who do you love? | ochako uraraka

𝙈𝙞𝙣𝙚𝙩𝙖, 𝙈𝙞𝙣𝙤𝙧𝙪.

Kollarımı masaya yapıştırmış, kafamı ise kollarımın arasına gömmüştüm. Dışardan bakınca sadece gözlerim ve alnıma vuran kısa saçlarım görünüyordu. Dalmıştım.

"Nereye bakıyorsun Ochako?"

Saçlarımın arasına yapışan kıvırcık saçları hissettim.

"Bana bu kadar yaklaşma!"

Gelenin Izuku olmasını dilerdim fakat sınıftaki tek kıvırcık maalesef o değildi.

"Sapıkmışım gibi davranma."

Tek kaşımı kaldırıp 'gerçekten mi?' der gibi baktım.

"Sapık olduğunu herkes biliyor Minoru."

Hiç de utanmışa benzemiyordu. Tam da ondan beklenildiği gibi...

"Eeehhh. Kadınların göğüsleri çok güzelse bunun için bir şey yapamam. Güzele bakmak sevaptır."

Beni gereksiz bir gülme tuttu. 'Salak...' diye mırıldandım deli gibi kıkırdarken. Birden yüzü değişti ve pis pis gülmeye başladı.

"Ama merak etme sende gözüm yok. Güzel kızsın ama başkasının yârine bakacak kadar piç değilim henüz."

Gülmem kesildi ve bir öksürük tuttu. Resmen su içerken nefes almaya kalkmış da, su boğazıma kaçmış gibi bir halim vardı. Ve bu çok rezildi.

"Öhhöhhö... Sen neyden bahsediyorsun Minoru?"

Tekrar bana yaklaştı ve elini dümdüz bir şekilde yanağına yapıştırarak bana fısıldadı.

"Erkekler arasındaki muhabbetten bahsediyorum."

Öksürükten midir bilinmez, yüzüm kıpkırmızıydı. Erkekler benim hakkımda ne konuşabilirdi ki?

"Benim hakkımda mı konuşuyorlar? Cidden, siz erkek erkeğe ne muhabbet yapıyorsunuz? Sakın kızların göğüs boyunu tahmin etmeye çalıştığınızı söyleme."

Ona tekmeyi basmak üzereyken reddeder gibi ellerini salladı.

"Hayır. Onu Denki ile konuşuyorduk ama artık o da bu konudan kaçıyor. Denki'm çok değişti..."

'Kızların göğüsleri ile ilgilenen bir gay mi?' diye geçirdim. Mantıksızdı ama komikti.

"Ee o zaman?"

Tekrar bana fısıldamak için yaklaştı.

"Hangi kız kime yakışırdı mevzusu. Bunu sana söylediğimi duyarlarsa diri diri gömülürüm."

Bu çok... Garipti. Bu tür şeyleri sadece kızlar konuşur sanırdım.

"Cidden bu konuda ismim mi geçiyor?"

Açıkçası kiminle yakıştırıldığımı merak ediyordum. Ne kadar Minoru bunu bana söylemek ister mi bilmesem de...

"Evet, tabii ki."

İsim ver, hadi!

"Az önce bakarken daldığın kişi ile hoş olurdunuz."

Az önce birine baka mı kalmıştım ki ben?

"Ne?"

Kısa bir kahkaha attı.

"O derece dalmışsın demek ki."

Kaşlarımı çattım.

"Söylesene şunu!"

Gülmeye devam ediyordu, sapık.

"Izuku."

Yine öksürmeye başladım. Bu sefer bilerek.

"Izuku'nun bundan haberi var mı?"

Bir an düşündü.

"Hayır."

Derin bir oh çektim.

"Olmasını ister miydin?"

Yüzümü başka tarafa çevirdim.

"Hayır."

Ona bakmıyor olsam da sırıttığını biliyordum.

"Bu konuşma hoşuna gitti sanki, Ochako?"

Bu cümlesinden sonra çalan ders zilini duydum. Masamdaki tarih kitaplarını kaldırarak fizik kitaplarını çıkardım.

"Hayır."

Hayır. Her şeye sadece 'hayır'.

Hoşuma gitmişti.