ve ben beklemekten sıkılmıştım. Genelde hep en önde ben olurdum. Sırayı kaynatırdım ama bu sefer uslu durmaya karar verdim. Sıranın en sonunda olduğumda en öne geçerdim ama bu kadar beklemişken sıra kaynatırsam emeklerim boşa gidecekmiş gibi hissettim. O sırada derste bakıştığım Sarışın Çocuğun elinde iki tepsiyle bana doğru geldiğini gördüm. Tam önümde durup tepsilerden birini bana uzattı. Bende elindeki tepsiyi alırken ona gülümsedim ve hayatımda bir ilk yapıp sarışın çocuğa teşekkür ettim. 

Yeni dersin kitaplarını almak için dolabamın yanına gittiğimde Sarışın Çocuk utangaç bir gülümsemeyle bana doğru geliyordu. İyice yaklaşıp yanıma geldiği zaman ''Selam,'' dedi. Aynı şekilde karşılık verdim. ''İsmin Amy olmalı?'' dedi. Başımı aşağı yukarı sallayıp ''Evet,'' dedim. ''Seninki de şey olmalı?''  

''Luke.'' dedi gülümseyerek, ''Bu akşam arkadaşım Eddie'nin evinde bir parti var, benimle gelir misin?''

Düşünür gibi kafamı yukarı kaldırdım ve  ''Eddie'yi tanımıyorum,'' dedim. 

''Eski okuldan bir arkadaşım, gelirsen çok sevinirim.'' 

''Pekala, gelmeye çalışırım.'' Tabii ki de gidecektim, partileri asla kaçırmazdım. Özellikle yakışıklı çocukların davet ettiği partileri. 

"O zaman numaralarımızı alalım, gelecek olursan bana haber verirsin," dediğinde gülümsedim. 

"Telefon numaramı almak için denediğin yol bu mu yani?"

"Ne diyebilirim ki? Senden çok etkilendim," dedi yarım ağız gülümseyerek. Ona aynı şekilde karşılık verdim cebinde olmasını umut ederek telefonunu almak için cebine uzandım. Şansıma telefon cebindeydi ve telefonu çıkartıp numaramı yazdım. Bu taktik hep işe yarar. Telefonu geri verirken, "Sanırım geliyorum," dedim ve havalı bir çıkış yapmak için saçlarımı savura savura yanından ayrıldım. Yanından ayrıldıktan sonra kitaplarımı almadığımı fark ettim. Geri dönüp alabilirdim ama o zaman tüm havam bozulurdu. Derse kitapsız giremeyeceğim için kafeteryaya inip kendime bir kahve aldım ve tek başıma oturup zilin çalmasını bekledim. Oyun oynamak için telefonumu çıkardığımda saate baktım ve bunun son ders olduğunu gördüm. Beklemeyi bırakıp, koluma çantamı taktım ve okuldan çıktım. Angela'ya da gittiğimi haber veren bir mesaj attım. Ödevlerim vardı ama her zamanki gibi hiçbirini yapmayacaktım. Okulu sevmiyordum ve gereksiz buluyordum. Aslında bırakabilirdim ama yakışıklı çocuklar vardı. Yakışıklı çocuklar her zaman ilgimi çekmişti. Bende onların ilgisini çekiyordum. Annem derste olduğumu sandığı için alış veriş mağazasına gidebilir ve parti için hoş bir şeyler alabilirdim. Arabama binip favori mağazama gittim ve beni gecenin yıldızı yapmasını istediğim o 'mükemmel' elbiseyi aramaya başladım. 

Önce en az on tane kıyafet denedim ve hiçbirini beğenmedim. Gecenin yıldızı olmak istiyorsan herkesi hayrete düşerecek kısa kıyafetler giymen lazım. Yoksa hiçbir erkek size aç gözlerle bakmaz ve kızlar size sinir olmaz. O zamanda gecenin yıldızı olamazsınız. Göğüs dekoltesi ve kısa olan bir elbise arıyordum ama ya göğüsleri olduğu gibi gösteren kısalar buluyordum ya da kısa olup göğüs dekoltesi olmayanları buluyordum. Birkaç mağaza daha gezdim. Daha zilin çalmasına on beş dakika vardı. Anneme göre hala okuldaydım. Alışkanlıktan çok hızlı giyinip soyunabiliyordum. 

Zilin çalmasına beş dakika kala dekoltesiz ama kısa bir elbise bulabildim. Mecburiyetten dolayı onu aldım ve arabama binerek evime gittim. Elbiseyi okul çantama sıkıştırmıştım. Eve gidip anneme Angela'ya gideceğimi ve onlarda kalacağımı söyledim. Annem, Angela'yı çok sevdiği için -onun çok edepli ve ahlaklı olduğunu düşünüyor- hemen izin verdi. Muhtemelen Luke'la işi pişireceğimizden dolayı gece eve gelemeyecektim. Annemden izin aldıktan sonra odama gittim ve Luke'ün aramasını bekledim. Aradığı zaman hızlıca aldığım kıyafeti üzerime geçirip elime topuklu ayakkabılarımı alıp bahçe kapısından çıktım ve ayakkabılarımı giydim. Daha sonra evin önüne gidip Luke'ü beklemeye başladım. Geldiğinde arabasına binip beraber arkadaşı Eddie'nin evine gittik. 

Geldiğimizde Luke ve sanırım Eddie olan çocuk sarıldılar ve Eddie bize içki ikram etti. Luke'la beraber oturup birkaç bardak içki içtik. Bu sırada insanlar yeni yeni geliyordu. Hiç sarhoş olmamama rağmen sarhoş gibi davranıp Luke'ün üzerine çıktım. Sanırım o sarhoş olmuştu. Bu kadar çabuk sarhoş olması tuhafıma gitmişti. Belki o da sarhoş gibi davranıyordur, bilemiyorum. Şarkı çalmaya başladığında kucağına yerleşip ona kucak dansı yaptım. Çok geçmeden herkes başımıza toplanmış bizi izliyordu. Erkeklerin 'Bende istiyorum' sözleri beni daha çok çıldırtıyordu. Hızla yapmaya devam ettim. Şarkı değişince Luke'ü ayağa kaldırdım ve beraber dans etmeye başladık. Arada bir ona sürtünüyordum ama o bana hiç tepki vermiyordu. Beni istemiyor olamazdı, değil mi? İlk görüşte aşık olacak falan değildi herhalde. 

Diğer bir şarkıya geçtiğimizde birden tüm kalabalığın bir noktaya odaklandığını gördüm. Siyah saçlı ve buradan göründüğü kadarıyla güzel bir kız elinde tuttuğu bardağı havaya kaldırdı. Herkesin ilgisini çekmeye çalışıyordu belli ki. Üzerindekilere bakıldığında zengin birine benziyordu. İstediği ilgiyi toplayınca bardağı indirdi ve konuşmaya başladı, "Ah Jess! Çok özür dilerim, annen çok kızacak." dedi ve kahkalarla gülmeye başladı. Ardından herkes ona katıldı. Üzerinde içki lekesi olan bir kız hızlıca çantasını aldı ve ağlayarak partiyi terk etti. Ne olduğunu anlayamamıştım. Benim şu anki tek sorunum karşımda ona sürtünmemi istemeyen yakışıklı partnerim Luke'tü.

Merhaba arkadaşlar! Yeni bölümle karşınızdayız ^^

Yeni bölüm +4 vote olduktan sonra gelecek. :DD

SİHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin