Bölüm 3

276 31 27
                                    

“Yine mi sen?”diye sordum gözümü Erdem’e,benden o gün teşekkür isteyen çocuğa,dikerek.

“Bu sefer kahvem için  geldim senin için değil.Çünkü,sana yardım etmenin sadece zaman kaybı olduğunu anladım.”dedi kollarını göğsünde çaprazlayarak.

Bardağına inadına ‘Erdal’ yazarak “İyi.Sevindim” dedim ciddi bir yüz ifadesiyle ve kahve yapmaya koyuldum.

“Çünkü anlamıyorsun.” Erdem hala konuyu devam ettirmeye çalışırken  onu önemsemedim.

“Sana insanlık ederek yardım etmeye çalışan insanları kötülüyorsun.” Ağzını kapatıp sakince kahvesini bekleyemediği için sinirimi zorlamaya başlamıştı.

“Ve çok anlaşılmaz-“

“Sadece çeneni kapatıp kahveni bekleyemez misin?!”diye kükredim sütü dökmeyi bırakarak.

“ Ve yine aynı şey yapıyorsun!”sıkıntıyla söylendi Erdem.

“Sana ne yaptığımdan? Sen benim hayatıma karışamazsın.”Artık kahveyi yapmaya bırakıp sadece ona odaklanmıştım çünkü,önüme gelip de beni,hayatımı,yaşadıklarımı bilmeden beni eleştiren insanlardan nefret ederdim.Onun haddini bildirmeliydim.

Erdem elini uzatıp ”Artık kabalığını bırakarak kahvemi yapar mısın!”dedi sesli bir şekilde.

Ateş fışkıran gözlerimle Erdem’e bakıp sipariş ettiği o lanet kahveyi bitirmeye çalıştım.

“Al artık şu kahveni ve cehennemin dibine git!”diye tısladım.

“Sen de,psikopat.” Erdem bardağa uzanarak söylendi.

Erdem’in sinirle masada bir erkekle oturduğunu  görünce “Alev!Odama” diyerek patronum beni çağırdı.

Dönüp patronumun odasına ilerlerken sakinleşmeye çalıştım. Aralıklı açık olan patronumun kapısını açarak içeri girdim.Patronumu her zamanki gibi sandalyesinde oturarak buldum.

“Efendim Mehmet Bey.”alçak bir ses tonuyla konuştum.

“Müşterilerle ne zaman konuşmayı öğreneceksin Alev!?Seni hep kontrol mu etmeliyim?”sesi baya öfkeliydi.

“Ben…“kendimi suçsuz çıkarmaya çalışırken lafım kesildi.

“Evinde değilsin  anladın mı? Kurallara uymak zorundasın.Ben ne dersem onu yapmak zorundasın.”dedi zorundasın kelimelerine vurgu yaparak.

“ Ne demek cehennemin dibine git??Müşteriye öyle bir şey denilir mi?Müşterilerle kibar olmak zorundasın.”her zorundasın kelimesi beni çileden çıkarırken ağzımdan çıkacak olanları içimde tutmaya çalışıyordum.En nefret ettiğim sözü kullanıyordu.Her seferinde.

Zorunda değilim ama zorundayım…

Aslında çalışmak zorunda değildim ama Açelya’nın bütün tedavileri,masajları geçmesi için çalışmak zorundaydım.

Belki de bu kel,obez adamın sözlerine bu yüzden katlanıyordum.Sadece bu yüzden…

Mehmet Bey’in bağırışları sonra erince konuştum.

“Biliyorum Mehmet Bey…Özür dilerim.Haksızım…”

Mehmet Bey sigarayı ağzına alarak onu iyice içine çekti.

Bugün  annemin isteğini hatırlayınca konuştum.

“Mehmet Bey…Ben maaşımı biraz erkenden alabilir miyim?”diye sordum.

“Hayır alamazsın.”diye kestirip attı.

Beklemediğim cevapla karşılaşınca şaşırdım.

Bi' Gidin YaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin