Media: Emir
İyi okumalar!
•••••••••••••••••"Anlamayan var mı?"
Herkes uyuklarken sanırım dersi dinleyen tek bendim. Ders fizikti ve sınıfta ben hariç herkesin sıkıldığı bir dersti bu. Keşke sınava girme imkanım olsaydı. En azından sayılsalcı olmamın hakkını verebilirdim. Ama maalesef bunun için yeterli miktarda param yoktu.
Zil çaldığında birkaç kafa yattığı sıradan kalktı ve sınıftan çıktı. Ben de hava almak istiyordum. Akşama ilk defa sahneye çıkacaktım. Bu beni çok heyecanlandırıyordu. Para konusunda sıkıntı çekmeyeceğimi söylemişti Kurt, umarım öyle olurdu.
Kantine indiğimde hiç param olmadığı aklıma geldi ve tekrar yukarı çıkmaya hazırlandım. Aniden önüme Emir fırladı.
"Nereye gidiyorsun?"
Dik dik ona baktım.
"Bundan sana ne?"
Kolumdan tutup beni kantine döndürdü. Ani yaptığı harekete karşı koyamadan kantin sırasına sokulmuştum.
"Aç aç gezemezsin bütün gün. Bir deri bir kemiksin zaten. Yemek yiyeceksin."
Kolumu hızla çektim.
"Emir istemiyorum. Zorlayıp durma."
Param olmadığını söylemek istemiyordum. Bana acıyıp bir şey almasını da...
Tekrar kolumdan sürüklenmemle tam ona dönecektim ki bir masanın önünde durduk.
"İstemeyeceğini biliyordum ve bu yüzden senden önce davranıp tost aldım. Umarım karışık tost seviyorsundur. Bir de şeftalili meyve suyu aldım. Yani şeftalili istemezsen değiştirebilirim."
İstemeden içimden bir mutluluk dalgası geçse de dümdüz ona baktım.
"Emir, istemiyorum diyorum. Sana ihtiyacım yok bunun için. İstesem kendim alırım."
Tekrar dönüp gidecekken omuzlarımdan tutulup sandalyeye oturtuldum.
"Bir defa teşekkür etsen ne olacak acaba? Dünyanın sonu mu gelecek?"
Yerimden kalkmaya çalışınca tekrar omuzlarımdan bastırıp tostu ağzıma soktu.
"Hiç kalkmaya çalışma, bitecek bu tost."
Birkaç defa daha kalkmaya çalışmıştım ama her defasında geri oturtulmuştum. En sonunda sinirlenip tostu aldım ve hapur küpür yemeye başladım.
"Bir tane daha ister misin?"
Kaşlarım çatık şekilde ona bakıp kafamı salladım ve tostu çabucak yiyip hemen ayağa kalktım.
"Bir daha böyle bir şey yapma."
Yine gidecekken elimden tuttu.
"Ya o kadar uğraşıyorum bari telefon numaranı söyle!"
Gözlerimi birkaç saniye kapatıp geri açtım.
"Tost için teşekkürler ama telefon numaramı asla sana vermeyeceğim."
Önüme dönüp sınıfıma doğru adımlarımı hızlandırdım.
——
Gıcırdayarak açılan demir kapıyla birkaç yüz bana dönmüştü. Çok kişi yoktu, sanırım şu an sadece çalışanlar vardı. Tezgahta bir kızla konuştuğunu gördüğüm Kurt'a doğru ilerledim.
"Selam."
"Hoşgeldin İris. Bak, seni Sera'yla tanıştırayım. Kendisi garsonlarımızdan biri."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel ve Çirkin (Masal Serisi I)
Teen FictionAvazım çıktığı kadar bağırdım karşısında. "Görmüyor musun? Çok çirkinim. Ne yanına yakışıyorum ne kalbine! İnsanlar yüzüme bakmaktan korkarken ben senin gibi birine nasıl mutluluk verebilirim? Ben bile kendimden nefret ederken nasıl beni sevdiğine...