DÜZENLENDİ
Armağan hastanedeki işlerini bitirdiğinde saat 17.06'yı gösteriyordu. Toplanırken ayağından babetlerini çıkartıp topuklu ayakkabılarını giyip çantasına babetleri alıp çıktı. Esra da toplanıyordu.
"Esra ben çıkıyorum. Yarın izinliyim biliyorsun"
"Biliyorum Doktor Hanım, gidin ve bir güzel dinlenin."
"Ne dinlenmesi Esra? Mardin'e bilet aldım. Eve gidip iki parça bir şey alıp havaalanına geçeceğim."
Esra şaşkınlıkla kafasını sallayıp selam verdi. Armağan'la 5 yıldır birlikteydiler. Ve çok yakın arkadaşlardı ama hastane içinde ikisi de prensipleri gereği çok yakın davranmıyorlardı. Armağan;
"Hadi, bugün arabayla gelmemişsin ben bırakırım seni."
Esra çantasını alıp peşine takıldığında ikisi de suskundu. Karşı komşu olmaları güzeldi. Zaten çoğu zaman birlikte kalırlardı. Hastane sınırlarından çıkınca Armağan derin bir nefes verdi. Audi Q7'sine yürürken gülümsedi. Bazıları eve yatırım yapardı bazıları da arabaya Armağan arabaya yatırım yapanlardandı. Esra ile arabaya geçtiklerinde Armağan;
"Esroşum, sende gel benimle? Değişiklik olur ha?"
"Yok canım benim. Valla senin o ağabeyini çekemem."
Dediğinde ikisi de kahkahalarıyla arabayı inlettiler. Esra 2 yıl önce Mardin'e gitmiş ve Armağan'ın abisi Celil kıza çok kötü davranmış bu da yetmiyormuş gibi çalışmayı bırak evlen benimle demişti. Tabi Esra'nın cevabı da okkalı bir tokat olmuştu. O günden beri gitmiyordu. Ama Celil onu görmeye sürekli geliyor özür diliyordu. Armağan ise ikisine gönülden inanıyor hatta abisine bazen yardım ve yataklık ediyordu.
Eve gidene kadar şarkılar, sohbetler bir olurken siteden girip binalarına yöneldiler. Aynı binanın 9.katında oturuyorlardı. İkiside asansörden inip birbiri ile kucaklaştılar. Sonra da Armağan hemen duşa yöneldi.
Esra ise herkesten gizleyerek her zaman yaptığı gibi hemen instagrama girip Celil'e baktı. Esra'nın kaşları çatılırken meraklandı. Adam hep hikaye atardı ama bugün yoktu. Umarım iyisindir diyerek yemeğe yöneldi.
Armağan ise duştan çıkıp hızlıca üzerinde bornozu ile küçük bir bavul hazırladı. 3 günde olsa, ihtiyaçları hiç bitmezdi. Bavulu hallettikten sonra ne giyeceğine karar vermek için giyinme odasına geçti. Sonuçta ev 3+1 di ve kendi için sadece yatak odası önemliydi. Diğer iki odasından biri kütüphane biri de giyinme odasıydı. Hızlıca oraya girdi. Ve kafasında planladığı kombini çıkarmaya koyuldu. Siyah gömlek, grimsi şortunu ve üzerine ovarlok kesim siyah ceketini çıkardı. Eğilip çekmeceden opak siyah çorabını da alıp kapattı çekmecesini. Bornozu çıkartıp iç çamaşırı ve kıyafetlerini üzerine geçirdi. Ah bunun altına çizmenin gideceğini düşünüp siyah uzun çizmelerini çıkardı.
*
Her şeyini hallettiğinde saat 18.15'i geçiyordu. Hızlıca çizmelerini giyip kapıyı kitleyip kendini arabasına attı. Ve hızla havaalanına yöneldi. Ve her işini hallettikten sonra uçağına binip kitabını çıkardı.
Armağan yolculuğa devam ederken Mardin'de olayları yeni duyan biri vardı. Baranoğlu konağının Ağası, şirkette şans eseri öğrenmişti. Sinirle ayağa kalkıp elinde bastonuyla arabasına yönelmişti. Hızlı çıktığından şoför gelmeden kendi binip konağına sürdü. Kızına evinin küçük meleğine sinirliydi. Küstü, kızgındı. Sima bunu nasıl yapabilmişti? Konağa girdiğinde ağıtlar, ağlamalar kulağına geldikçe sinirlendi. Salonuna girip bastonunu 3 kere yere vurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I BERDEL
RomanceDoğu da büyümüş bir kızdan doğu hikayesi.... Klasik bir Töre hikayesi değildir. Başrol oyuncularımız okumamış veya cahil kesimden değillerdir. Hayat bazen her işi yolumda giden çok başarılı bir Doktor ile çok başarılı bir avukatı böyle birleştireb...