1.Bölüm Giriş

16.5K 532 700
                                    


Gerçek bir hayat hikâyesidir. Yarı kurgu, yarı gerçek olan bu hikâye psikolojik bozukluk ile yazılmıştır.







1.BÖLÜM GİRİŞ

Sizin hiç küçükken düştüğünüzde dizlerinizin soyulduğu yerlere bakarak,soyulan yerlerin acısı ile ağlamaya başlayarak annenize koştunuz mu?Ben...

Ben koşamadım...

Koşarak canım çok acıyor, anne diyes arıldınız mı?

Ben sarılamadım...

Dizlerimin yara almış yeerine,bakarak öperim de geçsin diyen bir annem olmadı benim. Benim annem o annelerden, yaralayıp ardında hiçbir şey yokmuşcasına kaçan annelerden. Dizlerimdeki yaraları kendi,kendime sarmayı öğreten annelerden benim yüzünü zar zor hatırladığım annem. Bazen düşünüyorum benim kafamın içerisinde,neden tek bir iyi anı yok diye, ailemle kendi dizlerimi sarmayı öğrendim ama kendi kalbimi saramıyorum daha.Sarsamda olmuyor işte yapamıyorum, beceremiyorum,kimseye iyi gelemiyorum ben, kendime bile.Korku dolu anılarım var benim herkes gibi,annesi terk etmiş çocuklar gibi.Küçükken yaşadığınız herhangi bir olay varya travmaya bile sebep olan,peşinizi bırakmayan korku dolu anılarınız işte benimki ondan da kötü, her gece beni uykumdan uyandıran en zayıf noktam olan en kırılgan noktam olan en çaresiz,noktam olan içimdeki küçük kız çocuğunun hiç büyümediği noktam annem...

Sizce ne zor tamamen annesiz kalmak mı yoksa annesi varken de annesiz olmak mı?

Benim hikayem annem ve babamın aşkları ile başladı...

Annemi gören babam aşık olur, ilk görüşte aşk dedikleri başına gelir adamın ama karşılıksızdır, zira kadın çocukluk aşkına adam ise hiç hissetmediği duyguları ilk defa kadında hissettirmiş...Günler geçer adam artık gider ve ailesinden, kadını ister annesi zulüm görmüş kadın ise çaresizce,annesinin sözlerini dinler aşık adamdan zarar gelmez diye....Peki ya kadın kendi çocukluk aşkını bırakacak mıdır ? Kadın annesini,dinler ve evlenir evlenmeden 1 gün önce masumca içten içe sevdiği adam ile son kez vedalaşır ve adam ona şu sözleri söyler son kez kadının gözlerine bakarak, ellerini narinlikle tutar.

"Eğer bir kızın olursa ona hicran ismini ver lütfen senden son ve tek isteğim bu."

Hicran...

Ve adam gider sevdiğini kadının,saçlarını son kez koklayarak öperken.Ve kadın biter sevdiği adam, öperken son kez kokusunu içine çekmekten.Kadın istemediği adam ile mecburen evlenmek zorunda kalır.Aradan 2 yıl geçer ve kadının bir kızı olur, o kadar güzel bir bebektir ki kadın bebeğinin yüzüne bile bakmaz sevmediği adamdan çocuğu olduğu için. Bir müddet sonra bebeğe isim düşünülür ve kadının aklına sevdiği adamın şu sözleri gelir...

"Bir kızın olursa ona hicran ismini ver lütfen senden son ve tek isteğim bu..."

Kadın kızına hicran ismini verir ve,bu ismi merak eder araştırır meğer hicran ismi ayrılık keder acı demektir. Adam bilerek her kızına baktığında ayrıldığımızı acısını hatırlasın diye mi demiştir bu adı, yoksa sevdiği kadın ile hayalini kurduğu kendi kız çocuklarınamı?



GÖMÜLÜR 1| Kitap OlduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin