Hazret-i Fâtıma (radıyallahü anhâ)'nın yanlarında olmadığı bir an Resûlüllah Efendimiz (s.a.v.), Hazret-i Ali'ye sırasıyla; Allâh'ı, Resûlü'nü, Fâtıma'yı ve çocuklarını sevip sevmediğini sordu.
Hz. Ali kerramellâhü vecheh, hepsine ayrı ayrı “Evet” cevabını verdi.
Peygamberimiz (s.a.v.):
Yâ Ali! Gönül bir tane, sevgi ise dört.
Bir kalbe bu kadar sevgi nasıl sığıyor? diye sordu.
Hazret-i Ali (r.a.) cevap veremedi.
Oradan ayrılıp evine geldi.
Hazret-i Fâtıma (radıyallahü anhâ), eşini düşünceli görünce sebebini sordu.
O da anlattı.
Yüksek bir akıl, kuvvetli bir zekâ, üstün bir basîret ve firâsete sahip olan Fâtıma vâlidemiz tebessüm ederek şöyle dedi:
Ey Ali, babamın yanına git ve bu soruyu, şöyle cevaplandır:
“Yâ Resûlüllah! insanın, sağ-sol-ön-arka diye yönleri olduğu gibi, kalbin de muhtelif cihetleri vardır.
İşte ben, Allah Teâlâ'yı aklım ve îmânımla; sizi, rûhum ve îmânımla; Fâtıma'yı nefsimle, çocuklarımı da babalık şefkatimle severim.”
Hazret-i Ali (r.a.) sevinçle yerinden kalkarak Resûlüllah (s.a.v.)'ın yanlarına gider ve önceki suâli yukardaki gibi cevaplandırır.
Resûlüllah (s.a.v.), bu cevabın Hz. Fâtıma'dan olduğunu îmâ ederek tebessümle:
Ey Ali, bu sözler senin değil; ancak peygamber ağacının dalından toplanmış meyvelerdir, buyurur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK DİNİ HİKAYELER♥
Kurzgeschichtenبسم الله الرحمن الرحيم Çoğu şeyi bildiğimiz halde yapmayız. Bizi onu yapmaktan alıkoyan bir şeyler vardır.Biz buna çoğu kez şeytan deriz. Ama onu kendimizden uzaklaştırmak icinde bir şey yapmayız. hep bir ertelemeyle geçer ömür , bilinmez ki ne k...