Bugün annemin sevgilisiyle ve oğluşuyla tanışacağım. Önyargılı davranmak istemiyorum. İnşallah iyi insanlardır. Fakat kimse babamın yerini tutamaz. Babamla annem ayrıldıktan sonra neredeyse depresyona girmiştim. Can ve Melis sayesinde ayaktayım. Onlar benim biricik arkadaşlarım. Kardeşlerim. Can ile bebeklikten beri arkadaşız. Annelerimizde çocukluktan arkadaşlar. Melis ile anaokulunda tanıştık. Ordan beri bu üçlü hiç ayrılmadı. Hep aynı okullarda okuduk. Şuanda da aynı üniversitedeyiz. Aynı yaşta olmamızın çok yararı var. Şuanda özel bir üniversitede mimarlık bölümünde 2. sınıf öğrencisiyim. Melis psikoloji okuyor. Can ise elektrik-elektronik mühendisliği okuyor. Hepimizin aynı üniversitede olması pek tesadüf değil. Özel olunca paralı okuyabiliyrsun. Hoş benle Melis tam bursuz ama Can'ımız %75 burslu. Ders konusunu önemserim her ne kadar zeki olsamda. Çokta mütevaziyimdir(!). Evet ben bunları düşünürken bir yandan çorbayı hazırlıyorum. Akşam cici babam ve cici kardeşim gelecek ya. Annem illa sen yap diyor. Halbuki fıstık gibi yemek yapan Ayşe Ablamız neden yapmıyor? Ayşe abla bizim çalışanımız. Ama o kadar yıldır birlikteyiz ki artık aileden birisi. Eveet. Çorbamız hazır. Yemeği annem yaptı. Bende şimdi salata yapıyorum. Soğan sevip sevmediklerini bilmediğim için koymuyorum. Yağınıda koyduk mu tamam. Oh be. Çok güzel gözüküyor. Eh ben yapınca. Şimdi hazırlanma vakti. Ne giysem? Tercihim pantolon tişört ama biraz resmi olmak lazım. O zaman salaş bir yaz elbisesi giyeyim . Saçım zaten kıvırcık . Sadece buklelerini biraz belirgenleştireceğim. Makyajda sadece bir rimel ve parlatıcı sürdüm mü tamamdır. Her zaman doğal olmayı sevmişimdir. Ayağımada en sevdiğim ve rahat olan babetimi giydim. Evet Zeynep yüzünede o takma gülücüğü tak bakalım. Belki iyi insanlardır. Kesinlikle babamın yerini tutamaz ama saygılı olmalıyım. Annemin mutluluğunu istiyorum. Hem bakarsın severim. Neden olmasın. Ben bunları düşünürken annem seslendi.
"Zeyneep, hadi kızım aşağıya gel! Birazdan gelirler." Dedi. "Tamam anneee!". Merdivenlerden zıplaya zıplaya indim."Kaç yaşına geldin hala çocuk gibi davranıyorsun Zeynep!". "Aman anne ne olacak sanki ben böyle mutluyum." Her zaman cıvıl cıvıldım. Sadece ergenlik döneminde annemle babam ayrılınca felan çok sessiz bir kız olmuştum.Zaten sonra Can ve Melis sayesinde eski cıvıl cıvıl halime döndüm şuanda olduğu gibi.
