✨1✨

130 10 5
                                    

Yanağımdaki uzun dikiş izine elimi sürtüp yüzümü buruşturdum. Beni iğrenç gösteriyordu bu iz. Kendimden nefret etmemi sağlıyordu. Pislikten kendimi zor gördüğüm tuvalet aynası karşısında, elimi ize sürterek kendime hakaret ediyordum içimden. Eskiden hep makyaj yapmak için girdiğim bu okul tuvaleti, bana gerçek benliğimi hatırlatır gibi yara izimi gösteriyordu. Annemi ve babamı o kazada kaybetmemin iziydi işte bu. Hatırasıydı.

Hatıraları sevmeme nedenimdi.

Elimi yavaşça yanağımdan çekip saçımla yüzümü kapatmaya çalışarak tuvaletten çıktım. Önümü görebiliyordum en azından, kimseyi görmek zorunda da değildim. Zaten bu yüzden tüm arkadaşlarım benden uzaklaşmıştı.

Daha doğrusu, arkadaşım sandığım kişiler benden uzaklaşmıştı.

"Çirkin! Gelsene bir buraya."

Bana dediklerini biliyordum. Fakat kimsenin maskotu olmayacaktım, olmamıştım, olamazdım. Kafam önüme eğik, saçlarım yüzüme kapanmış bir şekilde yürümeye devam etmemle aynı sesi tekrar duydum. Gözlerimi sinirle kapatıp arkamı döndüm ve bana seslenen kıza yürümeye başladım.

"Ah, sonunda duyabildin. Ben de yaranın kulaklarına kadar da devam ettiğini sanmıştım tepki vermeyince."

Etrafındaki birkaç kişi gülüşünce kafam hala öne eğik bir şekilde sinirle konuştum.

"Derdin ne?"

Küçük bir kahkaha atıp üstüme eğildi. Ortalamaya göre kısa bir kızdım ve o kız benden eminim ki beş veya altı santim falan uzundu.

"Çek şu saçlarını da yüzünü görelim bayan 'Samara'"

Yumruklarımı sıkıp saçımı geriye attım ve kafamı kaldırdım.

"Lütfen sen de şu makyajını sil de adil bir yarışma olsun. Şu iğrenç makyajın benim yara izimden bile kötü."

Açık kahve gözleri koyulaşırken bir adım üstüme geldi.

"Haddini bil İris. Çirkin yara izin midemi bulandırmaya yetti bile."

Sinsi bir şekilde gülüp ona yaklaştım ve fısıldadım.

"Kusmaya gidersen eğer, aynaya bakmamanı öneririm. Yoksa sadece kusmak zorunda değil, intihar etmek zorunda bile kalabilirsin yüzünü görünce."

Bir şey söylemesine izin vermeden arkamı dönüp sınıfıma ilerlemeye başladım. Hiçbir zaman altta kalmamıştım. Beni görenler genelde pısırık ve uysal, her dediklerini yapabileceğim biri sanıyorlardı. Kimin benden iğrendiği umrumda dahi değildi. Ben de kendime bayılmıyordum zaten.

Saçlarımı yine önüme almış merdivenlerden çıkarken aniden birine çarptım ve sinirle kafamı kaldırdım.

"Önüne bakmaya ne dersin koca kafalı?"

Çocuğun gözleri yanağımda gezindikten sonra gözlerime kaydı hızlıca.

"Dalgındım, pardon."

Cevap vermeyip yanından hemen geçtim. Kimseyle uğraşacak halim kalmamıştı.

"Çirkin, okula gelirken kapat şu yarayı. İğrenç duruyorsun."

Güzel ve Çirkin (Masal Serisi I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin