"Bu işe asla ama asla karışmayacaksın Aslı. Bu konu şuan burada bir daha açılmamak üzere kapanıyor." demeyi tercih etti Atlas.
Kafasını onaylar anlamda sallayan Aslı'ya baktı yüzünden anlaşılıyordu ne kadar hevesli olduğu. Aslı odadan çıkınca sekreterini odaya çağırdı ve" Hemen eski haline gelsin burası. Derhal!" dedi.
Ve 10 dakika içinde odası eskisi gibi olmuştu bu sürede de sakinleşmişti biraz olsun. Saate baktığında sekize geliyordu. Telefonunu cebine koydu ve askıdaki ceketini de alarak odadan çıktı.
Hemen arabaya bindi ve hızlıca eve gitti. Bu akşam bara gitmeyi planladığı için eve girer girmez odasına çıkıp üstünü değiştirdi. Bir şeyler atıştırdıktan sonra evden çıktı ve bara gitmek üzere yola çıktı.Bara geldiğinde kısaca etrafa göz gezdirdi. Bugünkü stresini yatakta atmaya karar vermişti çoktan. Etrafa bakarken tanıdık gelen birini gördü ve kafasıyla selam vermekle yetindi. Anlaşma yaptığı şirketlerden birinin sahibiydi. Ve sonra da bu mekanın sahibi olan Esat'ı gördü hızlıca yanına gitti.
Kısa bir ayaküstü konuşmanın ardından gözüne bir kız kestirdi. Yüzüne dahi bakmadan vücuduna baktı. Dolgun göğüsleri , büyük kalçası ve ince beliyle Atlas için güzel bir avdı.Arkadaşının sırtına gittiğini belirtmek için yavaşça vurduktan sonra hızla kızın yanına doğru gitti ve kolundan tutup burada kendisi için hazırlanan özel odasına götürdü.
Kızın yüzüne bile bakmadan direkt gömleğinin düğmelerini açmaya başladı. O sırada kız da elbisesini çıkarmakla meşguldü. Atlas pantolunu çıkartırken kız da sadece iç çamaşırlarıyla yatağa uzanmıştı. Atlas :
" Tamamen." diyerek sert bir bakış attı. Kız bu bakışlardan korkmuş olmalı ki hemen üstündekilerden kurtuldu. Ve bu sefer tamamen çıplak bir şekilde uzandı yatağa ve Atlas'ı izledi. Pantolununda kurtulmuş boxerını da çıkardıktan sonra çekmeceye yönelip bir prezervatif alıp taktı. Hiç vakit kaybetmeden kıza doğru ilerledi ve sert bir şekilde üstüne çıktı. Kız çoktan inlemeye başladığında dudaklarıyla göğüslerine indi. Usta bir şekilde yalarken arada da uçlarını ısırıp kızın inlemesini dinliyordu. Her bağırışında daha da zevk duyuyor. Ve hızlanıyordu. Pozisyon değiştirip bu sefer kızı önünde domaltıp o şekilde devam etti. İçine girip çıkarken daha da hızlı ve acı verici olmasını istediği için eline kızın saçlarını doladı ve sertçe çekti. Kızın
"Canımı yakıyosun."diye bağırmasıyla sinirlenmiş olan Atlas:
" Sus!"diye bağırdıktan sonra kalçasına sertçe tokatlar attı. Kıpkırmızı olan kalçasına baktıkça zevk alıyordu adeta. Boşalacağını anladığı anda kızın yatağa uzanmasını sağladı ve kondomu çıkartıp elleriyle ileri geri yaparak birazını kızın ağzına doğru geri kalanını da göğüslerine bıraktı.
Rahatladığını hissettiğinde kendini yatağa bıraktı ve komodinin üstündeki sigara paketinden bir sigara çıkardı. Kapalı alan olup olmamasını çok umursamadan yaktı ve en derinine kadar o can yakıcı tadı tatmak için içine çekti. Ayağa kalktı cama doğru ilerledi ve ayaklarının altında kalan İzmir'i seyretti. Bu şehir ona huzur veriyordu. Havası,denizi,güneşi...Sigarasını bitirip izmaritini attıktan sonra çıkardığı kıyafetlerini alıp giymeye başladı. Giyindikten sonra aynanın karşısına geçti ve dağılmış saçlarını düzelttikten sonra hızlıca odadan çıktı. Saate baktığında 3'e geliyordu. Arabasına bindi ve evine doğru yol aldı. Şehrin biraz dışında olan evine gitmesi için kullanması gereken yol biraz uzundu ama o sessizliği tercih etmişti. Eve vardığında kapıdaki korumalara kafasıyla selam verdikten sonra salondaki koltuklardan birine oturup televizyonu açtı. Rastgele bir kanalı tuşlayıp izledi. Tabi saniyeler sonra sıkılıp televizyonu kapattı. En iyisi bir duş alıp güzelce uyumak diye düşünüp odasına geçti. Üstündekilerden kurtulup kendini sıcak suyun kollarına bıraktı. Kaç saat o şekilde kaldığından haberi olmasa gerek çalan telefonuyla uzun süre kaldığını anladı. Gecenin köründe biri aramayacağına göre ya sabah oldu ya da cidden önemli bir şeydir diye düşündü ve hemen beline bir havlu dolayıp çıktı. İlk baktığı saat oldu. Ama işin garibi saat daha 04.55'ti. Sonra telefonun ekranına baktığında önemli bir mesele olduğunu anladı ve hemen cevapladı.
