Uzun zamandır beklediğimiz günler sonunda geldi. Doğduğumdan beri bu günü bekliyordum. İçimde yaşatmamayı öğrendiğim korku, sızmak için delik ararken ben dimdik ayakta görevime gidiyorum. Amcamın yanında "Lider" olarak yetiştirildim. Tüm kuruluş bana güveniyorken ben başarıdan başka ne düşünebilirdim. Bir yandan normal bir insan gibi davranmaya çalışırken içimde insan olmayan canlıların genlerimi değiştirmesinden yaratılmış bir canlıydım. Sadece bunu bile düşünmek kendimi özel hissetmemi sağlıyordu. Görevimin bilincindeyim. İşimi seviyorum. Dünyayı seviyorum. Dünya'nın yok olmaması için elimden gelen ne varsa yapmaya hazırım. Biliyorum ki beni durdurmak için ellerinden geleni yapacaklar. Benim görevim: Ekibimin en iyi şekilde yetişmesini sağlamak, yeteneğim sayesinde onları kontrollü bir şekilde yönlendirmek ve verilen görevden başarı ile dönmek.
Ben Berto, annem ile babam, benim dünyaya gelmem için hastaneye giderlerken geçirdikleri kazada yaşamlarını yitirmişler. Beni bu kuruluşun başında bulunan amcam Andreo yetiştirdi. İlk önce hukuk eğitimi aldım. Ardından da psikoloji... Şimdi tüm dünyada bayiliği bulunan bir firmanın sahibiyim. Burada suçluların psikolojik olarak incelenmesini ve tedavi edilmesini sağlayan klinik çalışmaları yönetiyorum. Bu klinikte aynı zamanda suça meyilli olabilecek insanlara da yardım etmeye çalışıyoruz. Kendi geliştirdiğim metotlarla bunu gerçekleştiriyoruz.
Aslında tek bir kişi hariç tüm ekip ile tanıştık. Onun ile beraber özel yeteneklere sahip toplam beş kişilik bir ekip olacağız. Amcam yakın zamanda bizi bir tehlikenin beklediğinden emin. Daha fazla oyalanmak istemediği için ona ulaşmamızı istedi. Ben de onun kazandığı üniversiteye gitmeye karar verdim. Ona ulaşmam için karşılaşmam ve bir şekilde tensel temas kurmam gerekiyordu. Türkiye'de doğmuş büyümüş bir kız olan Son'un dosyasında; içine kapanık, çok fazla arkadaş ortamına katılmayı tercih etmeyen birisi olduğu yazıyordu. Bu nedenle ben de çarpışma metodunu kullanmak istedim. Üniversiteye kısa bir eğitim amaçlı davet edilmeyi sağladım. Kısa süreli bir çarpma sayesinde teması gerçekleştirmiş oldum. İş bundan sonrasında onu takip etmeye kaldı.
Amcamın iyice sabırsızlanmasından dolayı Son'un yirmi yaşına girmesine beş ay kala onun ile iletişime girmeye karar verdim. Kendimi yavaş yavaş ona gösterme vakti gelmişti. Temas olduğu için telepati kurabildiğini ve benim beynime girebildiğini biliyordum. Benim yeteneğim ile onunkini birleştirerek onu beynimin içine çekmeye çalıştım. Bunu yapabilmem için rahat olmam ve beynimi boşaltmam gerekiyordu. Tabii bir de beni görmesi için ayna... İlk denememi arabada gerçekleştirdim. Başarısız oldum. Ama yılmadım. İkinci denememde vücut ısımın birden artması, kalp atışımın hızlanması ve avuç içimin aşırı terlemesinden onun beynimin içinde olduğundan emin oldum. Arabayı durdurdum ve ifadesiz bir şekilde aynada kendime baktım. Ardından kendimi rahat bıraktım ve içimden çıkmasını sağladım. Bu şekilde beni heyecanlandırmasını ve kalbimin hızlanmasını beklemiyordum. Bunun sebebini düşündüğümde tek açıklaması olabilir: Benden bir şekilde duygusal olarak hoşlanmış olması. Nasıl olduğunu anlamadım. Bir kez göz teması ile bu nasıl olabilir?.. Belki çok küçük olduğu için etkilenmiş olabilir... Buna kafa yormayı bıraktım.
Bir süre sonra bir daha denedim. Bu sefer ekip ve amcam ile yemek için buluşacağımızda yalnızken şansımı denemek istedim. Onlar gelmeden tekrar odaklandım ve bingo! Yine beynimdeydi. Tabii ki yine heyecan bastı. Kalp atışlarım hızlandı. Ayna olayını düşünmemiştim. Çareyi kaşığı çevirmekte buldum ve kendimi serbest bırakarak çıkmasına yardımcı oldum. İlk olarak amcam yanıma geldiğinde durumu anlattım. Bir yorumda bulunmadı. Sadece kısa zamanda ekibi tamamlamam konusunda beni uyardı.
İşte dün son denememi yaptım. Bir kız arkadaş ile beraberken bunu yaparak bu sefer onun bana karşı duygusal olarak bir şeyler hissetmesini de engellemeye çalıştım. Tıraş olurken beynime çağırdım. Arkadaşımı görmesini sağlayarak ümit duymamasının mesajını iletmiş oldum. Amcam da babası ve annesi ile iletişime girdi. Bugün tanışma ve ekip ile buluşma vaktiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"SON"SUZ (KİTAP OLUYOR!!!)
Science FictionKâbuslar... Devamlı aynı kişi... Son bir aydır, aynı adam, aynı kâbus... Adam aynı ama mekân hep farklı... Tek aklımda kalan sırtındaki dövme... Dünya şeklinde bir gözbebeği olan kocaman göz, kirpikleri ağaç gibi tüm sırtını sarmış... Hiçbirinde ada...