Günümüz
~
Harry'nin Anlatımı
Uzun süredir dizlerimin üzerinde durduğum için artık hissizleşmeye başlamışlardı. Kafama tutulan silah artık bedenimin bir parçası haline gelmişti.Artık kalbimin hızlı atışları duyulmuyordu. Beni yere sabitleyecek herhangi bir güç yoktu ancak kalkamıyordum sanki kalkmak istemiyordum. Her an ölücek olmamın bana hiçbir etkisi olmuyordu ağlamıyordum üzülmüyordum. Adımın defalarca tekrarlanması üzerine gözlerimi açtım.
Liam bana "her şey yolunda mı " bakışlarından birini veriyordu, başımı onaylarcasına salladım.Benim için üzüldüğü gözlerinden belliydi. Gitgide kötüleşen rüyalarım artık bir son bulmaya başlamıştı, şimdi hep aynı şeyi görüyordum.
-"Daha ne kadar kaldı " diye sordum.Uzun yolculukları sevmiyordum bana uyumaktan başka çare bırakmıyorlardı ve her gözlerimi kapattığımda aynı iğrenç şeyi görmek moralimi bozmama sebep oluyordu.
Sorum bağıran hayranları duyunca cevaplanmıştı.Yüzüme sahte bir gülümseme koyup,eve gitmek için geri sayıma başlamıştım bile.
Bree'nin Anlatım
Bana "bana acı " dermişçesine bakıyordu. O anda kendimi tutamayıp bir kahkağa koparttım.Yavaş yavaş adımlar atarak önüne ulaştım. Bacağımı tekme atmak için havaya kaldırdığımda, kendi bacağını benimkine dolayıp kendisine doğru çekti ve yere kapaklanmamı izledi. Yüzüne şapşal bir gülümseme koyup yüzüme yaklaştı. Kolunu göğüsüme koyup "Touche" dedi.
Yüzüme sinsi sırıtışımı yerleştirip "Yüzüme fazla yakınsın," dedim ve ellerimle omuzlerını ittiğimde hafifçe sendeledi. Bu fırsatı kullanarak üzerine çıktım ve "dikkat et düşme ." dedim
-"Hep yenmek zorundasın değil mi?" -"Evet" üzerinden kalkıp onun kalkmasını bekledim.
-"Yemek borcun iki oldu Kaiden " dedim zafer gülümsememle.
-"Onun yerine sana iki kişilik bie yemek hazırlasam ve bir arkadaşını davet etsen olur mu?"
-"Biliyorsun arkadaş edinme konusunda pek iyi değilim, hatta seninle nasıl arkadaş olduğumuzu bile bilmiyorum." Somurtarak yanıma yaklaştı.
-"Hala aynı rüyayı görüyor musun?"
- "HAYIR"
-"Ben sadece sor-"
-"SORMA" Küçücük bir soru bile modumu değiştimmeme neden oluyordu. Kaiden arkamdan
-"Bree üzgü-" Cümlesinin tamamını dinlemeden ringden uzaklaştım.
~
İki saat oldu ve ben hala bu saçma kum torbasını yumrukluyordum. ama bu benim sinirimi yatıştırmıyordu, bana başka bir sinir atma aracı lazımdı. AMA NE?
Ringe geri gidip Kaiden'ı dövemezdim, arkadaşlığımızı riske atmak istemiyordum. Bana destek olan oydu. Peki ben , bense hiçbir şey yapmıyordum. belki de gidip özür dilemeliydim. Hayır özür dilemeiycektim. Bana o aptalca rüyalardan söz etmemesi gerektiğini çok iyi biliyordu.
...
Müzik...
Müzik her zaman işe yarar duygularımı ifade etmek istiyordum hem bir şeylere vurmaktan daha iyidir.
Dolabımdan çantamı alıp asansöre yöneldim, sonunda yeryüzüne ulaşmıştım. Merkez yerin altında olduğu için yukarı çıkmak biraz uzun sürüyordu. Otoparka girdiğimde, gözlerim bir tane Audi Q7 aradı. Arabama yöneldim ve çantamı yan koltuğa fırlattım. New york sokakları her zamanki gibi kalabalıkta evim şehir dışında olduğu için beni uzun bir yol bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMAGED
Fanfiction~ "Harry güçlü kalman gerekiyor, sadece biraz daha dayan sana söz veriyorum herşey daha iyi olucak.Hayata tutun." uzattığım elimi tuttuğunda hala umut olduğunu hissetmeye başlamıştım. Titrek bir sesle fisildadi "yanimda olucak misin peki...