Arayan Karya'ydı. Ve şunları söyledi:
- Abi çok kötü bir şey oldu. Çok kötü abi çok kötü.
Ve bağırmayla karışık ağlama sesleri. Atlas dayanmadı ve bağırarak:
- Ne oldu Karya söylesene ! Ağlama sinir etme insanı. Konuş !
- Abi Cem vuruldu. Gözümün önünde oldu abi hiçbir sik yapamadım gözümün önündeydi yanımdaydı.
- Nerdesiniz hangi hastanede hemen geliyorum oraya. Sikeceğim hepsini merak etme sen.
- Egepol Hastanesi'ndeyiz abi. Yoğun bakıma aldılar şimdi. Çok kötü durumu.
-Sen sakın kendi başına bir şeyler yapmaya kalkışma ben oraya gelinceye kadar bir yere ayrılmıyorsun.
-Tamam abi bekliyorum.
Atlas üstüne ilk gelenleri giydi ve korumalarına ani bir saldırıya karşı güvenliği arttırmalarını söyleyip çıktı. Arabasını hastaneye doğru sürerken aynı anda da telefonundan güvendiği çalışanlarından birini aradı olayı kısa özet geçti ve olayla ilgili tüm bilgileri istediğini söyleyerek telefonu kapattı. Hastaneye vardığında telefonunu alarak arabadan indi ve hızla yoğun bakım isimli bir bölüm aradı. Sonunda bulduğunda koşar adımlarla oraya gitti . Karya'yı gördüğünde doğru yeri bulduğunu anlamıştı ve doğruca onun yanına gitti. Ve Karya konuşmaya başladı , bir yandan da ağlıyordu:
- Onlar yaptı işte abi Özdemir'lerin oyunu bu. Zaten o bizi en başından beri yakmaya çalışanlar onlar değil mi. Tüm ihalelerde bizi tehdit edip duran. Hiçbirinin suratını da göremedim ki. Şerefsizler plakayı da kapatmışlar. Onlar yaptı onlar. Onlar benim kardeşimin canına kast ettiler. Hepsini kendi ellerimle geberteceğim. Hepsini tek tek işkence ede ede öldüreceğim. Bırakmıyorsun ki haklayalım hepsini. Emin olalım diyorsun abi daha neyin kararsızlığı bu ya? Yeterince ortada değil mi işte her şey?
Nefes nefes yaptığı bu konuşma her ne kadar Atlas'ın sinirlerini bozsa da düşünceli bir tavır takınıp üstüne gitmek istemedi ve
" Halledeceğim bana güven." diyip oradan uzaklaştı.
Ne kadar sakin dursa da farkındaydı her şeyin. Olayların ne kadar tehlikeli olduğunu biliyordu. En büyük sorunlarıydı zaten Özdemirler. Tek tehlikle onlardı. Her ihalede kaybetmeleri için ellerinden geleni yapıyorlardı. Ama Atlas gene durumu bir şekilde kurtarıyordu. İçten içe bunun da onların işi olabileceğini düşünse de dışarıya herhangi bir şey belli etmeme konusunda ustaydı.
Arabasını şirketine doğru sürerken sadece düşündü. Kendini,yaşadığı hayatı, çevresinde olanları... Ama sonra bunları düşünmenin zamanı olmadığına kanaat getirerek düşüncelerini Cem'in vurulma olayına çekti. Şirekete vardığında her bilginin elinde olacağını bildiği için daha sabırsız sürüyordu arabayı. Sonunda geldiğinde hemen odasına çıktı ve Mert'i odasına çağırdı. Bu zamana kadar hiç güvenini sarsmayan ve her konuda bilgiye ulaşabilen tek kişiydi Mert.
- Neler buldun ?
- Efendim her şeyi bu dosyanın içinde. İsterseniz siz inceleyin.
- Bunları kimseyle paylaşmıyorsun Mert.
-Tabi efendim.
Dedi ve çıktı. O çıkar çıkmaz dosyayı açtı. Okuduğu şeyler çok memnun etmemiş olacak ki ilk bulduğu şeyi fırlattı ve sesli küfürler eşliğinde ayağa kalktı. Aklından geçirdiği tek cümle şuydu:
"Ben şimdi ne yapacağım?"