3.9

4.5K 298 97
                                    

Elektrikler gidip geliyor delireceğim.

"İnanmak veya inanmamak senin elinde." dedim arkasına geçerken. Bağlı ellerini çözdüm ve eğilip ayağını da çözerken yavaşça ayağa kalkmasını izledim. "Ve bu evden sadece bir kişi canlı çıkacak, Acar."

Başını salladı. "Dediğimiz gibi."

"Dediğimiz gibi." derken gözlerimiz çakıştı. Aramızda derin bir sessizlik olurken ikimizinde gözlerinde olan tek bir duygu vardı; nefret.

Ve bu duygu; babalarımızın eseriydi.

Belki biraz da bizim hatamızdı. Yaptıkları ve yaptıklarım artık sevgimizi çürütmüştü. Bunca şeyden sonra nasıl dimdik ayakta durabilirdi ki?

Derin bir nefes alarak biraz ondan uzaklaştım. Bu hareketim kaşlarının çatmasına neden olsada bir şey demedi.

Sessizlik hâlâ aramızda dans ediyordu.

"Beni neden kurtardın?" dedi gözleri gözlerimi bulurken.

Derin bir nefes aldım. "Kurtarmak sayılmıyor." dedim. "Sadece yaşama şansını arttırdım."

Başını iki yana salladı. "Beni çıkartan adam, bir hastanenin önüne bıraktı." Şaşkınlıkla gözlerim açıldı. "Bunu sen yaptın, Işık."

"Hayır. Bunu o adamın vicdanı yaptı." dedim.

Gözlerime uzun uzun baktı. "Nefret bir kez girdi mi kalbe, sevgi ölüyor."

Başımı salladım. "Ne arkadaşlarımın hayatını mahfetmeni yok sayarım, ne de o inşaatta hissetmemi sağladıklarını."

O da başını salladı ve yine derin bir sessizlik oluşurken öylece durduk.

"Işık!" Büyük bir gürültüyle beraber ismim haykırılırken ikimizde irkildik. Evin dış kapısı sertçe kırıldı ve babam elinde silahla eve girerken gözleri direkt Acar'ın üzerindeydi.

"Baba?" dedim şaşkınlıkla.

Nefretle bana baktı. "Bu şerefsizi bizi batırsın diye mi kurtardım ben?" diye bağırdı öfkeyle. "Onunla bir olup beni mi batıracaktınız lan?" diye bağırdı.

"Ne?" diye soludum şaşkınlıkla. "Öyle bir planım olsa Acar'ın beni bulmasını beklemezdim, senin bir gün beni seveceğini beklemezdim!" diye bağırdım.

"Kes sesini!"

Dişlerimi gıcırdatarak babama bakarken elindeki silahı Acar'a doğrulttu. "Seni o gün, orada bırakmalıydım." dedi nefretle.

"Bıraksaydın, kurtar diye yalvarmadım." dedi Acar alayla gülerken. "Tabii o kurtarmak sayılıyorsa."

"Şerefsiz." diye soludu babam.

"Dur!" diye bağırdım. "Birisi seni doldurmuş, kes şunu!"

Babam alayla bana bakarken, "Ben buraya gelmek için kaç insanın üzerine bastım, biliyor musun? İki bücür gelip hayatımı alt üst etsin diye yapmadım!"

"Kimse bir şey yapmıyor!" diye bağırdım.

Elindeki silahın namlusu bana dönmesiyle gözlerim irice açıldı. "Kapat o çeneni!"

Alayla güldüm. "Ne o? Kızını mı vuracaksın?"

"Susmazsan evet." demesiyle tüm kanım çekilmiş gibi hissettim. Suratına şaşkınlıkla baksam da umursamadan tekrardan Acar'e döndü.

"Cehennem de görüşürüz, Acar." demesiyle tetiği çekmesi aynı zaman kavramında oldu. Bir çığlık dudaklarımın arasından kaçarken gözlerim irice açıldı.

Namlu tekrardan bana doğru dönerken, "İhaneti affetmem, Işık." dedi net bir sesle. "Ve sen bana ihanet ettin."

Buruk bir gülümseme peydahlandı dudaklarımda. "İhanet demek."

"Babasının benim açığımı yakalaya çalıştığımı biliyorsun!" diye bağırdı. "Sırf istiyorsun diye evlerine gönderdim sizi, ne için? Arkamdan iş çevirin diye mi?"

"Öyle bir şey yok!" diye bağırırken bakışlarım yerde kanlar içinde yatan Acar'a kaydı. Derin bir nefes aldım.

"Kes sesini!" diye bağırdı. "Abinle iyi plan yapmışsınız."

"Ne?" dedim şaşkınlıkla ama beni duymadı. Her zamanki gibi.

"Sen benim kızımdın." dedi başını iki yana sallarken. "Bu son sana yakışmadı." dedi ve elindeki silah ikinci kez patlarken kurşunun bedenimi delerek saplandığını hissettim.

Gürültüyle yere devrilirken dolan gözümden bir damla yaş aktı.

•••

Kimin ölmesini bekliyordunuz? İkisininde öleceğini düşünmüş müydünüz?

Açıklanmamış bir sır daha var. Onu finalden sonra paylaşacağım özel bölüm olarak.

İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin