"E-ee-ee ne demeye çalıştığını anlamıyoruz, konuşmasana sen?" çocuk alaycı bir şekilde gülümsedi ve Seungmin'in ensesine elini koydu. "B-benim gi-git-mem lazım." ağlamaklı ses tonuyla kekelediğinde karşısındaki tarafından duvara savrulmuştu. "Şimdi gidebilirsin sü-sü-sü-sürtük!" Seungmin çıkarken arkasından kahkaha atmışlardı.
.
.
.
Kapıdan çıktığım gibi Hyunjin'i gördüm, elimi sıkıyordum. Bir şey yapmamak için, kendime zarar vermemek için. Sıkıca ona sarıldım, güven bulduğum bedene. "Bebeğim iyi misin, hm?"Oldukça rahatlatıcı sesiyle konuştuğunda mırıldanarak cevapladım. "B-ben bir ş-şey yapmadım." Bana sıkıca sarıldı ve saçlarımı okşadı uzun parmaklarıyla.
"Tabikide sen bir şey yapmadın, yalnızca iyi misin?" Başımı iki yana salladım "Ko-konuşmak istemiyorum b-ben." Başını aşağı yukarı salladı ve elimi tuttu. "Tamam bebeğim, nasıl istersen. Şarkı söylemek ister misin bana, ya da birlikte söyleyelim?" Bir sey sorulmasına karşı genelde kekelemediğim tek kişi oydu. Yine başımı salladım.
.
.
.
Seungmin Day6'in bir şarkısını söylemeye başladı, bazen kekelese bile artık oldukça açılıyordu benim yanımda.Göz teması kurarak onu dinliyordum doktorunun tavsiyesiyle. Onun mutlu olmasını istiyordum basit insanlar yüzünden üzülmesini değil. Neden anlamıyordu o basit insanlar bunu? O hasta değildi bile, yalnızca bir travma sonucu kekeliyordu. Bu onu dışlamalarını mı gerektiriyordu sanki. Beyninde de bir sorun yoktu, sorun korkup güvenini kaybetmiş olmasıydı salaklar, esas sizin o küçük beyninizde sorun var.Tek yaptığım şey onunla ilgenmekti, gece ya da gündüz hiç fark etmeden onun yanında durabilirdim, sevdiğimin yanında..
Onunla ilk tanıştığım zamanı pek hatırlayamıyorum, tarih olarak. Çok olmadı bir yıl kadar bir zaman önceydi; Kimseyle konuşmuyordu herkes onun konuşamadığını düşünüyordu bu yüzden, yalnızca adını söyleyip oturmuştu kendini tanıtırken bile.
Zayıftı, korunmasızdı, insanların ona yaptıklarına izin veriyordu. Bir gün müzik dersinde yanına gittim ve basitçe 'Selam' dedim. Gözleri ışıldayarak bana bakmış ve 'Se-selam' diye karşılık vermişti. Kekelediğini fark etmemiştim bile, o kadar tatlı o kadar masum gözükmüştü ki gözüme, istemsizce yanına oturmuştum.
Hâlâ bir tepki vermiyordu, sanki selamlaşmamışız gibi davranıyordu hatta. Derste onu biraz daha rahatsız etmiştim. Bana onlar gibi olduğumu ve onunla alay edeceğimi söyleyip duruyordu yalnızca, o kadar yıpranmıştı ki aslında.. Biraz daha samimi olduğumuzda neden kekelediğini anlattı, başından geçenleri ve daha bir sürü şeyi.
Aramızdaki güven giderek arttığında ona açılmıştım, en içten halimle; Onu korkutmamaya, incitmemeye çalışarak, kırılgan bir cammış gibi davranarak açılmıştım. Kabul ettiğinde Seungmin'i sınıfın ortasında öpmüştüm. N'apabilirdim onu çok seviyorsam? Sınıf onunla uğraşmayı bırakmamış ve şu an da dahil olmak üzere uğraşmaya devam etmişti, onu korumak için her şeyi yapsam da böyle durumlarda ya da krizleri tuttuğunda yetersiz olduğumu hissediyordum. Avcumun içindeki cam kırılıyordu sanki..
Ben uzun uzun düşünürken Seungmin bitirip gözlerimin içine bakmıştı, elimi yumuşak saçlarına götürüp okşadım. "Çok güzeldi bebeğim, müthiştin!"
Nasıl gidiyor?
Ve bölüm karmaşası için özür dilerim
Bildirim gidiyor mu acep
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stammering Prince † HyunMin
FanfictionKekeleyen, her şeyini kaybetmiş bir Seungmin. Sevecendi, tek derdi kekeme olmasıydı ama yanında o olduğu sürece sorun yoktu. "S-Sorun yok." . . 10/04/2020