Aksel tanımadığı ve en son dediği şeyle sinirlerini tepesine çıkaran kişiye engel attıktan sonra ayağa kalktı.
Odasında gezindi. Nereden öğrenmiş olabilir ki. Sinirle yumruklarını sıktı ve bir küfür savurdu. Ardından ceketini alıp evden çıktı.
Nereye gideceğini bilmiyordu. Belki biraz kafa dağıtırım diyip bir bara girdi. Masanın birine oturdu ve bira istedi. Bi kaç bardak içtikten sonra hesabı ödeyip çıktı.
Dışarısı soğumuştu tabi Ağustos ayının sonları olduğundan hava değişiyordu. Duvara yaslandı ve sigarasını yaktı.
Sigarasını söndürüp ıssız sokakta yürümeye başladı. Hava iyice soğumaya başlamıştı üstündeki ceket onu ısıtmaya yetmiyordu. Birden takip ediliyormuş hissine kapıldı ve arkasını kontrol etti. Bir kaç metre geride duvara yaslanmış birini farketti. Az önce oradan geçerken yoktu. Adımlarını hızlandırdı.
Bir kaç dakika sonra ayak sesleri duydu ve hop biri gözlerini kapayıp onu duvara yapıştırmıştı. Galiba gözlerinde başka bir şey vardı çünkü hem ağzını kapamıştı hem gözlerini ve birde ellerini arkadan tutuyordu. Doğrusu bu biraz canını yakmıştı.
İkiside hareket etmiyordu. En sonunda bilinmeyen kişi konuştu "Telefonunu ver" dedi. Bu erkek sesiydi. Aksel ilk baş idrak edememişti hem alkol hemde saatin geç olmasından başı ağrıyordu.
Sonra başını salladı. Bilinmeyen adam Aksel'in bir elini serbest bırakmıştı ama hâlâ sıkı sıkı duvara bastırıyordu.
Bilinmeyen adam "Şifresi varsa onuda gir" dedi. Aksel şifreyi girdi ve telefonu yapabildiği kadar adama uzattı.
Bilinmeyen adam telefonu alıp kendi numarasını kaydetti ve 3-4 saat önce yediği engeli kaldırdı.
Telefonu Aksel'in arka cebine koydu.
Aksel bu hareketle birden titremişti. Bilinmeyen adam bir kaç dakika durdu ve sevdiği çocuğun kokusuyla ciğerlerini süsledi.
Aksel bilinmeyen adamın aldığı nefeslerle gıdıklanmıştı ve elinde olmadan kıpırdandı. Bilinmeyen adam onu daha sıkı duvara yapıştırınca ağzından küçük bi inilti çıktı. Bilinmeyen adam bunu duyunca gözleri birden büyümüştü dudaklarını ısırıp "Siktir" dedi ve yavaşça onu bırakıp oradan uzaklaştı.
Aksel kendini bu duruma sokan kişiye bakmak istedi ama hızla gitmişti. Şok içinde sokakta yürürken eli arada boynuna gidiyordu. Sanki hâlâ bilinmeyen adamın nefesleri ordaydı. Kafasında sürekli 'acaba kimdi' 'niye telefonumu istedi' 'belliki amacı çalmak değildi' 'o zaman telefonumla ne yaptı' gibi onlarca soru vardı.
Telefonunu açtı son girilen uygulamalarına bakınca silinmemişti en önde instagram ikincisinde de rehberi vardı, geri kalanına zaten kendi girmişti. İlk olarak rehbere baktı. İlk baş fark etmemiş olsada tam kapatırken farketmişti. Rehberinde 'Gizemli' isimli biri vardı. Bilinmeyen adam olmalıydı bu.
Eve gidene kadar 'arasam mı aramasam mı' 'mesaj mı atsam' diyip durdu. Eve gelince hem donan vücudunu ısıtmak hem de gecenin şokunu atlatmak için sıcağa kaçan ılık bi duş aldı.
Duşunu yapıp giyindikten sonra telefonunu alıp balkona çıktı ve sigarasını yaktı. Telefonunu açıp yine o ismin üstüne geldi. Ardından birden telefonu çaldı. Bilinmeyen numaraydı. Nedense heyecanlandı. Ve biraz bekledikten sonra telefonu açtı.
"İçeriye gir hava soğuk" dedi 1 saat önce çok yakından duyduğu ses. Bunun o adamın sesi olduğuna emindi. Hemen sordu "Ki-kimsin" adam biraz bekledi ve yanıtladı "Hadi içeriye gir donuyosun" Aksel biraz düşündükten sonra içeriye girdi. "Girdim" dedi Aksel "Gördüm" dedi adam. Sustular.
Aksel dayanamayıp sordu "Kimsin, bana yazan o fake hesap mısın
Çünkü engelini kaldırmışsın yani bence o sens-" "Evet benim" diyerek Aksel'in bitmekte olan sözünü böldü adam. "Adın ne" dedi Aksel. Yine deli gibi merak ettiği sorulardandı. Bir kaç saatte nasıl olduda bu adamı böyle merak ediyordu.
"Artaç" dedi adam. "Adım Artaç"
03:15 te başlayan konuşma ikisininde uykusu geldiği için 06:12 de son bulmuştu.
(Saat 09:24)
Aksel hâlâ uyuyordu. Gece konuşulanları ve o adamın Artaç'ın sesini düşleyerek uyuduğu uykudan uyanmak istemiyordu.
Artaç ise bir kaç saatlik uykusundan sonra kalkıp yine Aksel'in evinin önüne gelmişti. Aksel'in yaşadığı binanın balkonları yangın merdiveniyle yan yana olduğu için Artaç kolaylıkla onun evine girebilirdi. Ve doğrusunu söylemek gerekirse bunu 5-6 defa yapmıştı. Büyük bir riskti ama Aksel'in uykusu ağırdı birde alkol alıp geç yatınca siksen uyanmazdı. Gerçi denemek lazım diye düşündü Artaç sırıtarak.
Merdivenden çıkmaya başladı ve Aksel'in balkonunun olduğu alana gelince durdu ve sessizce balkona atladı.
Yavaşça kapıyı aralayıp baktı. Düşündüğü gibi Aksel hâlâ uyuyordu.
Yanına yaklaştı ve onu izlemeye başladı. Rüya görüyordu. Belliydi. Değişik sesler çıkartıyodu. Onu izlemeyi çok seviyordu.
Aksel "Artaç" dedi birkaç defa uykusunda. Artaç bunu duyunca hafif sırıtmıştı. Ardından Aksel "Ihmm" "Ahh" "Ihh" gibi sesler çıkarınca Artaç gerildi. Alt tarafındaki kontrolü ele almak istiyordu. Sonuçta onu uzun zamandır seviyordu ve istiyordu. Birde Aksel "Artaçç" diye inleyince al tarafındaki iyice sertleşmişti. Dudaklarını ısırıp evden çıktı. Kendine sinirlendi biraz daha kontrollü olsaydı belki daha uzun kalabilirdi.
Evine gitti ve hemen banyoya gidip pantolonunu ve boxerını çıkardı. Sağ eli ve alt tarafındakiyle işe koyuldu. Aksel'in inlemelerini kokusunu dudaklarını düşününce ve birde Artaç diye inlemesi işin içine girince gelmesi uzun sürmedi. İşi bitince etrafı temizledi ve odasına gidip yattı.
Oy verin oy oy oy eminem nedir bu güzellikler