Veee kapı çaldı. "Ben bakarım." deyip kapıya gittim. Arkamdanda annem geldi. Kapıyı açınca alnı açık bir adam ve benim yaşlarımda bir çocuk vardı. "Hoşgeldiniz." dedi annem. Bende hemen "Buyurun." dedim. "Hoşbulduk." dediler bir ağızdan.Tokalaşıp içeriye geçtik.Adamın adını daha önceden biliyordum. Adı Mehmet. Oğlunun adını bilmiyorum. İçeriye geçtik. Annemle Mehmet bey ikili koltukta yan yanalar. Benle adını bilmediğim Mehmet beyin oğlu olan kişide tekli koltuklarda oturuyoruz. Tabiki de hayır! O bir tanesinde oturuyor ben bir tanesinde oturuyorum. Edepli kızımdır. Yapmam öyle şeyler. "Merhaba Zeynep! Ben Mehmet ve bu da oğlum Aksel." Dedi Mehmet bey. Demek adı Aksel'miş. "Merhaba tanıştığıma memnun oldum."dedim. "Bende." Dedi Mehmet bey. "E hadi buyrun sofraya." Bu sıkıcı konuşmayı canım annem kestiği için ona buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Annemle ben yan yana oturduk. Karşımda Aksel ve onun yanında Mehmet bey var. Yemekte kaşık çatal dışında başka bir ses yoktu. Ta ki Mehmet bey konuşana kadar." Ee Zeynep anlat bakalım biraz kendinden.". "Ben Zeynep. Özel bir üniversitede tam burslu mimarlık okuyorum.Öyle yani. Pek bir şey yok." "Anladım." dedi ardından Mehmet bey. "Akselcim sen ne okuyorsun?" "Bende işte özel bir üniversitede makine mühendisliği okuyorum." "Ne güzel!" Diyor annem ardından. Yemeğin sonuna doğru Mehmet bey boğazını temizleyip konuşmaya başlıyor. "Çocuklar ilk defa buluşup konuşuyoruz sizinle. Ama biz Demet'le 5 aydır birlikteyiz ve evlenme kararı aldık. Tabi sizde uygun görürseniz." Dedi. Daha önceden annemin Mehmet beyle tanıştığını biliyordum. Evliliğide bekliyordum. Annemin mutluluğu için karşı çıkmayacaktım. Zaten kanım ısınmaya başlıyordu. Her nekadar az konuşsakta. "Benim için sorun yok Mehmet bey" dedim. "Aynen benlikte bir sıkıntı yok" dedi Aksel. "Peki o zaman birde Zeynepcim bana Mehmet amca diyebilirsin." Peki Mehmet be-amca" "Aynı şey senin içinde geçerli Akselcim" dedi annem. "Tamam Demet teyze." Ardından tatlılarda yendikten sonra salona geçtik. Annem sonra "Zeynep, Aksel isterse odana götür. Konuşursunuz felan" "Aksel isterse neden olmasın?" "Oluuur" dedi Aksel. Birlikte odama çıktık. Ben yatağa oturdum oda odada geziniyor.Eşyalara dokunmadan bakıyor. "Güzel odaymış" "Sağol." "Vaaay basket topu ha." "Hee şey babam oynamayı severdi ve bende onla oynamayı. İyide oynarım." "Bir gün maç yaparız. Bende severim" "Benim için uyar. Seni yeneceğime göre sorun yok." "Büyük konuşma." "Göreceğiz." "Göreceğiz." Sonra telefonum çaldı. Arayan çikolatam. Yani Melis. "Efendim çikolatam?" "Napıyorsun Zeyno?" "Akselle oturuyorum sen napıyorsun?" Aksel deyince Aksel başını bana çevirdi. "Sen beni boşver de Aksel kim?" "Aksel benim üvey kardeşim olma yolunda birisi" öyle deyince Aksel güldü. "Hee cici kardeş olayı." "Aynen çikolatam" "İyi daha fazla rahatsız etmeyeyim görüşürüz sonra Zeynom" "Görüşürüz çikolatam" dedim ve kapattım. "Sevgilin miydi?" "Ahahaha yok arkadaşım Melis." "He pardon" "Önemli değil bunu söyleyen ilk kişi sen değilsin" dedikten sonra güldük. Biraz daha oturduktan sonra kalktılar. Aslında Mehmet amcayı çok sevdim. Düşünceli birine benziyor. Aksel de öyle. Kaynaştım sanırım. İnşallah çok mutlu olurum. Kısa bir duş aldıktan sonra yorgun argın yatağa girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöpçatan Birliği (ZeyKer)
Roman pour AdolescentsKardeşleri gibi gördüğü arkadaşları olan kızımızın tek isteği hayatının aşkını bulması. Hiç sevgilisinin olmamasının sebebi küçük yaşta anne ve babasının ayrılması. O yüzden bu konuda çok seçici. Fakat kızımız biraz(!) nazlı. Ve oğlumuzunda kardeş...