21

3.9K 475 97
                                    

fullsun:
oyun
MÜKEMMELDİ HYUNG
TEKRAR OYNAMALIYIZ

marklee:
tabii ki
gelirsen neden olmasın

fullsun:
biz harika bir takımız
ama bir sorun var
oyuna odaklanamıyorsun

marklee:
dikkatimi dağıtıyorsun çünkü

fullsun:
sürekli bana bakıyorsun
bakmazsan dikkatin dağılmaz

marklee:
varlığın bile dikkatimi
dağıtıyor

fullsun:
beni seviyorsun değil mi :d

marklee:
çoook

fullsun:
biliyordum

marklee:
tabii

fullsun:
çok boş konuştum
gidip ödevlerimi yapmalıyım
sonra görüşürüz hyung

marklee:
görüşürüz Hyuck

•••

Derin bir iç çekip yerdeki oyun konsoluna çok kısa bir süreliğine baktı Mark. Telefonunu yatağının bir kenarına bırakıp arkasına yaslandı ve camdan dışarıyı izlemeye başladı.

Donghyuck'un her kazandıklarındaki gülüşü geliyordu aklına. Neşeyle gülüyor ve bölümleri biraz daha zorlaştırıyordu.

Yoldan geçen insanları izlerken düşündü, ne zaman Donghyuck'tan hoşlanmaya başlamıştı?

Bir ay mı? Belki iki ay... Hayır hayır, tam tamına bir yıl olmuştu.

Gözlerini Donghyuck'un odasının penceresine çevirdi. Perde yine açıktı. Donghyuck çalışma masasının üzerindeki dağınıklığı toplamaya üşenmiş olmalıydı ki ödevlerini yatağında yapıyordu. Aceleyle bir şeyler yazdığı belli oluyordu, Donghyuck ödevlerini hiçbir zaman özenerek yapmamıştı zaten. Bunu sınav kağıtlarının ve ödevlerin okunmasına yardım ettiği için anlayabiliyordu Mark.

Donghyuck'un yazısı çirkindi, okuması zordu fakat Mark onun yazısının mükemmel olduğunu düşünüyordu.

Çok güzelsin kaptan, dedi içinden.

Güneş gibisin ve ben sana nasıl ulaşacağımı bilmiyorum.

mistake | markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin