fullsun:
oyun
MÜKEMMELDİ HYUNG
TEKRAR OYNAMALIYIZmarklee:
tabii ki
gelirsen neden olmasınfullsun:
biz harika bir takımız
ama bir sorun var
oyuna odaklanamıyorsunmarklee:
dikkatimi dağıtıyorsun çünküfullsun:
sürekli bana bakıyorsun
bakmazsan dikkatin dağılmazmarklee:
varlığın bile dikkatimi
dağıtıyorfullsun:
beni seviyorsun değil mi :dmarklee:
çoookfullsun:
biliyordummarklee:
tabiifullsun:
çok boş konuştum
gidip ödevlerimi yapmalıyım
sonra görüşürüz hyungmarklee:
görüşürüz Hyuck•••
Derin bir iç çekip yerdeki oyun konsoluna çok kısa bir süreliğine baktı Mark. Telefonunu yatağının bir kenarına bırakıp arkasına yaslandı ve camdan dışarıyı izlemeye başladı.
Donghyuck'un her kazandıklarındaki gülüşü geliyordu aklına. Neşeyle gülüyor ve bölümleri biraz daha zorlaştırıyordu.
Yoldan geçen insanları izlerken düşündü, ne zaman Donghyuck'tan hoşlanmaya başlamıştı?
Bir ay mı? Belki iki ay... Hayır hayır, tam tamına bir yıl olmuştu.
Gözlerini Donghyuck'un odasının penceresine çevirdi. Perde yine açıktı. Donghyuck çalışma masasının üzerindeki dağınıklığı toplamaya üşenmiş olmalıydı ki ödevlerini yatağında yapıyordu. Aceleyle bir şeyler yazdığı belli oluyordu, Donghyuck ödevlerini hiçbir zaman özenerek yapmamıştı zaten. Bunu sınav kağıtlarının ve ödevlerin okunmasına yardım ettiği için anlayabiliyordu Mark.
Donghyuck'un yazısı çirkindi, okuması zordu fakat Mark onun yazısının mükemmel olduğunu düşünüyordu.
Çok güzelsin kaptan, dedi içinden.
Güneş gibisin ve ben sana nasıl ulaşacağımı bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mistake | markhyuck
Fanfiction"Alçı iki hafta sonra çıkacakmış, o zamana kadar istediğim her şeyi yapmak zorundasın Hyuck." texting + story ©renvoin