-2-

491 42 4
                                    

Yataktan ayaklarımı sarkıttım.Telefonu elimde tutmam hemen arayacağı anlamına gelmezdi değil mi ? Ayrıca belki de hala farketmemiştir diyerek kendimi yatıştırdım.

Oturduğum yerden kalkıp salona, annemin yanına doğru yol aldım.

"Kaçak öğrenci neler yaptın bakalım bugün ?"

"Anne Alex diye biriyle tanıştım bana bu akşam işim olup olmadığını sordu."

Annem ayağındaki terliği görüş mesafeme soktuğu zaman hemen savunmaya geçtim.

"Ya anne ! Şaka şaka !"

"Anneye böyle şaka mı yapılır terbiyesiz !"

"Off !"

Bu sefer terlik gerçekten benimle tanışmak için kafama gelmişti.

"Anneye of deme çarpılırsın !"

"Çarpıldım zaten.Hem de saatte yetmiş iki kilometre hızla gelen kırmızı çizgili bir araç tarafından.Tam kafamdan !"

Annem diğer terliğini de bana yollayacakken konuyu değiştirmeye karar verdim.

"Annegg babam nerde ?Valla unuttuk adamı !"

"İş gezisinde yavrum.."

İşte böyle ingiliz bir baban olursa hep iş peşinde olurdu.Genlerinde çalışkanlık var ne yapacaksın.Ee hal ve tavırlardandan malum halis mulis Türk anne..Ortaya karışık bir Arya.

"Ben kitap okumaya çıkıyorum ."

"Oku ama ?"

"Yok anne ben de kitabın üzerine çıkıp tepinmeyi.Hatta yasak ilişki yaşamayı düşünüyorum."

"Aryaa !"

Peşimden gelen bir terlik daha görmemek için hızlıca odama girdim.Kendimi yatağın üzerine bıraktığım zaman keyifle gülümsedim.
Hayır şizofren falan değilim kendi kendime güleyim.Aklıma dahiyane bir fikir geldi.

Az önce masanın üzerine bıraktığım telefonu elime aldım.Yani şimdi bu çocuk hakında bilgi edinebilmenin en kolay hatta tek yolu telefonuna bakmaktı.
Telefonun tuş kilidi tuşuna bakarken şifre olmaması için dua ediyordum.Thanks my got ! - Melez olunca -

Galeriye girince kalp ritmim değişmeye başladı.Elimi kalbimim üzerine koydum.

"Ne oluyor lan !Bu ne hal çocuğum sen benim kalbimsin.Ben senin babanım ben ne dersem o olur !"

Kalbim beni onaylayan ritmine geri döndüğü zaman resimlere bakmaya başladım.

Gerçekten de çocuk çok karizmatikti. !Tamam sanırım bunun üstesindenden gelebilirdim.Üstü çıplak bir resme geldiğim zaman tutkundum ve hayran hayran ekrana baktım dermişim şaka lan şaka çocuk imanlı çıktı öyle resimleri yoktu.

Baktığım resimlerden çocuğun zengin olduğu kanaatine vardım.Her resimde farklı birşey giymişti ve hepsi de marka..

Yani şimdi hiç kıskanmadım sonuçta biz de zengindik -Hep yalan hep yalan-

Telefonda gezinirken merakla twitter hesabına girdim ve attığı twitlere bakmaya başladım.
Yani her insan evladı gibi sıcaklardan yakınmış.Biraz aşk acısı çekmiş falan filan.Ama onun hakkında birçok şey öğrenmiştim.Ve adının Sehun olduğunu.

"Ah James !" derken elimdeki telefon titremeye başladı ve telefonu yatağın üzerine bıraktım.Daha doğrusu fırlattım.

"Sakin ol Arya !"

Derin derin nefes aldıktan sonra telefonu açtım.

"Alo !"

"İyi günler..Sanırım biz .."konuşmasına fırsat vermeden sözünü tamamladım.

"Telefonlarımız karışmış evet !"

"Ah evet ! Telefonumu bana getirebilir misiniz ?"

Duvardaki saate baktım.Saat sekize geliyordu.

"Saatin kaç olduğundan haberiniz var mı?"

"Sekize geliyor.Neden ?"

"Bizim oralarda akşam ezanından sonra kızlar dışarı çıkmaz."

Kısa süreli oluşan sessizlik beni sinir etmişti.Acaba hristiyan mıydı ?Ah tabiki ben bunu daha önce neden düşünenedim ki !Çocuk ezanı nerden bilsin !

"Pardon ! Yanlış bir zamanlama..Yarın on iki nasıl ?"

"Olur."

"Tamam üniversitenin önünde görüşürüz."

"Görüşürüz !"

Telefonu kapatınca çığlık attım.Oha buluşacaktık ! Hem de yarın..Bir dakika yanlış zamanlama dediğine göre beni anlamıştı.Acaba müslüman olabilir miydi ? Kafamda deli sorular..Sonuçta Amerika'da yaşıyorduk..

Hemen dolabımın önüne geçtim.Acaba yarın ne giymeliydim.Kapının aralanma sesini duyunca bakışlarımı kapıya yöneldirdim.

"Gel abuzıttin ."

Evet bahsettiğim küçük kardeşim Sam'dı.

"Abla iyi misin ?"

" Maybe baby !"

Dolabımın kapaklarını açtım ve elbiselerime şöyle bir göz attım.

"Sam sence yarın ne giyeyim ?"

"Don atlet !"

Bu cevabı üzerine ;

Ablası tarafından ölesiye dövülen,üstüne bir de köprüden atılan küçük çocuk hayata gözlerini yumdu.

Kapının yerini bilen Sam'ı odadan çıkarttıktan sonra beyaz elbisemi askıdan aldım ve üzerime tuttum.Aradığım elbiseyi erkenden bulduğum için mutluydum.

Elbisemi dolaba astıktan sonra ışıkları kapattım ve yatağıma uzandım.Gozlerimin önüne gelen tek şey James'in yüzü olmuştu.Gözleri ve siyah volumlü saçları..

Yarın telefonunu geri verecektim.Peki ya bundan sonra ?Her şey başlamadan bitecek miydi ?

BLA BLA BLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin