Önsöz

815 19 11
                                    

Başka bir değişle

Yorgun duyguların paradosi…

Gitmek istiyorum yaşamımı sürdürdüğüm çöplükten. Issız bir sokağa… Öyle uçuk kaçık sahil kenarı hayallerim yok. Kelimelerim, kalemim ve kâğıtlarım benimle olsun. Bir de rahatlatan melodilerim. Bazen opera yapan bir sanatçının içini eriten sesi, bazen çılgınlığın doruğunda olan bir elektro, bazen ise sözsüz müziğin güzel olduğunu ispat eden bir Mozart.. Ne telefon, ne başka bir ulaşım aleti. Sadece şiir olsun benimle. Ruh halime göre şekillendirdiğim renk tonlamaları… Sokağın bir köşesinde doya doya döktüğüm yansımalar olsun. Tertemiz kıyafetler olmasa da olur üstümde. Boyalarımla bütünleşen sıradan giysiler olsun. Kaliteli ayakkabılar da istemem. Boya damlamalı parmak uçlarıma. Gözlerim hariç renk renk olmalı suratım. Koyu kahverengi gözlerime boyaların duyguları yansımalı. Elimin tersiyle saçımı ittiğimde boya bulaşmalı alnıma. Kelimeleri resmetmeliyim. Her notanın kalbimde uyandırdığı kelimeleri dans ettirmeliyim boyalarımla. Abartı gelir belki dediklerim. Anlarım da. Beni anlamamanı, anlayamamanızı anlarım. Ama benim hayalim de budur işte. Sokak aralarında eli yüzü kirli, yamuk diye eleştirdiğiniz insanlar, aslında sanatın bir parçasıdır. Hayatın sanatıdır bu. Hayatın boyaları, hayatın renkleri, hayatın şekillendirmeleri… Hayat bir insanı şekillendirebiliyorsa; onu kirliye veya bir temize boyayabiliyorsa, ben de yapabilirim. Beyaz kâğıtlardan ibarettir işte benim hayal ettiğim hayatım. İster karanlığın çığlığını yazarım, ister aydınlığın resmini. İster bir mutluluğun parıltısını çizerim, ister bir hüznün şiire dökülüşünü. İstersem de bir karmaşanın, bir duygu hortumunun. Belki de bu yüzden kelimelerin dilinden anlıyorum. Belki de bu yüzden sözcüklerle dertleşiyorum. Benim hayatım gerçeklerle dolmalı. Benim hayatım yapay uğraşlarla kirlenmemeli. Benim beyaz kâğıt olarak adlandırdığım hayatıma bir leke değmemeli artık. Çünkü hayat, benim hayatım. İster sürüklenirim, ister sürüklerim. Ve ben bu hayatta sürüklenmeyi değil, sürüklemeyi seçtim.

 İşte bu yüzden yazıyorum.

                                                                                                                           SemihYücel

Yokluğun DemindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin