Yavaşça ondan ayrıldığımda bana baktı. ''Beni affedebilecek misin?''
Aslında onunla eskisi gibi olmayı deli gibi istiyordum, ama çok beklerdi. Benim çektiklerimi çekecekti. Kaşlarımı çattım. ''Tabii ki hayır.''
''Ne?!'' Diye bağırdı. ''Tanrı aşkına, neden? Az önce bana sarıldın!''
Kaşlarımı kaldırıp ona baktım. ''Yani? Ben gidiyorum. Okuldaki ilk günümü seninle harcayamam.''
Arkamı döndüğümde kolumu tutarak hızla beni kendine çekti. ''Beş sene boyunca yanında olmamış olmam, artık olmayacağım anlamına gelmez.'' Gözlerimi yüzüne çevirdiğimde diliyle üst dudağını ıslattığını gördüm. ''İstesen de, istemesen de.''
Yutkundum ve kolumu çektim. ''Sen öyle zannet, kovboy.'' Koridora doğru yürürken tek düşündüğüm şey haklı olduğuydu.
ı><ı
''TANRIM CALUM MICHAEL'IN EN YAKIN ARKADAŞI HOOD EN YAKIN ARKADAŞIN MIYDI?'' Amy yemek sırasında bağırdığında birkaç kişi bize döndü.
Onlara yapmacık bir şekilde gülümseyip Amy'e geri döndüm. ''Bağırmasana!''
''BURADA MICHAEL'DAN BAHSEDİYORUZ MICHAEL CLIFFORD GİTARA RUHUNU VERE-''
Ağzını kapatmamla bağırmayı bıraktı. Kaşlarımı kaldırdım. ''Susacak mısın?'' Başını salladığında elimi çektim.
Yemeğimizi alırken daha kısık bir sesle konuşmaya devam etti. ''Yani, inanamıyorum. Ona olan bakışlarını yakalıyordum ama pek önemsemedim. Peki neden bunca sene beklemiş ki?''
Amy'e söyleyemezdim. Ona güvenmediğimden değil, sadece başının derde girmesini istemiyordum. Yutkundum ve omuz silktim. ''Bilmiyorum.'' Yerimize geçerken Amy gerildiğimi hissetti ama yine de bir şey demedi.
James aniden masamızın önünde belirdi ve gülümsedi, bu yüzden kalp atışım hızlandı. James'ten hoşlanmıyordum, ama James'ten nefret etseniz bile beş metre yakınınızda olsa ondan etkilenirdiniz.''Kızlar, merhaba.'' Amy ile birbirimize şaşkınca baktıktan sonra yeniden ona döndük. ''Fizik notlarınızı bir ara alabilir miyim acaba?'' Dostum, tüm benliğim senin olabilir.
Benim yerime Amy konuştu. ''Tabii.'' Ben de başımı sallamakla yetindim, ardından James'in omzuna bir el vurdu.
James'ten herkesin etkileneceğini mi söylemiştim? Calum Hood'u bu kümenin dışında tutmalıymışım. ''Dostum,'' Beni işaret ettikten sonra konuşmaya devam etti. ''Küçük kovboy çok tehlikelidir. Onun yanında dolaşmamalısın.'' Gülümsedi ve elini silah şekline sokarak James'in boynuna koydu, bu sırada James ofladı. ''Yoksa silahını boynuna dayar, ve seni acımasızca öldürür.''
James Calum'ın elinden kurtuldu ve nefesini vererek güldü.''Güzel hikaye, dostum. Neyse ki Melanie bir kovboy olamayacak kadar güzel.'' Ah.
Michael sesli bir şekilde tepsisini masaya koydu ve gülümsedi. ''Calum asla onun çirkin olduğunu ima etmedi zaten.'' Makarnasına çatalını batırırken bize bakarak gülümsedi. ''Selam kızlar.'' Göz kırparken Amy'nin yanımda erimemesi için dua ettim.
James gülümsemesini bozmadı. ''Daha sonra görüşürüz kızlar.''
Calum masamıza otururken Michael'e dönerek James'i taklit etti. ''Daha sonra görüşürüz kızlar ah bu8 arada ben bir göt deliğiyim.''
Bana bakıp gülümseyince ellerimi havaya kaldırdım. ''Napıyorsun?''
Güldü. ''Seni koruyorum.''
Kaşlarımı çattım. ''Peki, niye?''
''Ben hep seni korurum. Bir sebebe ihtiyacım yok.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bang bang || hood
FanfictionO beni vurdu, bang bang . Ben yere düştüm, bang bang . O korkunç ses, bang bang . Bebeğim beni vurdu . @cuddlingwithmalum için yazılmıştır. |hazel|